Türkiye
Giriş Tarihi : 31-05-2016 15:23   Güncelleme : 31-05-2016 15:23

AB’de Gezi İsyanı…

Sadece Gezi Parkında ağaçlar kesilmesin diye biz bu eylemleri yapıyoruz diye GÖRÜNEN! BİLİNEN eller tarafından başlatılan kimi İş Adamları! Meslek Kuruluşları ve Siyasi partilerin desteklediği MASUMANE! Gezi olayları ya da Gezi Kalkışması sözde 8 tane ağaç için başlatılmış bir eylemdi! Hatırlayın! İlk önce 8 Ağaç Türkiye’nin gündemine oturtuldu akabinde büyük bir provokasyon ile Türkiye cehennem yerine çevrilmeye çalışıldı

AB’de Gezi İsyanı…
Sadece Gezi Parkında ağaçlar kesilmesin diye biz bu eylemleri yapıyoruz diye GÖRÜNEN! BİLİNEN eller tarafından başlatılan kimi İş Adamları! Meslek Kuruluşları ve Siyasi partilerin desteklediği MASUMANE! Gezi olayları ya da Gezi Kalkışması sözde 8 tane ağaç için başlatılmış bir eylemdi! Hatırlayın! İlk önce 8 Ağaç Türkiye’nin gündemine oturtuldu akabinde büyük bir provokasyon ile Türkiye cehennem yerine çevrilmeye çalışıldı. Ondan sonra gerçekleştirilmek istenen 17/25 Aralık Darbe girişimine girmeyeceğim bile… 8 Ağaç daha sonra Özgürlükler kısıtlanıyor’a ondan sonra Taksim’e Camii istemeyiz’e en sonunda da en kibar şekliyle söyleyeyim “Tayyip İstifa” söylemleri ile birlikte Hükümetin İstifasına kadar getirildi. 8 tane ağaç Hükümetin istifasını isteyecek kadar önemliydi! Son tahlilde! Aydın! Sanatçılarımız ağızlarında ki baklayı çıkarmışlardı! “Mesele Ağaç değil, Sen hala anlamadın mı?” diyerek… Aman Allah’ım! O, ne tezahüratlardı öyle! O Tezahüratları yapan Eylemcilerin Tertemiz! Alınlarından öpen Siyasi Liderimiz!!! bile yerini almıştı… Gelişmiş ve Medeni Ağabeylerimiz 1– bizler için ne kadar endişe duymuştu! Ne kadar üzülmüşlerdi! Hatırladınız mı? Gelişmiş ve Medeni Ağabeylerimiz-2 bizleri hemen uyarmışlardı! Demokrasi adına Halk! Tepkisini gösteriyordu! Bizler Gelişmiş ve Medeni Ağabeylerimiz-3 gibi davranmalı, Halkın demokratik çağrılarına kulak vermeliydik! Bu kadar önemli gelişmeler Taksim Meydanında olunca haliyle bizim Malum Yerel Medyamız da 24 saat boyunca sürekli canlı yayınlarla bu olayları an be an bizlere aktarıyordu! Bizlerde evlerimizde çekirdek çitleyerek olayları soluk soluğa izliyorduk! Aman Allah’ım! Toma’lar Masum Halka tazyikli soğuksu fışkırtıyordu! Gaddar Polis, Masum Eylemci Halka gaz kapsülleri ile müdahale ediyordu! Hatta yeri geldiğinde Cop bile kullanıyorlardı! Bu kadar masumane gerçekleşen olaylara elbette Dünya Medyası sessiz kalamazdı tabii ki de… CNN, BBC, FOX Televizyonları başta olmak üzere Dünya’nın gözü üzerimizdeydi! Yazılı Dünya basını ise tam tekmil yerini almıştı! Özgürlükler kısıtlanıyordu! Özgürlüklerin önünün açılabilmesi için 3.Köprü,3.Havaalanı projeleri derhal durdurulmalıydı! Nükleer Enerji santrallerinin yapımına derhal son verilmeliydi! Bunların yapılabilmesi içinde derhal ivedi olarak “Tayyip İstifa” etmeliydi! Ne enteresandır ki! Bu Masum İstanbul’daki Gezi Eylemcilerinin birçoğu gözaltına alındığında hepsinin ceplerinden ABD Dolarları çıkıyordu! Yapılan en ufak harcamalarını dahi ABD Doları ile yapıyorlardı! Ankara’da ise gezi eylemlerine destek veren Masum Eylemciler gözaltına alındığında ise hepsinin ceplerinden 100TL’lik Banknotlar çıkıyordu… Aynı Dönemde Brezilya’da da Gezi Parkı eylemleri çıktı! Brezilya Hükümetinin ulaşım zamlarını protestosu bir anda Ülkeyi kaosa gerileme taşıdı.Yağma ve Talanı meşru hale getirdi! Brezilya Hükümeti ulaşım zamlarını bir müddet sonra geri aldığını açıklasa da olaylar bir süre daha devam etti. Brezilya’da ki eylemcilerin isteğinin Nükleer Santrallerin durdurulması talebi de daha sonra asıl istekler sıralamasında ilk sıralamayı gördü! İstanbul Gezi Parkı ve Brezilya’da ki o dönemde ki olayları birbirleri ile kıyasladığımızda ne kadar benzerlik var değil mi? Yoksa yabancı bir el mi her iki ülke için bir şeyleri tasarlamıştı?! Gezi kalkışması bastırıldıktan sonra ki dönemlerde gezi olaylarına destek veren İş Adamlarının Nasıl ormanları talan ederek aslında kendilerine Villalar yaptıkları, Özel Üniversiteleri için orman katliamlarını nasıl sessiz sedasız gerçekleştirdikleri ortaya çıkmıştı, Daha sonra ki dönemlerde CHP’li Belediyelerin Asırlık Çınar Ağaçlarını Yol açma bahanesiyle kestiğini de görmüştük. Ne enteresandır ki! Gezi Olaylarında görünmekten hatta en ön saflarda yürüyerek halkı galeyana getiren sanatçılarımız! Hükümetin kararlı tutumu sonrası soluğu Bodrum’da almış, Masum! Eylemciler CIA’nın eski bir taktiği olan duran adam pozisyonu almıştı! Tabii ki Piyanolu Özgürlük İsteyen Yabancı Sevgili Dostlarımızı da unutmamak lazım…  Türkiye tekrar Kaos ve Manda yönetimi için hazırlanmak istense de Hükumetin kararlı tutumu sonrası Avrupalı dostlarımız “Aman! Masum! Özgürlük isteyen eylemcilere zarar gelmesin. ”kartını ortaya sürmüştü… Hatırlayın! AB'de Gezi İsyanı şimdi, gelelim günümüze…. Fransa ve Belçika’da çalışma saatleri protestoları tüm hızıyla sürüyor… Özellikle Sert tedbirler alan Fransa ve Belçika hükümetlerine nedense kimse bir şey söylemediği gibi alınan sert tedbirler bazıları tarafından olumlu karşılandığı gibi destekte görüyor… AB Liderlerini, Fransa ve Belçika’da başlayan ateşin yakın zamanda Tüm Avrupa’yı saracağı endişesi sarmış vaziyette… Ne enteresandır ki! Fransa ve Belçika’da ki olaylara sağır olan görmeyen ilk başta CNN, BBC, FOX Televizyonları olmak üzere, Yazılı Medya ile karşı karşıyayız! Bugün Yine İstanbul’da Gezi Kalkışması benzeri bir olay olsa! Anında tası tarağı toplayıp İstanbul’a gelip 24 Saat aralıksız canlı yayın yapacak olanlar, Bugün Fransa’ya, Belçika’ya sağır ve kör… “Mesele Ağaç değil, Sen hala anlamadın mı?” “MESELE,GELİŞEN BÜYÜYEN TÜRKİYE,MESELE İSLAM İLE