Türkiye’de yaşayan kimi insan; Kur’an’dan uzak, Sünnetten bihaber, şeriata küskün, şirki mucip kılan ortamlardan esinlenerek kendisine has bir doğruyu ve yine kendisine has bir yanlışı ortaya koyuyor sonra, sözüm ona, bu dandik doğrular ve bu akla ziyan yanlışlar sayesinde asıl doğruyu ve asıl yanlışı tartışmaya açıyor.
Olacak şey mi?
Doğrular ve yanlışlar ne Türklere ne Kürtlere ne Araplara ne de başka bir millete veya topluma göre tarif edilebilir. İman eden mü’minler için doğruların ve yanlışların tarifini, Kur’an ve Sünnetten başka hiçbir şey yapamaz. Kur’an ve Sünnetin doğru dedikleri doğru, yanlış dedikleri de yanlıştır. Dünyada da bu böyledir ahirette de bu böyle olacaktır.