Tanıdık geldi, değil mi.
O halde...
Kapatın gözlerinizi ve hayal edin.
Bir kürsü...
Kürsünün önünde bir adam.
Belli ki çok, ama çok sinirli...
Gözlerini fal taşı gibi açmış...
Karşısında oturan başörtülü hanıma
ağzından adeta köpüklerini akıtırcasına şu cümleleri sarfediyor.
O adam...
Sene 1999...
Yer TBMM.