Fikir
Giriş Tarihi : 15-03-2021 09:01   Güncelleme : 15-03-2021 09:01

Küresel Şeytan Üçgeni ve Üç Türkiye Kuşatması

Papa, tarihte ilk defa Irak’a ziyarette bulundu. Bu hâdise bile başlı başına tarihî bir olay.

Küresel Şeytan Üçgeni ve Üç Türkiye Kuşatması

Papa’nın Irak’ta özellikle Şiilerle yaptığı esrarengiz görüşmeler, yayınladığı Türkiye haritası, Türkiye’nin tedirgin olması için yeterli. Ankara’nın bu konuda teyakkuz hâlinde olduğunu, Papa’nın ziyaretini dikkatle takip ettiğini söyleyeyim.

 

Vatikan’ın Irak ayağına, Türkiye’yi Irak’taki Şiiler üzerinden kuşatma manevrasına karşı Türkiye hem İran’la hem Suudi Arabistan’la hem de Mısır’la ilişkilerini yeni bir boyuta taşıdı.

 

Burada üç büyük kuşatmayla karşı karşıyayız:

 

İlk kuşatma, Osmanlı’nın durdurulmasıyla başarıya ulaştı.

 

İkinci kuşatma, İsrail’in kurdurulması ve Büyük İsrail hedefine doğru adım adım yol alınması...

 

Üçüncü kuşatma da PKK-PYD devleti kurdurularak gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Papa’nın Irak ziyareti bu kuşatmanın son safhasını planlama ve tamamlama amacı güdüyor...

 

Gerçek Hayat’ın bugün çıkacak sayısında yer alan yazımdan bir bölümü buraya alıyorum. Tam metni oradan okuyabilirsiniz.

 

İNGİLİZLERİN VEHHABÎ TEO-POLİTİĞİ VE OSMANLI’NIN DURDURULMASI

 

Önce İngilizler vardı. Önce Londra geldi bölgeye yerleşti, bölgenin teo-politik dengeleriyle oynayarak coğrafî dengelerini allak bullak etti: Bölgenin kaderini Türkiye’yi kuşatma altına alarak bölge dışı emperyalist aktörlerin belirleme sürecinin ilk tohumlarını ekti.

 

Vehhâbîliği icat etti. Vehhâbîlere sadece bağımsız bir devlet değil, hilafeti de vadederek Arapların bir kısmını Osmanlı hilâfetine karşı kışkırttı.

 

Böylelikle İslâm dünyasını tam kalbinden, en kutsal birleştirici noktadan vurarak toparlanıp bir araya gelmelerini zorlaştıracak kadar parçalanmanın eşiğine sürükledi ve İslâm dünyasını yeniden toparlayacak yegâne güç olan Türkiye’nin bir daha bu güce ulaşmaya kalkışmasının önüne nihâî olarak büyük bir takoz yerleştirdi: Vehhabiliği icat ederek özelde Osmanlı’yı, genelde İslâm dünyasını, teo-politik olarak parçalanmanın eşiğine fırlattı, coğrafî parçalanmaya hazır hâle getirdi.

 

Sonunda İngilizlerin Osmanlı’yı parçalama planları hedefine ulaştı. Teopolitik olarak Vehhâbilik üzerinden parçalanan Osmanlı devleti, coğrafî olarak fiilen parçalanmaktan kurtulamadı.

 

Araplara vadedilen hilafet verilmediği gibi, Büyük Arap Devleti de kurdurulmadı. Şerif Hüseyin, nasıl büyük bir İngiliz ihanetine kurban gittiklerini hayatının son demlerinde anlamıştı ama iş işten çoktan geçmişti.

 

İSRAİL’İN KURDURULMASI VE NEO-SELEFÎ-Şİİ GERİLİMİ TEO-POLİTİĞİ

 

Osmanlı’nın parçalanmasından ve tarihten uzaklaştırılmasından sonra Türkiye’nin güneyi, Dicle ile Fırat arası, adım adım Büyük İsrail için hazırlanmaya başlandı bu kez...

 

Önce İsrail devletinin kurulması, ardından bu devletin Filistin’in lokma lokma yutması, hem siyasî olarak hem de coğrafî olarak varlığını garanti altına alması, ardından 1992 Oslo süreciyle birlikte İsrail devletinin bölgeye ekonomik ve askerî güç olarak da nihâî olarak hâkim olması...

 

Bütün bunlar, tam anlamıyla büyük bir çıbanbaşı işlevi gören İsrail üzerinden İslâm dünyasının kalbinden vurulması sürecini hızlandıran ürpertici tarihî adımlar.

 

Dışardan bir gücün bölgenin içine zorla yerleştirilmesi ve bölgenin bütün ülkelerini tehdit edecek kadar hatta kendisine esir edecek kadar bölgeye her bakımdan hâkim konuma getirilmesi Doğu Türkistan’dan bütün Akdeniz havzasına kadar uzanan dünyanın bütün medeniyetlerinin ve dinlerinin beşiği karmaşık bir teo-politik coğrafyayı bin yıl kontrol eden, yöneten yegâne güç olan Türkiye’nin kuşatılması ve yeniden tarih-kurucu bir konuma yükselmesinin önünün kesilmesi projesinin ikinci adımını oluşturuyor.

 

İSRAİL, İNGİLTERE VE VATİKAN GÜDÜMÜNDE KÜRT DEVLETİNİN KURDURULMASI VE PANZEHİRİ

 

Papa’nın ziyareti Türkiye’nin kuşatılmasının son safhasının planlandığı bir ziyaret olarak tarihe geçecek. Bu ziyaretten sonra bölgenin dengelerinin daha da karışacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Papa, bölgeye “barış ve huzur getirmek için bu ziyareti yaptığını” söyledi! Başka türlüsünü söylemesi beklenemezdi, elbette ki!

 

Türkiye’nin güvenliğini hatta varlığını bile tehdit edecek tehlikeli bir sürecin temellerini atıyorlar. Türkiye sadece terör örgütüyle askerî olarak mücadele ederek bu tehlikeli süreci önleyemez. Daha köklü sosyo-kültürel ve teo-politik stratejiler geliştirmesi gerekiyor Türkiye’nin.

 

Öncelikli olarak İslâm birleştirici paydasının her hâl ve şartta derinlerde kök salmasını sağlayacak teo-politik stratejilere ihtiyacımız var: Gönülleri fethedecek, herkesi kucaklayacak köklü bir İslâm anlayışını yaymamız şart.

 

Bölge teo-politik stratejiler üzerinden kuşatıldı.

 

Osmanlı, Vehhabililik gibi bir fitneyi bölgeye çıbanbaşı olarak yerleştiren İngilizlerin gerçekleştirdikleri teo-politik stratejiler üzerinden parçalandı ve tarihten silindi. Türkiye’nin kuşatılmasının üçüncü adımı İsrail’in güdümündeki ve bütün bölge ülkelerini istedikleri zaman karıştırmakta kullanacakları PKK-PYD terör devletinin kurulmasının önüne de bu İslâmî koruyucu kalkanı öne çıkaran teo-politik bir stratejiyle geçebilir.

 

Eğer bu konuda köklü ve güçlü teo-politik adımlar atamazsak, bölgenin geleceği de, Türkiye’nin geleceği de geri dönüşü zor bir çıkmaz sokağın eşiğine sürüklenir ve Türkiye’nin parçalanma süreci başlatılmış olur -Allah muhafaza!

Yusuf KAPLAN – Yeni Şafak

Recep YAZGANRecep YAZGAN