İşte projelerin detayları ve hedefler:
1. Altyapı ve Depolama Tesisleri
Baraj ve Taşkın Kontrol:
Son 22 yılda 9 baraj, 1 sel kapanı ve 133 taşkın kontrol tesisi inşa edildi.
151 milyon m³ su depolama kapasitesi sağlandı.
161 yerleşim yeri ve 3.049 dekar tarım arazisi taşkın riskinden korundu.
15 taşkın tesisi inşaatı devam ediyor.
Devam Eden Projeler:
3 yeni baraj inşaatı sürüyor. Bu barajlarla sulama ve tarımsal verimlilik artırılacak.
2. Tarımsal Sulama ve Toprak Verimliliği
Modern Sulama Sistemleri:
16 sulama tesisi ile 560 bin dekar arazi sulamaya açıldı.
Yapay zekâ destekli otomasyon sistemleriyle su tasarrufu sağlanırken verimlilik artırılıyor.
Arazi Toplulaştırma:
202 bin dekar alanda toplulaştırma tamamlandı. Bu sayede tarım arazileri daha verimli kullanılıyor.
3. İçme Suyu ve Enerji Üretimi
İçme Suyu Tesisleri:
2 içme suyu tesisiyle yıllık 22,27 milyon m³ temiz su sağlandı.
Hedef: İçme suyu erişimini tüm yerleşimlere yaymak.
Hidroelektrik Santraller (HES):
5 HES ile yıllık 244 milyon kWh enerji üretiliyor.
4. Teknolojik Entegrasyon ve Sürdürülebilirlik
Akıllı Sulama:
Yapay zekâ ve otomasyon sistemleriyle "asgari su, azami verim" hedefleniyor.
İklim Değişikliği Adaptasyonu:
Depolama tesisleri, kuraklık ve taşkın dönemlerinde "su sigortası" işlevi görüyor.
5. Ekonomik ve Sosyal Etkiler
Çiftçi Geliri:
Sulama projeleriyle ürün çeşitliliği ve kalite artırılarak çiftçi refahı destekleniyor.
Enerji ve İstihdam:
HES’lerle enerji maliyetleri düşürülürken, inşaat süreçlerinde yerel istihdam sağlandı.
6. Siyasi ve Stratejik Vurgular
Liderlik ve Vizyon:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tarım Bakanı Yumaklı’nın desteği vurgulanarak, projelerin "Türkiye Yüzyılı" vizyonuyla uyumlu olduğu belirtildi.
Ulusal Öz Savunma:
Suyun stratejik önemi vurgulanarak, "kendi kendine yeten tarım" hedefiyle gıda güvenliği güçlendiriliyor.
DSİ'nin Samsun’daki yatırımları, tarımsal üretim, su güvenliği ve enerji çeşitliliğini birleştiren kapsamlı bir kalkınma hamlesi. Projeler, iklim değişikliğiyle mücadelede altyapıyı güçlendirirken, siyasi otoritenin "yerli ve milli" politikalarına hizmet ediyor. Ancak, ekolojik denge ve uzun vadeli sürdürülebilirlik konularında detaylı çevresel etki analizlerinin paylaşılmaması, bazı çevrelerde endişelere yol açabilir.