Fikir
Giriş Tarihi : 06-04-2020 13:27   Güncelleme : 06-04-2020 13:27

“Çağdaş Uygarlık” Yâni Tanrısız Batı Yasakladığı Ölümü Durduramıyor

“Tanrı öldü” deyip kendini “Tanrının” yerine koyan modern dünyanın “küresel” paganları ölümü yasaklamıştı. “Yasaklanmış ölümü” durduramıyor modern dünyanın “bilimsel”, kapitalist ve vahşî şefleri. Dünyayı mezbeleye çeviren modern paganlar, yâni Allah ile arasına mesafe koyan modern kapitalizmin merkezleri Avrupa, Amerika, yâni “çağdaş uygarlık” kendi ürettiği ölüm salgınını durduramıyor.

“Çağdaş Uygarlık” Yâni Tanrısız Batı Yasakladığı Ölümü Durduramıyor

Modern Batı biyoloji ve kimya laboratuvarlarında, sanayi sitelerinde, fabrikalarda, maden ocaklarında, petrol kuyularında, nükleer istasyonlarda sıra sıra ölüm dağıtıyor şimdi. Kendini Allah’tan, ahiretten tecrit ettiği için ölüler bir anlam ifade etmiyor.

 

Endüstriyalizme tapan modern Batı için ölüler “sayısal” vakadır

Modern Batı’nın “Tanrı” sız patronları ölüleri “sayısal” bir vaka olarak görüyorlar. Ölümü dünyevîleştirdiler. Çünkü sosyal darvinizm böyle buyuruyor. Bundandır ki ölülerine ağlamıyor kalpsiz ve vicdansız modern Batılılar…

Modern dünyalılar ölüleri sevmezler; çünkü ölüler yabancılaşmıştır. Allah’ı, hazreti insanı ve kalbi merkezine almayan endüstriyel Batı medeniyeti için ölüler fazlalıktır. Zamanı geldikçe fazlalıklar, yâni ölüler virüslerle, Çernobil gazlarıyla ortadan kalkmış olur. Böylece sermayeye yük olmaktan çıkar ölüler.

 

Ölülerin katili modern Batı, yâni vahşî kapitalizmdir

Mehmed Âkif’in dediği gibi  “Tek dişi kalmış medeniyet denen canavar” dört sütun üzerine yükselmiş: Sömürmek ve öldürmek, modern bilim ve vahşî kapitalizm. Modern dünya bunlarla beslenir ve zamanı gelince kölelerini, yâni fazlalıklarını ölüme tâbi tutar.

 

Washington, Paris, Roma, Londra, Moskova, Pekin ne fark eder, hepsi Allah’sız endüstriyalizmin, yâni modern, seküler, biyolojik ölümün merkezleri değil mi? Nasıl olsa makineler ve makine gibi davranan robotlar, yâni modern köleler Tanrısız endüstriyalizme hizmet etmeyi ve sonra patronları tarafından biyolojik salgınlarla öldürülmeyi bekliyorlar.

 

Modern Batı için ölüm biyolojik bir sondur

Ölümün târifini değiştirdi modern Batı, ölümün ulviliğini bozdu... Ölüm şimdi maddî bir hâdise ve biyolojik bir sona erme. O kadar… Ölümsüzlüğe ulaşmak isteyen modern dünya sisteminin hayat sigortası kurtarabilecek mi ölüleri?

Bütün semâvî dinler birbirine benzer. Din ayırır, pozitivist akıl birleştirir. Din gâlib gelince aklı ve felsefeyi yok eder.  Semâvî dinlerin hepsi müsbet ilme düşman. Bunun için tabiat üstü denen vahiyleri bir yana itmek ve dinleri zararsız hâle getirmek lâzım diyen Allah’sız modern Batı savaşlarla, katliamlarla, virüslerle sürekli öldürüyor, ölülüleri çoğaltıyor. Ölüler çoğaldıkça dehşete düşmüş rolü yapıyor. Seviniyor aslında.

 

Çanlar modern Batı için çalıyor

Modern bilim son sözünü söylüyor. Çanlar modern Batı için çalıyor. Her kötülüğü dîne bağlayan “Tanrısız” modern dünya çöküyor. Çağdaş Batı’nın insafsız, kalpsiz müsbet bilimi çâresiz. Kurdukları Allah’sız dünyanın ve ekonomik insan projelerinin sonu geldi. Kendi ürettiği virüs korkusunun pençesinde kıvranıyor. Kendi kendini imha ediyor modern Batı. Korkunç yalnızlık, sıra sıra ölümler. “Tanrılarını” çağırmaya yüzleri yok.

 

Dante’nin cehennemine benziyor Modern Batı…  Modern dünyanın patronları Dante’nin dokuz katlı cehenneminde birbirlerini suçluyorlar şimdi. Çağdaş modern dünya ölüm döşeğinde kıvranıyor. Ne sanatları, ne felsefeleri, ne rasyonel aklı kurtaracak modern dünyalıları. Çırpınıyor, tükeniyor, can çekişiyor. Kapan sıkışmış tilki gibi iniltiler geliyor… 

adminadmin