Fikir
Giriş Tarihi : 20-03-2023 15:06   Güncelleme : 20-03-2023 15:06

Hilafet Düşmesin Diye Şehadete Koştular

Çanakkale’de kahraman askerlerimiz Hilafet düşmesin, Müslümanların canına, malına, ırzına zarar gelmesin; dini, dili ve kültürü elinden alınmasın diye şehadete koştular.

Hilafet Düşmesin Diye Şehadete Koştular

 

I. Dünya Savaşı sırasında 1915–1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleri olan Çanakkale Savaşı, Osmanlı’nın zaferiyle sonuçlanmıştır.

 

İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul'u zapt etmek suretiyle Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir.

Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.

Müslümanları tamamen bitirmek üzere Çanakkale Boğazı’na üşüşen dünyanın en teknik donanması kahramanların mücadelesiyle mahvolmuş, üstün teknoloji akıllara durgunluk veren bir fedakârlık ve kararlılık karşısında yenilmiştir.

Çanakkale’de kahraman askerlerimiz Hilafet düşmesin, İslam bu topraklardan kaybolmasın, Müslümanların canına, malına, ırzına, dinine, diline ve kültürüne zarar gelmesin diye canlarını feda etmişlerdir. Çanakkale’nin aşılmaz oluşunu simgeleyen bu anlayış, Kemalist tarihçiler eliyle köreltilmiştir. Çanakkale zaferinin ardından Kemalizm, bizzat düşmanın bile yapmadığı her türlü zulmü ve baskıyı Müslüman halka yaparak İngiliz’i, Alman’ı, Rus’u, Fransız’ı aratmamışlardır. Geçilmez olan Çanakkale, Kemalist rejim eliyle geçilmiştir.

Kahraman Türk ordusunun Çanakkale Cephesi'nde verdiği amansız mücadele tarihinin de akışını değiştirmiş, Müslümanların vuruşarak değil de, zihinleri iğdiş edilerek yok edileceği anlaşılmış, bu da Lozan’da devreye sokularak gayelerine ulaşmaya çalışılmıştır.

Kemalist tarihin Çanakkale çarpıtması

Tarihçi-Yazar Said Alpsoy, Mustafa Kemal’in Çanakkale Zaferi’ndeki rolüne dair Baran’a açıklamalarda bulundu. Alpsoy, Çanakkale Zaferi’nin Mustafa Kemal’in zaferi olarak görülmesinin resmi tarihin bir yalanı ve çarpıtması olduğunu aktardı.

Çanakkale Zaferi’ni Mustafa Kemal’in dehasına bağlı olarak görmenin büyük yanlış ve çarpıtma olduğunu dile getiren Alpsoy, ayrıca kimi tarih yorumcularının “Mustafa Kemal’in en küçük yararı bile yoktur.” demesini de yanlış buluyor.

Tarihçi Alpsoy, Çanakkale’ye dair şunları söyledi:

 

“İlk çıkarmanın yapıldığı günler 24 Nisan günü ve daha sonra ağustos ayında Anafartalar muharebelerinde, Çanakkale harbinin genelinde Mustafa Kemal’in olumlu etkisi olmuştur; ama bu etki kesinlikle stratejik boyutta değildir. Ya da şöyle diyelim, “Mustafa Kemal olmasaydı Çanakkale muharebesi kaybedilirdi.” dedirtecek boyutta değildi.

Resmi tarih 3 paşayı görmezden geliyor

Çanakkale Zaferi’nde Mustafa Kemal’den daha fazla rol oynamış başka komutanlar da vardır. Mesela Boğaz’ı koruyan toplardan sorumlu Albay Cevat gibi. Esat paşa ve onun kardeşi Vehib Paşa gibi. Ve konumları itibarıyla muharebenin büyük kısımlarına Mustafa Kemal’den daha çok etki etmişler ve zaferin kazanılmasında daha çok rol oynamışlardır. Fakat resmi tarih bilinçli bir şekilde Mustafa Kemal kültü adına ötekileri özellikle gözlerden ırak tutmuştur.

Mustafa Kemal’in hatası sonucu nice asker şehit oldu

Dediğim gibi Mustafa Kemal’in 24 Nisan ve ağustos ayında önemli etkisi olmuştur; ama 19 Mayıs 1915 taarruzunda aşağı yukarı 10 bin Osmanlı askerini bir hiç uğruna çok yanlış bir taarruza kaldırılarak şehit ettirilmesinde de Mustafa Kemal birinci derecede sorumludur.

Balkan harbinde olduğu gibi Mustafa Kemal orada çok kötü bir taarruz planlaması hatası yapmıştır. İlk andan itibaren bu hatanın farkına varmıştır. Yani her safhasında facia denilebilecek, harp okullarında kötü taarruz örneği olarak derslerde okutulabilecek derecede çok kötü bir taktiktir.

Çanakkale muharebelerindeki bu gerçekler başından beri resmi tarih tarafından gizlenmektedir.”

Bir yarbayın koca cepheyi komuta ettiği iddiası saçma

Tarihçi-yazar İbrahim Tatlı ise koca bir savaşı Mustafa Kemal’in yönetip kazandığını iddia edenlere şunları söylüyor:

“O savaşta Mustafa Kemal’in rütbesi yarbaydır ve yarbayın kaç kişiyi komuta ettiği bellidir. Çanakkale cephesine sevk edilen asker sayısı ise yüz binlercedir. Yani bu kadar askeri, bir yarbayın komuta ettiği iddia ediliyor. Bu mümkün değil, olamaz da. Burada sadece belli bir ismi öne çıkarmak için ortaya atılan, baştan sona saçma ve çarpık bir iddia var.

Selçukluların tarihteki önemi

“250 bin şehit verdik” diyorsunuz. 250 bin ölüm kaydı varsa, bir de sağ kalan askerlerle beraber ne kadar büyük bir yekûn ortaya çıkıyor. Burada yarbayın komuta edeceği birlik en fazla 3-5 bin askerden oluşur. Bu savaşta yüzbinlerce askerin stratejik olarak baştan sona sevk ve idaresi söz konusu. Bunu yapan insanlar nerede? Neden isimlerinden bahsedilmiyor?”

18 Mart 1915 tarihinde Allah için kendilerini feda eden tüm kahramanlarımızı rahmetle yad ediyor ve zalimlere karşı intikam hissimizin daim olmasını diliyoruz.

Kaynak: Baran Haber

Recep YAZGANRecep YAZGAN