Kendisine “bunu neden yaptığı?” sorulan firmanın sahibi Zeki Başeskioğlu; “Bugün Türkiye’de yaşadığımız olaylar onu özlememiz için yeterli” diyerek, yaptığı Atatürk istismarına bir kılıf uydurmuştu.
Belli ki aklınca, o dönem malum kesimlerce köpürtülen ve “PKK’dan daha tehlikeli” gösterilerek birinci sıraya yerleşen “irtica” tehlikesini, Atatürk’ün mayolu fotoğrafıyla bertaraf etmeyi amaçlamıştı.
Tabii o meş’um günlerde sadece Zeki Triko değil “Onuncu yıl marşını” ezbere bilen her Kemalist, Mustafa Kemal’i istismar ediyor, her yere “Atam izindeyiz” yazılıyordu.
Gazeteler ücretsiz Atatürk posterleri ve rozetleri dağıtıyor…
Popçular, “Atatürklü” şarkı klipleri çekiyor…
Atatürk’ün “doğum” ve “ölüm” tarihinden bile haberi olmayan mankenler, “Atatürk’ün kızı” olarak kendilerini lanse ediyordu…
Anlayacağınız, 28 Şubat sürecinde, “Atatürk istismarı” her yerdeydi.
İşte o günlerde, yani 1999’un ortalarında, “Fetih Giyim” adlı bir giyim firması, tesettür defilesi düzenlemişti.
Defilenin sonunda ise mankenler podyuma Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın başörtülü bir fotoğrafıyla çıkmıştı…
İstismarın en azılısını yapan Kemalistler ise, “İslamcılar Atatürk’ü istismar ediyor» diyerek, adeta ortalığı ayağa kaldırmıştı.
Sırf Mustafa Kemal’in annesinin başörtülü görseli defilede kullanıldı diye, bu ülkede faaliyet gösteren bir tesettür firmasını deyim yerindeyse yerden yere vurmuşlardı.
*
Tabii o günlerin altından çok sular aktı.
“28 Şubat bin yıl sürecek” diyen, başörtülülere ve sakallılara hayatı zindan eden dönemin kudretli paşaları, şimdilerde ya cezaevinden çıkmak için “demans” numarası yapıyor…
Ya da “Z kuşağı” dedikleri şımarık neslin “TikTok” videolarında “dekor” olarak kullanılıyor.
O dönem, “Tesettür defilesinde, Zübeyde Hanım’ın posteriyle podyuma çıkıldı” diye ortalığı ayağa kaldıran Kemalist bay ve bayanlar ise şimdilerde, sözde “sanat” ve “moda” adı altında her türlü ahlaksızlıklarını resmen bizim mahallemize, evlerimize, hatta camilerimize taşımış durumdalar…
Düşünün!
Kendilerini “Milli Görüş’ün yegane temsilcisi” sayan ve Merhum Erbakan Hocamızın varisi ilan eden Saadet Partisi’nin desteklediği CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu…
Şunun şurasında yerel seçimlere sayılı günler kala, içinde sapkın homoların propaganda görselleri ve Satanist sembollerin olduğu sergisini, hem de mütedeyyin kesimin tepkisine rağmen, inadına ecdat yadigârı Feshane’de açmış durumda…
Sergi önünde duyarlı vatandaşlar ve İslami STK’lar peşi sıra protesto eylemleri yapıyor.
Soyadı “İmamoğlu” olan Ekrem Bey oralı olmuyor.
Kendisi rezalete son vermediği gibi, yandaş medyası da “Gericiler sergi basıyor” haberleriyle mağduru oynuyor.
İşin tuhaf yanı, aynı günlerde hem de “Kültür Merkezi” olarak kullanılan İzmir’deki Aziz Vukolos Rum Kilisesi kalıntılarında çalgılı çengili bir eğlence organizasyonu gerçekleştiği ortaya çıkıncı, aynı CHP’liler bu kez başta Rum cemaati olmak üzere ülkesinde tek bir camiye izin vermeyen Yunan devletinden özür üstüne özür diliyor.
*
Rum’a, Yunan’a gelince saygıda kusur etmeyen, sıra Müslümanların mabetlerine gelince camide soyunacak, içinde yarı çıplak halde objektiflere poz verecek ve hatta camide dans edecek kadar zıvanadan çıkan laikçi azgınlar, dün bir kez daha hadlerini aştı…
Ayasofya’da dans eden Yahudi asıllı Leyla Alton’un rezaleti, eski Sultanahmet Cezaevi avlusundaki cezaevi mescidinde objektiflere poz veren Tasarımcı Eda Taşpınar’ın skandalı hafızalarda yerini korurken…
Kutlu mabetlerimiz bir kez daha geçmişte camilerimizi ahır olarak kullanan malum kesimin hedefi oldu…
Şöyle ki:
Klasik cami mimarisinden farklı yapısıyla dikkat çeken İstanbul Büyükçekmece’deki Sancaklar Camii’nin bahçesi, geçtiğimiz yıl, bir giyim markasının ilkbahar yaz tasarımları için yarı çıplak mankenlerin istilasına uğramıştı.
Müslümanlar camide namaz kılarken, mankenler de cami bahçesinde baldır bacak şovları yapmıştı.
28 Şubat sürecinde, sırf Zübeyde Hanım’ın başörtülü fotoğrafı bir tesettür defilesinde kullanıldı diye ortalığı ayağa kaldıran Kemalist abiler-ablalar kadar duyarlı olmadığımız ve yeterince tepki gösteremediğimiz için Sancaklar Camii dün bir kez daha yarı çıplak mankenlerin işgaline maruz kaldı.
Dün namaz kılmak için camiyi giden Müslümanlar, caminin muhtelif köşelerinde yarı çıplak mankenlerle, tesettüre uymayan kıyafetlerle karşılaştı.
Yaşanan rezalete sosyal medya hesabından isyan edenler arasında değerli büyüğüm, Yazar Recep Yazgan da vardı.
Yaşan rezaletle ilgili görüştüğüm Yazgan, “Resimleri çeken ve kendisine gönderen kişinin Büyükçekmece Müftülüğünü aradığını, Müftülükten ‘bizi ilgilenmiyoruz il müftülüğünü arayın” cevabını aldığını… İstanbul İl Müftülüğünde ise muhatap bulamadığını” aktardı.
Tabii benim konudan haberim olduğunda ve gerekli araştırmayı yaptığımda saat 5’i geçmiş, çoktan mesai saati sona ermişti.
Ziyarete gelen turistlerin bile saygıdan örtündüğü camide iki yıl içinde ikincisi gerçekleşen moda çekimlerinin izin alınarak mı yoksa korsan şekilde mi yapıldığına yönelik müftülük gerekli açıklamaları elbette yapacaktır.
Beni asıl rahatsız eden ise Müslümanların vurdumduymazlığı…
Eğer böyle giderse, eskiden ahır olarak kullanılan camilerimiz seküler yobazların eğlence mekânı olacak!
Kaynak: Yeni Akit - Zekeriya SAY