Türkiye
Giriş Tarihi : 08-06-2016 12:58   Güncelleme : 08-06-2016 12:58

İcraya Düşenin Dostu Olmuyor...

Allah hiç kimsenin başına vermesin

İcraya Düşenin Dostu Olmuyor...
Allah hiç kimsenin başına vermesin. Allah borçlu olanlara hayırla eda nasip etsin. Hiç kimse borçlu olmak ve borcu nedeniyle bir icra takibine maruz kalmayı istemez ama icra takipleri de hayatın bir gerçeği. İcra ve iflas hukuku sisteminin alacaklı ve borçlu hakları konusunda adaletli bir denge kurması, borcun ödenmesini kolaylaştırması gerekir.  Alacaklı taraf alacağın zamanında ve gereği gibi ödenmemesini arzulamakta haklı.  Devlet alacaklının haklarını da korumak zorunda ve alacak tahsilatın hızlandıracak çözümlere ihtiyaç var. Devletin ne alacaklının ne de borçlunun yararına olmayan ek külfetlerini azaltmak gerekir. İcra tahsil harçları gerçekten çok çok yüksek bence. Devlet alacağın tahsiline aracılık ederken harç adı altında hizmet karşılığı bir vergi alıyor. Düşük miktarlardaki alacaklarda harç miktarı kabul edilebilir seviyelerde ancak miktar çok yükselince, tahsil harcı ORANI aynen korunduğu için harç miktarları tahammül edilemez sınırlara geliyor. Taraflar alacak miktarı konusunda uzlaşsalar bile harç ilk takip miktarı üzerinden hesaplandığı için bazen harç miktarı uzlaşılan alacak miktarına kadar çıkıyor. Borcunu ödeyemediği için takip riski ile karşı karşıya kalan borçlunun sırtına bir de bu ağır harçlar yüklenince altından kalkılmayacak yük haline geliyor.  Devletin icraya düşen kimsenin sırtına bu kadar ağır ek yükler yüklemesi borcu ödenemez hale getirdiği için alacaklının da yararına olmuyor. Özellikle haciz kaldırmada alacağın anası üzerinden tahsil harcı istenmesi iç barışı bozacak kadar büyük haksızlık. Diyelim ki yüz milyon liralık icra takibi yapıldı ve borçlunun bir aracına haciz konuldu; alacaklı sonradan insaf etti borçlunun kişisel kullanımındaki aracın üzerindeki hacizin kaldırılmasına muvafakat etti; hacizin kaldırılması için alacağın tamamı üzerinden tahsil harcı ödenmesi gerekiyor. Bu da aracın fiyatının muhtemelen yüz katı falan olur.  Alacaklı ile borçlu bu şartlarda nasıl uzlaşabilir ki? Devlet alacaklı ile borçlu arasındaki sosyal bağı eliyle kesiyor yani diğer yandan normal olarak satışından KDV alınmayan mal icradan satılırsa, KDV alınıyor. Ya borcunu ödeyemeyen adam zaten hayatı kaymış. Normal şartlarda KDV alınmayan bir satıştan icraya düşenin sırtına KDV yüklemenin anlamı ne? İcra satışında satış kesinleşmeden bedelin nakit olarak ödenmesi koşulunun da bir anlamı yok. Henüz satış kesinleşmemiş iken alıcı bedeli niye peşin ödesin? Sonra alıcıya bağlı olmayan bir nedenden satış iptal edilirse, alacaklının suçu ne? Bu arada icra personeli peşin ödenen satış bedelini muhafazada bir finans yönetimi riski altına neden sokulur? En büyük hatalardan biri de menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılması halinde takibin durdurulamayacağına ilişkin kural. Bu kural kesinlikle kötü niyetli borçluları koruyan ve kötü niyetli alacaklılara karşı borçlu olmayanları korumasız bakan bir kural. Daha birçok anlamsız uygulama hem alacaklıyı hem borçluyu mağdur ediyor. İcra iflas kanunumuzda alacak tahsilatını hızlandırmaya hiçbir ek katkısı olmayan ek külfetlerin kaldırılması bence devletin öncelikli görevidir.  Av. Yaşar Baş
adminadmin