Bu, doğrudan doğruya "İslâm nefretinin zeminini" oluşturmaktadır. Büyük kanuni döneminden Tanzimat'a uzanan süreçte "din bağlarının ruhunu kaybettiği devir" yaşanmışken, Tanzimat ve Meşrutiyet arası, din bağlarının "kasıtla çözülmeye başlandığı" bir devir olmuştur. Bu çözülme, başlangıçta bir "İslâm şüphesiyle" sinsi bir biçimde ilerlemiş, "küfür dünyasına ivaz verici ahmak bir idare-i maslahatçılıkla" Meşrutiyet Komitesi'ne kadar ulaşmıştır. Tanzimat, Batı'nın "maymunvâri kopyası hareketi" olmaktan öteye gidememiş, ahmak idare-i maslahatçılık eliyle zulmü idrak seviyesine taşımıştır.
Dinin Talanı: İttihatçı Fitnesi ve 31 Mart Mizanseni
Din mazlumlarının serüveni, bir tuzak ve mizansen olan 31 Mart Vakası ile başlar. Bu olay, İttihatçı zümrenin, din davasını kirletme ve mukaddesatı maskara etme şekavetinin en net vesikasıdır.











































































































































































































