Oysaki modernite bir din değil fakat seküler insan için din mesabesinde kabul görmektedir. İnsanların tercihine saygı duymakla birlikte içeriğine baktığımızda; haz, hız, eğlence, faydacılık, bencillik, özgürlük, ölüm ve her şeyin sonu ötesi yok!
Müslüman için ise geçici olan bu fani dünya bir mola yeri ve asıl hedef ahireti kazanmak. Peki bu dünyada Müslümanın mutlu ve huzurlu olmaya hakkı yok mu? Tabii ki var fakat bunun da şartları var.
Öncelikle fikirde, yani tefekkürde samimi olması gerekiyor. Derin düşünce ile kendini sorgulaması ve niçin yaratıldığı sorusuna cevap bulması elzemdir. Olumlu, pozitif, hüsnüzan ile hareket ederek faydalı ve yararlı olması esastır. Kur’an’da çokça geçen, “Düşünmez misiniz, akıl etmez misiniz?” uyarı ve ikazı tefekkürün önemine vurgu yapmak babındadır. Bu şekilde idrak ederek doğru yolu bulmak çok daha kolay olacaktır. Aksi durum ise tam bir pişmanlık ve nedamet olacağı için asıl müflis olma durumu bu aşamada gerçekleşmiş olacaktır.