Tarih
Giriş Tarihi : 02-03-2021 11:12   Güncelleme : 02-03-2021 11:12

Nuri Killigil Neden Şehit Edildi!

24 Mart 1949 tarihinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü başkanlığındaki Bakanlar Kurulu Ankara’da alelacele toplanıp İSRAİL DEVLETİNİN ‘DERHAL’ TANINMASINI KARARLAŞTIRIYORDU. Kararda neden ‘derhal’ kelimesinin kullanıldığını bilenler biliyordu elbette. Ya bilmeyenler? Anlatalım…

Nuri Killigil Neden Şehit Edildi!

Belgesi Devlet Arşivleri’nde bulunan karar metni aynen şöyleydi: “İsrail devletinin derhal tanınması; Dışişleri Bakanlığının 24/3/1949 tarihli ve 35970/115 sayılı yazısı üzerine, Bakanlar Kurulunun 24/3/1949 tarihli toplantısında kararlaştırılmıştır.” Altında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Bakanlar Kurulu üyelerinin imzaları bulunan karar metni ertesi gün gazetelerde de neşredilmiş, böylece Türkiye’nin bir süredir tereddütler yaşadığı İsrail politikası da netleşmiştir. Dışişleri Bakanlığı’nın istek yazısı ile kararın Bakanlar Kurulu’ndan çıkması aynı gün, şimşek hızıyla gerçekleşmişti.

Ne kadar gariptir ki, tam da Bakanlar Kurulu karanının imzalandığı gün İsrail’e karşı mücadele etmekte olan Araplara, bu arada Filistinlilere silah sattığı için Haliç’teki silah ve cephane fabrikasıyla beraber kendisi de havaya uçurulan iş adamı Nuri Killigil’in, nam-ı diğer Kafkasya İslam Ordusu kumandanı, Bakü Fatihi, Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa’nın ve 27 işçisinin parçalanmış ve kömürleşmiş cesetlerinden ibaret nakıs cenazeleri Edirnekapı Şehitliği’nin bir köşesine sessiz sedasız defnedilmekteydi.

Nuri Killigil’in cenaze namazı Diyanet İşleri Başkanlığı’na yukarıdan yapılan siyasî baskılar yüzünden kılınamadı.

Başında ünlü alim Ömer Nasuhi Bilmen’in bulunduğu İstanbul Müftülüğü vücudun büyük bir kısmı parçalanmış olduğu için cenaze namazının kılınmasının caiz olmadığına karar vermişti:

“İstanbul Müftülüğü, ceset parçası üzerine cenaze namazı kılınamayacağını bildirdi. Nuri Paşa ailesi, Sütlüce sahilinde bulunan ve Nuri Paşaya ait olduğu iddia edilen ceset parçası için cenaze merasimi yapamayacak” (Yeni Sabah, 23 Mart 1949).

 

TÜRK SAVUNMA SANAYİİNİN ÖNCÜSÜ

1890 yılında Manastır'da dünyaya gelen Nuri Paşa, ağabeyi Enver Paşa gibi asker olmayı seçti. 1903'te Manastır Askeri Rüştiyesi'ni bitirdi. Uzun yıllar Osmanlı ordusunda subay olarak görev yaptı, general rütbesiyle İstiklal Mücadelesi'nde yerini aldı.

Trablusgarp Cephesi'ndeki üstün başarısından dolayı yarbaylığa terfi eden Nuri Paşa, Kafkas İslam Ordusu komutanlığına atanarak, Azerbaycan Türkleriyle omuz omuza Rus ve Ermeni çetelerine karşı savaştı. 15 Eylül 1918'de Bakü'yü düşman işgalinden kurtardı. Onun adı, bu başarıdan dolayı Azerbaycan'da Bakü'nün Fatihi olarak anılacaktı.

"Nur içinde yat Nuri Paşa..."

Azerbaycan Türkleri için büyük öneme sahip olan Nuri Killigil'den Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva şöyle bahsediyor:

 

"Nuri Paşa Azerbaycan Türkleri için çok büyük bir lider. Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı'nda yenilmişti ve çok zor günler geçiriyordu. Buna rağmen Azerbaycan'a Nuri Paşa'nın başkanlığında Türk Kafkas İslam Ordusu desteği geldi. Zor günler yaşamalarına rağmen Anadolu'daki insanımız Azerbaycan'a yardıma geldi.

