Fikir
Giriş Tarihi : 24-09-2017 15:30   Güncelleme : 24-09-2017 15:30

Dış politikanın da eğitimden farkı yok!

Güncel tartışmalar ve politik meseleler hızla değişiyor. Bir gün başka bir konu ve olayla güne merhaba diyoruz, bir gün de başka bir konu ve olayla...

Dış politikanın da eğitimden farkı yok!

Bu güncel tartışma ve politik meselelerin hızla değişiyor olması iyi bir şey mi, yoksa kötü bir şey mi onu da net olarak ifade etmek mümkün değil. Ancak sizlerde takdir edersiniz ki, meseleler kalıcı olarak çözülüyor ve doğru adımlar atılıyor ise herhangi bir sıkıntı olmamaktadır. Böyle bir durum karşısında gündemin çok hızlı değişiyor olmasından rahatsızlık duyacak değiliz. Yeter ki, problemler çözülsün, sıkıntılar giderilsin.

Tabi, teknolojinin ilerlemesi ve iletişim araçlarının yayınlaşmasından dolayı da böylesine süratli bir gündem değişikliğine maruz kalıyoruz. Yeni Diyanet İşleri Başkanı… TEOG… Irak’daki Referandum… Kadir Topbaş’ın İstifası… Trabzonspor’un Yenilgisi… Tezkere… Köşe yazarlarımızda bu kadar meselenin arasında hangi meseleyi ele alsak, hangi meseleyi yazsak diye tercih yapmakta da zorlanıyorlar. Neyse, çok uzatmaya gerek yok. Okuyan bir toplum olmadığımız için sayfaları doldurmak adına cümleleri geveleyip durmak istemiyorum. Özetle; hızlı bir gündem değişimiyle karşı karşıyayız.

Bu yazımız da; gelişen ‘’magazinsel’’ olayları değil, geleceğimizi, bölge ve coğrafyamızı ilgilendiren hayati öneme sahip iki meseleye değinmek istiyorum. İkisi de kanaatimce birbirinden mühim olmakla beraber, benzer uygulamalara maruz kalmaktadır. Eğitim sistemi ve Dış politika ülkemizde aynı kaderi paylaşmakta ve dikiş tutturamamaktadır.

Şimdi düşünüyorum…

Değişkenlik?

Değişkenlik, bir durum, olay, zaman ve konumuna göre faydalı mı zararlı mı olup olduğu konusunda hüküm verilebilecek bir kavram.

İstikrar?

Bu kavram da yine değişkenlik gibi; bir durum, olay, zaman ve konuma göre değerlendirilebilir. Misalen; başarısızlıkta istikrarlı olmanın, yanlış ve hata da istikrarlı olmanın faydalı bir durum olduğunu söylemek mümkün değildir.

Elbette geçmişte uygulanan bazı politika, sistem ve yönetmelikler değişen ve gelişen dünya’nın içerisindeki bulunduğu zamana göre değişkenlik gösterebilir ancak, büyük devletlerin kısa ve uzun vadede planları olur. Özellikle Eğitim sistemi ve Dış politika uzun vadeli planlar yapılması gereken hususların başında gelir. Eğitim’de, bakan ve sistem dayanmıyorsa, birinin getirdiği sisteme, öbürü gelip kötü diyor ve değiştiriyorsa uzun vadeli plandan bahsetmek mümkün değildir. Dış politika’da da bir sene önce kardeşim, dostum dediklerinize bugün kalleş derseniz tabi, yine bu uzun vadeli planlardan bahsedilemez. Yani aldatıldık, kandırıldık söylemleriyle çevremizde gelişen olaylara müdahale etmemiz mümkün olmaz.

Coğrafyamızda, kirli emelleri ve karanlık planları olan odaklar kendilerini gizlememektedir. Aleni olarak bu kirli emellerin ve karanlık planların gerektirdiği şekilde hamlelerini yapmaktadır. Buna karşın, Irak işgal edilirken 1 Mart tezkeresini çıkarmaya çalışır, onu çıkaramadığın halde 9 Mart tezkeresini çıkararak Irak’ta milyonlarca insanın katledilmesine ve binlerce kadının ırzına geçilmesine çanak tutarsan bugün söyleyecek çok fazla bir şey kalmamış demektir. Yine Diyarbakır meydanında Mesut Barzani ve sanatçı Şivan Perver ile birlikte kurdele kesersen söylediklerin dinlenmez. ABD’ye güzellemeler dizersen, stratejik ortağımız, müttefikimiz der, kendine ait bir plan ve strateji geliştirmezsen söylediklerin anlamsız kalır. Mavi Marmara davasını 20 Milyon Dolara düşürürsen, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak görürsen, ilişkilerini askıya almaz, yaptırımlar uygulamazsan söylediklerin hava da kalır.

Kayıtları duruyor rahmetli Erbakan hoca 1992’de mecliste; ‘’Körfez savaşı bitecek. Saddam gidecek. Bu bölgede devlet otoritesi kalmayacak. Kürtler oluşan boşlukta bir devlet kurmak isteyecek. Bölgedeki Kürtler çok daha güçlü silahlarla donatılacak. Sonra Türkiye'den toprak talebinde bulunulacak.’’ diyor. Biz bu uyarıları kulak ardı ediyoruz. Fırtına geliyor. Fırtına gelirken biz hiçbir şey yapmıyoruz. Hatta bu fırtınayı süratlendiriyoruz. Sonra da kalkıp kabadayılık taslıyoruz. Görüldüğü gibi böyle olmadı, olmuyor ve olmaz. Bu coğrafya üzerindeki karanlık planlar ortada. Yapılması gerekenler, atılması gereken adımlar, alınması gereken tedbirlerde ortada fakat buna karşın aynı Eğitim sistemimizde olduğu gibi Dış politika’da köklü adımlar atılmıyor. Çorap değiştirir gibi sistem değiştiriyoruz. Çorap değiştirir gibi politika değiştiriyoruz. Birlerinin baskı ve yaptırımlarına boyun eğiyoruz. Birilerinin ağzına bakıyoruz. Bir gün sarıldığımızdan öbür gün kaçıyoruz. Sonuç olarak; İstikrar olmaz ise ciddiyet olmaz. Kararlı bir irade olmaz ise dikkate alınmayız. Planlı ve programlı bir politika izlenmez ise kimseye söz geçiremeyiz.

Ahmet Mücahid YILDIZ

adminadmin