Fikir
Giriş Tarihi : 28-10-2020 07:53   Güncelleme : 28-10-2020 07:53

Mevlid Kandil’inin Önemi ve Mesajı!

Mevlit Kandili ya da Veladet Kandili olarak adlandırılır. Arapça:( لیلة مواليد) Mevlid gecesi, (مولد) Mevlid, (مولد النبي) Mevlid-i Nebi gibi isimlerle anılır. İslam dininin peygamberi olan Hz. Muhammed’in (sav) doğum gecesi ve aynı zamanda hicri rebiülevvel ayının on ikinci gecesidir. İslam Nebisi, Ashab-ı Kiram, Emevîler ve Abbâsîler dönemlerinde herhangi bir kutlama örneğine rastlanmayan rebiülevvel ayının on ikinci gecesi olan Mevlit Kandili, ilk defa hicretten yaklaşık üç yüz elli yıl kadar sonra Mısır'da, Şii Fâtımî Devleti döneminde kutlanmaya başlamıştır.[1]

Mevlid Kandil’inin Önemi ve Mesajı!

Kandil geceleri, İslam'ın ilk zamanlarında var olan bir âdet olmayıp hicri 3. asırdan itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Türkiye'de Osmanlı Devleti Padişahı II. Selim'den itibaren bu kutlama gün ve geceler, minarelerde kandil yakılmasıyla birlikte kandil adını almıştır. Kadir Gecesi'nden başka kandil gecesi, Kur'an-ı Kerim'de yer almaz.

Bu tarihsel girişin ardından Mevlid gecesinin mesajı üzerinde biraz duralım. Mevlid gecesi 1000 yıla yakındır İslam aleminde kutlanmaktadır. Bu tarz gecelerin mesajı üzerinde durup düşünmeliyiz, kafa yormalıyız. Zira şuuruna varılmadan yapılan ibadetler kişiye sadece yorgunluk vermektedir. Bu geceyi ihya etmenin yollarından bir tanesi Peygamberimizin (sav) hayatı ve mücadelesi üzerinde kafa yormaktır. Onun çektiği çile ve sıkıntılar ile onun davası için verdiği mücadele ve fedakarlıkları ile hemhal olmak gerekir, yani empati kurmalıyız.

Davasını yeryüzüne hakim kılmak için yılmadan, bıkmadan mücadele ederken üzerine sağnak sağnak bela ve musibetler yağdığı halde niye ben demedi. Babasını, annesini, dedesini, evlatlarını, eşini, amcasını, dava kardeşlerini kaybederken niye ben demedi, sadece Rabbine hamd etti. Davasından dolayı fiziksel, psikolojik, sosyolojik işkence, sıkıntı ve belalar ile karşılaşırken davasından dönmedi ve sabredenlerden oldu.

Rabbinin davasını yüceltmek ve dünyaya hakim kılmak için bir an durmadı. İnsanların hidayeti için neyi varsa infak etti. Aylarca yemek yiyemediği zamanlar oldu ama niye ben demedi. İslam Nizamının yeryüzüne kurulması için her şeyini verdi ve Rabbim benden razı olsun gerisi mühim değil dedi.

İşte bu büyük insanın hayatını bu açıdan düşünüp eksik yönlerimizi terbiye etmeliyiz. Cennet nimetlerini elde etmek için hangi konuda eksiğimiz varsa peygamberi o konuda örnek almak zorundayız. Allah için yapacağımız her amel Resulullah’ın yaşantısına uygun olmalı. Ahirete gittiğimizde kuntu turabe (keşke toprak olsaydım) dememek için bu tarz geceleri öyle bir tefekkür (sistematik düşünce) ile geçirmeliyiz ki, hangi konuda eksiğimiz varsa kapatmalıyız. Ahirette Rabbim temiz bir hayat yaşamaya gayret ettim, ey güzel Nebi sana layık ümmet olmaya gayret ettim diyebilmek için bu gecelerimizi muhasebe ile geçirmeliyiz.

Rasulullah sav buyuruyor ki: Ölmeden önce ölünüz” (2) Bu tarz geceleri ömür muhasebesi açısından değerlendirmeliyiz ve gün sonu raporu alan esnaf gibi bizde geldiğimiz ömrün raporunu çıkartalım ve ölen bir insanın amellerinin raporlandığı gibi amellerimizi raporlayalım. İhlas ile işlediğimiz ameller var mı bir bakalım. Salih amellerim ne kadar, ne kadar günaha girmişim? Bunların hesabını bir bir çıkartalım. Sonra da eksik yönlerimizi tamamlamak için önce kendimize sonra da Rabbimize söz verelim. Önce kendimize diyorum çünkü; inanmadığımız bir konuda kimseye söz veremeyiz. Eksiklerimizi kapatacağımıza önce kendimiz inanalım, sonra da Rabbimize söz verip ondan yardım isteyelim. Rabbim bizleri gereği gibi amel eden kullarından eylesin ve bu tarz gecelerin kıymetini bilen, ömrünün muhasebesini yapan kullarından eylesin.

Recep YAZGANRecep YAZGAN