Balkanlarda yaşayan yüzbinlerce Bektaşi’nin yanında, ülkemizde benzer inanca sahip milyonlarca Alevi vatandaşımız var. Arnavutluk’ta resmi olarak tanınan ve çok kıymet verilen Bektaşilik, Türkiye’de kurumsal anlamda temsil edilemiyor.
Yeri gelmişken Bektaşilik ve Alevilik farklı kavramlar mıdır? Sorusuna yanıt vermekte yarar var;
Esasları bakımından Ehlibeyt inancı ve Hz. Ali sevgisine dayalı olarak birbirine çok benzeyen Bektaşilik ve Alevilik aslında pratik ve teorik olarak farklı iki anlayış. Alevilik mezhep, Bektaşilik ise bir tarikattır. Alevi ailenin çocuğu doğumdan itibaren Alevi olarak kabul edilir. Buna karşılık annesi ve babası Bektaşi olan çocuklar aynı şekilde doğmuyor. Ebeveynleri hangi din ve mezhebe bağlı olursa olsun ergenlik çağına gelen bireyler, dergâh tarafından kabul edildiği takdirde bir mürşide bağlanıp Bektaşi olabilir. Ülkemizde bu inanca sahip olanlar çoğunlukla Alevi, Bektaşi değil. Alevi vatandaşlarımız benzer değerlere sahip olmaları nedeniyle Hacı Bektaş Veli’ye olan derin hürmetlerinden dolayı, kendilerini Alevi – Bektaşi olarak tanımlıyor.