Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 18-08-2016 14:26   Güncelleme : 18-08-2016 14:26

Cemaat Ve Tarikatlar

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kamuoyunda tartışılan konulardan bir tanesi de cemaat ve tarikatların konumu oldu.

Cemaat Ve Tarikatlar

Bazı kişiler nerdeyse cemaat ve tarikatsız İslam düşünülemez noktasında konuşmalar yapıp, yazılar yazarken bazıları ise cemaat ve tarikatlara özellikle darbe girişimi sonrası daha bir ihtiyatla yaklaşıyor. Tabi ki bu tartışmanın en önemli sebebi din kisvesine bürünmüş, din adına, Allah adına insanları aldatan, insanları sömüren FETÖ.

Neredeyse sahabe dönemine kadar giden İslam'daki klikleşmeler günümüzde de varlıklarını sürdürmekte. Akılcılar ve gelenekçiler diye niteleyebileceğimiz iki ana akım olan Ehl-i Rey ve Ehl-i Hadis ekollernin yansımalarını günümüzde hala görmekteyiz. Bu iki ana klikten günümüze kadar birçok yorum türedi. Bu grupların bazıları sadece tarihin sayfalarında kendilerine yer bulabiliyorken bazıları ise günümüzde de halen varlıklarını değişmiş ve dönüşmüş  dahi olsalar devam ettirebilmekte. Bu klikler içinde oluşup başkalaşmış veya bu kliklerin haricinde oluşmuş ve şu an İslam dışı kabul edilebilecek bazı akımlardan dahi söz edilebilmektedir ki Bahailik ve Kadıyanilik gibi bazı akımlar bunlara örneklik teşkil edebilir.

Peki, yıllar içerisinde günümüze gelene kadar tarikat ve cemaatlerin mensubu bulundukları dinin akidesi ve devletlerine karşı tutumları nasıl oldu? Esasında bu soruya cevap verebilmek çok zor. Fakat İslam akidesine muarız bazı anlayış ve ritüelleri olan birçok yapının o zamanın siyasi idareleri tarafından takip altında tutuldukları ve hatta bazılarının müesseselerinin kapatılarak faaliyetlerine son verildiği bilinen bir gerçektir. Yine devlet işlerine müdahele etmeye çalışan veya devlet kadrolarındaki müntesiplerine gizli görevler vererek onları siyasi otoriteye karşı faaliyetlere yönlendirmeye çalışan tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerinin durdurulduğu ve bu yapılara öncülük edenlerin de en ağır şekilde cezalandırıldıkları da yine tarihi bir vakıadır.

Peki, ya günümüzdeki durum nasıl? Cumhuriyetin ilk yıllarında tekke ve zaviyeler kapatılarak tarikat şeyh ve mürşitleri yaptıkları tüm faaliyetlerden el çektirilmiş ve bu kişilerin kullandıkları bazı ünvanları kullanmaları yasaklanmıştır. Hem toplumsal itibarları zedelenen hem de işsiz güçsüz kalan bu kişilerin geçim noktasında dahi sıkıntı çektikleri de meselenin diğer bir yönü. Fakat devlet tarafından yasaklanan bu yapıların birçoğunun faaliyetlerini merdiven altı devam ettirmeye çalıtıkları da bilinmektedir. İnsanlar doğuştan getirdikleri din duygusunu tatmin edebilmek için yine mekan arayışında oldular. Devlet eliyle vatandaşa ve vatandaşın kendi eliyle devletin okuluna gönderdiği çocuklarına sağlıklı bir din eğitimi verilmediği gibi bir de bu dönemde vatandaşın dindarlığını küçümseyen ve vatandaşın inançlarıyla alay edenler türedi. Artık devletin denetiminden çıkmış ve merdiven altı olmuş tarikat ve cemaatlerin önderi olduğunu iddia eden bazı kişiler insanların dini duygularından istifade ederek insanları sömürmüş, insanları istismar etmişler ve devlet sağlıklı bir din eğitimi vererek vatandaşının din eğitimi alma ihtiyacını karşılamadığı veya karşılayamadığı için zımnen bazı sahtekarların türemesine sebebiyet vermiştir.

Peki, şimdi ne yapılmalı? Cemaat ve tarikatların gerekli olup oladığını tartışacak degiliz fakat bakkal dükkanı açmak için dahi kaç yerden izinlerin alındığı bir memlekette cemaat ve tarikat yapılanmalarının eski ismi tekke ve zaviye olan ve moderniteye ayak uydurmuş şekliyle vakıf ve derneklerinin denetiminin artırılması ve belki dini amaçlarla kurulmuş vakıf ve derneklere farklı bir statü verilerek diğer dernekler gibi sadece şekil yönünden değil de insanlara va'z ettikleri dini anlayış yönünden de denetlenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Ayrıca memleketimizin din işlerinden sorumlu kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da cemaat ve tarikat yapılarının izlenmesinde ve denetlenmesinde daha aktif görev alması sağlanabilmelidir. İslam akidesine uymayan bazı davranış ve ritüeller sergileyen yapıların faaliyetlerine son verilmesinin, din adına, Allah adına insanların aldatılmasının önüne geçeceği kanaatindeyiz. Vesselam...

adminadmin