Glutensiz ürünlere erişimde yaşanan güçlüklerin hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilediğini belirten Dr. Deniz, devletin ve yerel yönetimlerin sunduğu yardımların artırılması gerektiğini vurguladı.
Çölyak hastalığının tek etkili tedavisinin glütensiz beslenme olduğuna dikkat çeken Dr. Deniz, buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunan glutenin, bağışıklık sistemine bağlı olarak ince bağırsakta ciddi hasarlara neden olduğunu ifade etti. “Henüz geliştirilmekte olan bazı aşı çalışmaları var ancak şu an için tek geçerli tedavi yöntemi, gluten içeren tüm gıdalardan uzak durmaktır,” diyen Dr. Deniz, marketlerde glütensiz ürünlerin bulunmasının zorunlu hale gelmesine rağmen, bunlara erişimin hâlâ yeterli düzeyde olmadığını belirtti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından sağlanan maddi desteğin de yetersiz kaldığını söyleyen Dr. Deniz, birçok hastadan bu yönde geri bildirim aldıklarını aktardı. Özellikle dar gelirli çölyak hastalarının, temel beslenme ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandığını ifade etti.
Türkiye’de çölyak hastalığının görülme sıklığı yaklaşık yüzde 1 seviyesinde. Kadınlarda hastalığın erkeklere oranla iki kat daha fazla görüldüğünü dile getiren Dr. Deniz, bunun bağışıklık sisteminin farklı çalışmasından kaynaklandığını ifade etti. Kadınların daha hassas bağışıklık sistemine sahip olduğunu belirten Dr. Deniz, bu nedenle çölyak gibi otoimmün hastalıkların kadınlarda daha yaygın olduğunu söyledi.
Tanı konulmayan çölyak vakalarının ölümcül olabileceği uyarısında bulunan Dr. Deniz, “Glütensiz beslenmeyen hastalar, zamanla ince bağırsak kanserine yakalanabilir. Ayrıca bazı kozmetik ürünler dahi çölyak hastalığını tetikleyebiliyor,” dedi. Hastalığın genetik geçişli olduğunu hatırlatan Dr. Deniz, özellikle aile bireylerinden birinde çölyak tespit edilmesi durumunda diğer bireylerin de tarama testinden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.