Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 29-07-2023 11:30   Güncelleme : 29-07-2023 11:30

ASH Bakanımıza tepkimin dozu yüksek mi oldu!

Değerli dostlar biz vatandaş olarak bürokratlarımız, vekillerimiz, bakanlarımız hatta Reis-i Cumhurumuz üzerinde denetim için bir göz olmalı, daha faydalı işler yapmaları için de yol yöntem göstermeliyiz.

ASH Bakanımıza tepkimin dozu yüksek mi oldu!

Çünkü bu ülke 85 milyon vatandaşındır, bir gemiye benzetirsek ülkenin tüm çalışanları geminin mürettebatıdır.

Bilen biliyor Türkiye Aile Meclisi olarak 6 yılı aşkındır hayata sıkıntı veren yasa ve yönetmeliklerle mücadele ediyoruz. Uzun zaman İstanbul Sözleşmesinin sıkıntılarını dillendirdik, Cumhurbaşkanımız bir gece vakti sözleşmeyi reddedince inanır mısınız o gece belki yarım saat sevinç göz yaşlarını dökmüşüm. Ancak bu sözleşme gereği çıkarılan yaslar özellikle 6284 ve benzeri yasalar halen yürürlükte duruyor. Mecliste 3-5 vekil bunu dert edinip parlamentoyu harekete geçirmiyor.

Bakanımız Mahinur hanım “6284 numaralı yasa önemlidir” deyince heyecana geldim ve “olmadı bakan hanım olmadı!” başlıklı bir yazı yazdım.

Mahinur Bakanımın “güçlü birey, güçlü aile, güçlü toplum” sloganına sahip çıkması uzun erimli olarak hayırlı işlere imza atacağına işarettir.

Ayrıca “süresiz nafaka adil değildir, ele almak lazım” demesi de hayra alamettir.

Bakanlıktan edindiğim bilgiye göre nezareti devralır almaz birkaç tane sıkıntılı genel müdürü de görevden almış, bir kaç il müdürlerini de alacak ve şimdiye kadar Bakanlık düzeyinde yanlış bir işe de imza atmamış.

Bu edindiğim bilgiler bana tekrar umut verdi. Hatta göreve başlarken de “Mahinur Özdemir Göktaş umut veriyor” başlıklı bir yazı yamıştım, aynı umut ve heyecan tekrar bende oluştu.

Diyeceksiniz ki bu kadar alttan almak doğu mu acaba? ama çalışkan bir insanın da hevesini kırmak temiz bir vicdana sığmıyor.

Benim kanaatim o ki Mahinur Bakanın İstanbul  sözleşmesi ve sonrasında çıkan yasaların aile yapımıza ve toplumsal huzurumuza verdiği sıkıntıyı pek bilmiyor.

6284 numaralı yasa milyonlarca aileyi dağıtmış, nice nice cinnet ve cinayete sebep olmuş, milyonlarca çocukları “sosyal yetim” durumuna getirmiş, milyonlarca erkeğin karizmasını çizmiştir.

6284 numaralı yasa tüm erkekleri potansiyel suçlu ve peşinen yalancı kabul ediyor.

Bir önceki yazımda öyle üç örnek vermiştim ki, okuyan  herkes  bu yasanın ne kadar  adaletten yoksun olduğunu anlardı.

Daha nice nice olaylar, dramatik hadiseler yaşanmış. Yasa ve yönetmelikler çıkarılırken bir toplumun inanç ve kültürel yapısını dikkate almak lazımdır diye düşünüyorum.

Evet belki kadınlara karşı bir haksızlık yapılmış olabilir, zaten o haksızlığın yüzünden galiba Allah Anadolu erkeğini böyle sözleşmeler ve yasalarla tedip etti, ediyor, kendimize gelmemiz için. Ama bu kadar değil.

*Yüce Allah sınırlı nafaka emredip, ayrılan eşe iyilik yapıp katkı vermeyi tavsiye ederken, bizim yasalarımız bir gün, bir ay ,bir yıl evli kalanlara ayrıldıktan sonra bir ömür boyu nafaka vermeyi gerekli kılıyorsa yanlış olan yasalarımızdır.

*Allah kadını erkeği eşit yaramışsa ve biz “kadının beyanı esastır” deyip erkeğin ifadesini tanımıyorsak yanlış olan bizim yasalarımızdır.

*Aile bütünlüğü toplumsal huzurunun temeli için şart işse ve 6284 numaralı yasa milyonlarca ailenin dağılmasına sebep oluyorsa bu yasa sakat bir yasadır, ıslahı lazımdır.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN