Röportaj
Giriş Tarihi : 17-08-2017 10:12   Güncelleme : 17-08-2017 10:12

Ebubekir Sifil: İtikat bizim için ilk değerlendirme ölçüsüdür bunu kaybetmemeliyiz!(ıı)

İslam âleminin içerisinde oluşturulan; ‘Geleneksel İslam’, ‘Çağdaş İslam’ gibi kavramlar yeniden gündeme taşındı. Müslümanların kavramlarla bölündüğüne dikkat çeken Yard. Doç. Dr. Sifil, Türkiye’de cemaat ve tarikatların İslam’daki yerine de açıklık getirdi.

Ebubekir Sifil: İtikat bizim için ilk değerlendirme ölçüsüdür bunu kaybetmemeliyiz!(ıı)

Yard. Doç. Dr. Ebubekir Sifil Hoca ile son dönemde tartışılan ‘Geleneksel İslam’, ‘Çağdaş İslam’ kavramları, cemaat ve tarikatların İslam’da yeri, FETÖ oluşumunu röportajımızın 2. kısmında okuyucularımızla baş başa bırakıyoruz.

KUR’AN-I KERİM TAHRİP EDİLİYOR

İslamoğlu salâ kelimesinden dik durmayı çıkararak mana değişikliğine yol açtı. ‘Gittim sözlükte salâ kelimesini buldum.’ diyor. Salâ iki kalça kemiğinin (oynak kemiği) adına verilmiştir. Salâ kelimesini tahrip ettin ve buradan bir mana çıkardın. Sözlük, oynayan hareketli kemiklerden bahsediyor. İslamoğlu buradan bir omurga anlamı çıkarıyor. Omurga insanın dik durmasını sağlayan mekanizmadır ve oradan da dik durmayı çıkardı. Peki bu arada salâ kelimesi ne oldu. Salâ kelimesi namazda eğilip kalktığımız için hareketlerden bu manaya ulaşılır. Burada bir istiare var. Sen bunu sabitledin. Diğer bir mesele ise sabır. ‘Sabır için bu direnmektir’ dedi. Allah’tan kork. Kime karşı direnecek? Neden direnecek? Her direnen adam sabretmiş midir? Sabır ile direnmek arasında nasıl bir ilişki vardır? Ben İslamoğlu’nun mealine, yayınlamış olduğu atmış ayete cevap verdim. Tüm ayetleri alsaydım 600 ayet olarak demek ki 2 bin sayfa cevap yazmam gerekecekti. 
Ehli kitap kendi kitaplarını dört türlü tahrip etti. Tahribin sürecini bilmeden yapılan işi anlamamız mümkün değil. 
Metinde olmayan yazıyı metne sokmak. 
Metinde olan yazıyı metinden çıkarmak
Kelimelerin yerlerini değiştirmek
Yorumda tahrip yapmak
Ehli kitabın kendi kitapları arasında yaptıkları en müessir ve en kapsamlısı yorumda tahrip yapmaktır. Şu anda Kur’an-ı Kerim tahrip ediliyor. Peygamberimiz (sav) sahabelerimiz, ecdadımızın anladığından çok farklı anlatılıyor. Bu tahripleri de büyük ölçüde mealler yapıyor. Mustafa İslamoğlu, “Hz. Âdem’in babası var mıdır?” sorusu sorulduğunda ‘Vardır’ diyor. Bir de diyor ki: ‘Bunu ben söylemiyorum bunu Kur’an söylüyor.’ Sıkıntı burada.

MÜSLÜMANLAR’I KİMLİĞİNDEN UZAKLAŞTIRMANIN YOLU EHLİ SÜNNETE SALDIRMAKTIR

Ehli sünnete saldırılmasının asıl sebebi sizce nedir?

Ehli sünnet, Allah’ı (cc) memnun edecek, Kur’an-ı nasıl anlamamız gerektiği hususunda usuller inşa etmiş, kavramlar inşa etmiş ve bunları devre dışı bırakmadan İslam üzerinde istediklerini yapamazsın. Bu milleti aidiyetlerinden, kimliklerinden uzaklaştırmanın yolu ehli sünnete vurmaktır. Ehli sünnetin inşa ettiği değerlere vurmaktır. Bunlara vurduğunuzda elinize sadece yalıtılmış Kur’an-ı Kerim kalır. Sadece bir metin haline getirirsiniz. İstediğiniz gibi manalar çıkarırsınız. İslamoğlu mealinin başında diyor ki: ‘Kur’an-ı Kerim’in bir özelliği vardır siz ona yanlış bir anlam vermek istediğinizde anlamı kabul etmez ve dışarı püskürtür.’ Bu, benim Kur’an-ı Kerim’e verdiğim her anlam doğrudur aksi takdirde Kur’an bunu kabul etmez. Sen kendi yapmış olduğun operasyonu meşrulaştırmak için yapıyorsun.