Nuri Paşa Azerbaycan'dan döndükten sonra da Azerbaycan için Türkiyemiz için fedakarlıklar etmişti. İlk silah fabrikasını kurmuştu. Türk dünyasının buna ne kadar ihtiyacı olduğunu biliyordu. Nuri Paşa her zaman gönlümüzde yaşayacak. Türk dünyasının bütün insanlarının gönlünde yaşayacak. Hiçbir zaman ölmeyecek. Milleti için hayatını feda eden insanlar hiçbir zaman unutulmaz. Her bir Azerbaycan insanı 'Nur içinde yat Nuri Paşa. Seni hiçbir zaman unutmayacağız, milletimizin kahraman evladı' diyerek saygıyla anıyor."

 

TÜRK SAVUNMA SANAYİİNİN TEMELLERİNİ ATTI

Ülkesi için uzun yıllar cephelerde savaşan Killigil, askerlik tecrübelerini ve mekanik alanındaki bilgilerini Türkiye'nin güçlü bir savunma tekbolojisine sahip olması için kullandı.

Batı dünyasının tepki ve dikkatini çekeceği ilk adımı, 1933 yılında İstanbul Zeytinburnu'nda kurduğu fabrikayla attı. Bu adım, Türk savunma sanayiinin temelleri için çok önemli bir girişimdi.

Fabrikada tabanca, tüfek, el bombası, uçak bombası, mermi ve top mühimmatı üreten Nuri Killigil, üretimi artırmak için Sütlüce'ye fabrika açtı. Burada Filistin, Mısır, Suriye ve Pakistan'a silah ihracatı yapıldı.

Dünya silah lobisinin hamleleriyle Killigil'in silah üretimi engellenmek istendi. Hatta bu çabalar, fabrikanın kapanma aşamasına gelmesine neden oldu.

İsrail'in kuruluşu ve sonrasında, Filistin ve bölgedeki diğer Arap ülkelerine silah satması, Nuri Paşa'nın üzerindeki baskıların ve engellerin artmasına yol açtı.

 

67 YIL SONRA CENAZE NAMAZI KILINDI

2 Mart 1949'da İstanbul'un birçok yerinde hissedilen bir patlama yaşandı. Patlama, Nuri Killigil'in Sütlüce'deki fabrikasındaydı. Nuri Paşa, sahibi olduğu fabrikadaki faciada 28 çalışanı ile birlikte hayatını kaybetti.

Yapılan tüm aramalara rağmen Nuri Paşa'nın naaşı bulunamadı. Killigil'in cenaze namazı, Edirnekapı Şehitliği'nde bulunan mezarında ölümünden tam 67 yıl sonra kılındı.

Müttefik ülkelere silah ihracatı yapan Killigil'in dış güçler tarafından sabotaja uğrayıp uğramadığıysa hala konuşuluyor.

"Türkiye savunma sanayiinde yurt dışına mahkum bırakılmıştır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nuri Killigil'in İstanbul'da kurduğu silah fabrikasının savunma sanayiinin öncüleri olarak halen hafızalarda olduğunu şöyle anlatmıştı:

"Tüm bu kritik projeler, dönemin ufuksuz, vizyonsuz idarecileri tarafından sabote edilmiştir. Türkiye adeta kasıtlı ve bilinçli bir şekilde savunma sanayiinde yurt dışına mahkum bırakılmıştır.  Oysa Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş'a, Nuri Killigil'e sahip çıksaydı Türkiye, bugün savunma sanayii bambaşka bir konumda olurdu."

Türk savunma sanayii firmalarının dünya pazarındaki payı, sözü ve gücü her geçen gün artıyor.

Nuri Paşa'nın bir türlü aydınlatılamayan ölümü, Türkiye'nin savunma sanayiinde yıllar sonra yapacağı yerli ve milli atılımların önüne geçemedi. Dönemin en önemli silah fabrikasını kuran Killigil'in hayali, günümüz Türkiye'sinde savunma alanında atılan hamlelerle gerçeğe dönüştü.

Derleme: Mustafa Armağan + TRT Haber

Recep YAZGANRecep YAZGAN