YENİDEN KUCAKLAŞAN TÜRKİYE,MESELE PRANGALARINDAN KURTULAN TÜRKİYE,MESELE MANDA ZİHNİYETİNDEN KURTULAN VE SÖZÜ GEÇEN BÜYÜK TÜRKİYE” Sen hala anlamadın mı? Bu hatırlatmalar ve serzenişler sonrasında elbetteki Avrupa’da başlayan Gezi Benzeri olaylara baktığımızda Hükumetlerin Zam ve Çalışma Saatlerini artırma noktasında ki girişimlerinin olduğunu görüyoruz… Gezi Parkı olaylarından Tahrir Meydanı çıkartmaya çalışanlar şimdiler Masum! Eylemcilere o kadar sert davranıyor ki, İnsanın içi açıyor… Peki Fransa’da başlayan ve Belçika’ya sıçrayan gösterilerin fitilini ateşleyen Çalışma Saatlerinin artırılmasını neden Hükumetler ister, Hiç düşündünüz mü? Ekonomi bilenler bilir, Gelişmiş Ekonomi ayrı bir kavramdır, Büyüme hızı ayrı bir kavramdır, Gelişmiş ekonominiz sizin mevcut durumunuzu gösterirken büyüme hızınız ise size bundan sonra ki yaşam kalitenizin ve standartlarınızın aynı seviye de ya da daha ileri seviye de olacağını gösteren ekonomik göstergelerdir. Ya da tam tersidir Ekonomik Büyüme hızınız düştükçe fakirleştiğinizin göstergesidir. Peki, buna bir de Beklenen ya da Tahmin edilen Nüfusun büyüme hızını eklersek ne olur? Nüfus Büyüme hızınız da istenilen seviye de değilse ya da negatif görünümde ise Ekonominiz ne kadar iyi olursa olsun, Ne kadar Gelişmiş Ekonominiz olursa olsun, Ülkenizin battığını gözleriniz ile görüyorsunuz demektir… Avrupa Birliği bir yandan mevcut Nüfus yapısını korumak için Mültecileri ülkelerine almamak için elli takla atarken diğer yandan da mültecilerin oluşturabileceği maliyetleri Mültecilere ödetmek gibi bir çare arıyor. Türkiye’ye Mültecilere bakması karşılığında toplamda 6 Milyar Euro verme taahhütlerine rağmen ilk etapta vermeleri gereken 3 Milyar Eoru’yu vermemek ya da mümkün mertebe geciktirmek için takla üstüne takla atarlarken diğer yandan da Gelen Mültecilerin yanlarında getirdikleri maddi emtiaları bırakın Alyanslarına varıncaya kadar göz koymuş vaziyetteler… Evet, Gelişmiş ve Medeni Ağabeylerimiz aslında hem büyüme hızı olarak değerlendirildiğinde hem de nüfus büyüme hızı olarak değerlendirildiğimizde aslında küçülüyorlar, Kısaca batıyorlar. Haliyle şuan ki mevcut Hristiyan kulübünün zarar görmesini istemiyorlar. Sömürge haline getirilecek yeni topraklardan medet umarlar iken, asla asla ve sömürge haline getirdikleri ya da getirecekleri yerlerden kendi ırkları saf halde kalması için yeni bir göç dalgasını istemiyorlar… Aksi takdirde Yeni gelecek olan Mülteciler mevcut sıkıntılı ekonomilerini sıkıntıya sokacağı gibi kendi Demografik yapılarını da bozacağı endişesi taşıyorlar, O yüzdendir ki AB büyük bir çıkmazın içerisinde…. Şimdiler de AB, Türkiye’de yakılmaya çalışılan gezi benzeri olayları ile uğraşa dursun, Bizlerde ekranlarda onların o hallerini seyrederek çekirdeklerimizi çitleyelim… Seygiyle Kalın… Orhan Sarıkaya
adminadmin