FETÖ BİLİNEN CEMAAT VE TARİKAT YAPILARI GİBİ DEĞİLDİ

FETÖ’nün darbe girişiminden sonra cemaat ve tarikatlar bir takım çevrelerden baskıya maruz kaldılar? Cemaat ve tarikatlara bakışımız nasıl olmalı?

Cemaat ve tarikatlar bu milletin Müslüman kimliğini oluşturan organlardır. Eğer cemaat ve tarikatlar olmasaydı Cumhuriyet ile beraber dönüşmüş başkalaşmış bir millet olarak tarih sahnesindeki yerini alırdı. Dolayısıyla cemaat meselelerini FETÖ üzerinden sorgulamaya açanların samimiyet testine tutulmaya ihtiyaçları var. Cemaat ve tarikatların garanti ettiği çizgiyle esas karşıt gelenlerin düşünceleri. Buradan hareketle ‘Cemaatler tasfiye edilmelidir, problemin kaynağı cemaatlerdir’ derseniz ben orada başka bir niyet görürüm. O cemaatleri tasfiye edip yerine sizin geçmeniz demektir. Siz de bir anlamda ‘cemaatsiniz’. Ne öneriyorsunuz? Bu milletin Müslümanlığını, müstakim Müslümanlığını garanti etmek, kimliğini aidiyetliğini garanti etmek adına ne öneriyorsunuz? Bugüne kadar tahrip etmek, yıkmak dışında ne yaptınız? Bu milletin Müslümanlığına ne gibi bir katkıda bulundunuz? Dolayısıyla burada bir ‘Ali Cengiz oyunu’ var. Şunu da eklemek istiyorum; FETÖ bilinen cemaat ve tarikat yapıları gibi değildi. Oradaki yapısal arızaları göz ardı ederseniz, sosyolojik olarak aynı yapının içerisine koyarsanız yanlış olur. FETÖ’nün hem esasta hem de usulde ciddi problemleri vardı. Biz 90’lı yılların sonlarından itibaren sesimiz çıktığı kadar söylemeye çalıştık. FETÖ hakkında yazdığımız yazılar ortadadır. Bu yapı bir ehli sünnet yapı değildi. Bizim değerlendirme kriterimiz değişti maalesef. İtikâdi meselelere bakmıyoruz. Bu yapıyı içimize sokanlar ne diye soktular? Bunlar ‘hizmet cemaati’ dünyada devletlerin gidemediği yerlere gider. Biz itikada bakmadık, usule bakmadık. Gittiği yerlere nasıl bir İslam anlatıyor. İtikât bizim için ilk değerlendirme ölçüsüdür bunu kaybetmemeliyiz. Kaybettiğimiz takdirde aynı olayları maalesef yaşamaya devam ederiz.

ORYANTALİSTLER İKİ KAVRAM HEDİYE ETTİ: ÇAĞDAŞLIK VE GELENEKSELCİLİK!

Günümüzde kullanılan gerçek İslam, doğru İslam, Kur’an İslam’ı tabirleri ne demek?

Tarihin çok erken dönemlerinden itibaren ulema pek çok alanda boşluk bırakmamış. Fakat bunlardan en fazla, bugün ihtiyaç duyduğumuz alan ‘terminoloji’ alanıdır. Bu ümmet hiçbir zaman modern zamanlar dışında kendisine ait olmayan kavramları kullanmadı. Geleneksel İslam, çağdaş İslam diyoruz. Bunların her biri birer kavramdır. Bu kavramların arkalarında birer dünya vardır. Kavramlar masum değil. Muhakeme etmeden, sorgulamadan kabul edilen kavramlar sizde farkında olmadan dönüşümler yapar. Onlar sizde kanaatler oluşturuyor, kanaatler daha sonra karara dönüşüyor ve sonrasında inanç haline geliyor. Oryantalistlerin bize ‘hediye’ ettiği iki tane kavram var. Çağdaşlık ve gelenekselciliktir. Bu kavramlar bizim dilimizde bize nasıl bir çağrışım yapıyorlar? Çağdaş dediğimizde alımıza alımlı, güzel, yeni manaları gelir. Geleneksel dediğimiz zaman; bugüne dair bir şey söylemeyen, geçmişte kalmış manaları gelir. Buna düşünce, ideoloji etiketlerini yapıştırdığın zaman biri Çağdaş İslam oluyor diğeri de Geleneksel İslam. Ortaya atılmış her anlam sizleri anlama pratikliği konusunda kolaylık sağlıyor gibi görülse de bunları sorgulamadan dilinize almayın. Bize ait olmayan kelimeleri kullanmayın...

Burak Çolo / Diriliş Postası

 

adminadmin