Hutbedeki ifadeleri “tartışmalı” olarak nitelendiren Candaş Medya kuruluşları, özellikle kadın ve erkeklerin baş başa kalmasının haram sayılmasını ve flört ilişkilerinin zinaya kapı araladığı vurgusunu “skandal” olarak manşetlerine taşıdı.
Hutbenin Gündemi: Zina, Mahremiyet ve Ahlak
Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve bugün ülke genelindeki camilerde okunan hutbe, “Nefsi ve Nesli İfşat Eden Büyük Günah: Zina” başlığını taşıdı. Hutbede şu ifadeler dikkat çekti:
Tesettüre riayet etmemenin haram olduğu,
Flört, dost hayatı, arkadaşlık, aldatma gibi ilişkilerin zinaya götürdüğü,
Kadın ve erkeğin nikâh olmadan baş başa kalmasının ya da ev arkadaşlığı yapmasının dinen haram olduğu,
Eşcinselliğin Lut kavmi örneğiyle Allah’ın lanetlediği bir sapkınlık olduğu vurgulandı.
“Zinanın Panzehiri Evliliktir” Mesajı
Hutbede, çağdaş yaşam tarzlarının ve dijital mecraların zinayı özendirdiğine dikkat çekilirken şu çağrı öne çıktı:
“Zinanın panzehiri evliliktir. Meşru bir evlilik, insanın bütün kötülüklerden sığınabileceği güçlü bir siper, muhkem bir kaledir.”
Ayrıca medya, sinema ve dizi sektörleri üzerinden zinanın normalleştirildiği ve ahlaki yozlaşmanın yaygınlaştığına dair sert eleştiriler de yer aldı.
Candaş Medyanın Tepkisi: “Skandal Hutbe” Manşetleri
Hutbede geçen ifadeleri hedef alan Halk TV, Sözcü ve T24 gibi yayın organları, “erkek ve kadının baş başa kalmasının haram olduğunun” dile getirilmesini gerici, çağdışı ve toplumu kutuplaştırıcı olarak tanımladı. “Diyanetten skandal Cuma hutbesi” başlıklarıyla verilen haberlerde, özellikle kadın-erkek ilişkilerine yönelik sınırlandırmaların “bireysel özgürlükleri ihlal ettiği” savunuldu.
Toplumsal Tartışma Derinleşiyor
Diyanet’in Cuma hutbesiyle bir kez daha gündeme getirdiği zina, tesettür, mahremiyet ve eşcinsellik karşıtı uyarılar, toplumda ahlak merkezli yaşamı savunanlarla modern özgürlük söylemlerini öne çıkaran çevreler arasında yeni bir tartışma başlattı.
Seküler medyanın ayarını bozan hutbe
Diyanet’in Cuma hutbesi, sadece camilerde değil, medya arenasında da yankı buldu. İslami değerleri hatırlatma amacı taşıyan hutbe, seküler medya tarafından tepkiyle karşılandı. Ancak bu durum, Türkiye’de aile yapısına, mahremiyete ve ahlaki değerlere dair derin görüş ayrılıklarının hâlâ sürdüğünü açıkça ortaya koyuyor.
Diyanetin bugünkü hutbesi Seküler medyanın ayarını bozan hutbe olarak tarihe geçti.