Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 17-05-2021 07:52   Güncelleme : 17-05-2021 07:52

Felsefe Ve Nübüvvet Yolu

Felsefe Ve Nübüvvet Yolu

Hakkı ve doğruyu arayan insanın önünde iki yol vardır. Bir tanesi Nübüvvettir diğeri ise felsefedir. Nübüvvet yani peygamber yolunu takip edenler kurtuluşa erip sonsuz hayatta bunun ecir ve mükâfatını alırlar.

Lakin her şeyi akılı ile çözmeye çalışan felsefecilerin yolu ise tam anlamı ile bir bataklıktır. Bu yolda gidenlerin çoğu inançsızlık belasına tutulup hem dünyasını hem de sonsuz hayat olan ahiretini tehlikeye atarlar.

Çünkü felsefe yolu benlik ve kibir tuzağıdır. Şeytan’ın düştüğü aynı tuzak insanoğlunun da karşısındadır. Bu derin konuyu elden geldiğince açarak izah etmeye çalışalım…

Felsefe benlik duygusuna mâna-yı ismiyle bakar. Yani, kendi kendine olmuş manası kendindedir, kendi hesabına çalışır, der ve bu şekilde hükmeder. Vücudunu aslî ve zati telakki eder. Yani bedeninin tasarrufunda kendini hakikî mâlik, zanneder.

Hâlbuki nefes alması dahi Allah’ın izni ve kudretine bağlı olan insanın bu şekilde düşünmesi haddini bilmemezlikten başka bir şey değildir. Havayı teneffüs etmek, onu ciğerlerine doldurmak, oksijeni ayrıştırıp vücuda yararlı enerjiye çevirmek, kirli havayı dışarı verirken konuşma yeteneğine dahi kavuşmak hepsinin Allah’ın birer lütfu olduğunu düşünmez bile…

Sadece havayı solumak değil; Allah’ın insanlara ve diğer canlılara verdiği nimetleri görmemek felsefecilerin yaptığı en akılsızca iştir. Düşünse ki Allah’ın izni olmasa yaprak dahi kımıldamaz.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN