OMÜ’den yapılan açıklamada, “Başvuru sahibinin transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu eğitim araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemesi gerekmektedir.
Şartların gerçekleşmesi halinde mahkemenin vereceği iznin akabinde, iznin amacına, tıbbi yöntemlere uygun şekilde cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirilebilmektedir” denildi.
YAPILIYOR MU YAPILMIYOR MU?
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama, Araştırma Hastanesi Başhekimliği, böyle demesine rağmen açıklamanın son bölümünde, “Üniversite Hastanemiz tarafından düzenlenmiş herhangi sağlık kurulu raporu veya yapılması planlanan/yapılmış olan cerrahi müdahale söz konusu değildir” diyerek topu taca attı.
Elbette; üniversite hastanelerinde yasal düzenlemelere, tıbbi gerekliliklerine uygun cinsiyet değişikliği ameliyatlarına söyleyecek sözümüz olamaz.
Uzmanlar tarafından ifade edildiği üzere Allah’ın eşref-i mahlûkat diye vasıflandırdığı insanın cinsiyeti ameliyatla değiştirilemez.
Ülkemizde maalesef “cinsiyet değiştirme ameliyatı” adı altında, aralarında OMÜ’nün olduğu üniversitelerin eğitim araştırma hastanelerinde, Türk aile yapısını tahrip etmeye yeminli küresel LGBTİ oluşumların saldırılarıyla her yıl yüzlerce, binlerce gencimize, çocuğumuza hoyratça cinsiyetsizleştirme – cinsiyet iptali operasyonlarının yapıldığı gerçeği halkımızı tedirgin etmektedir.
Evet, Cinsiyet değişikliği operasyonları, tıbbî – hukuki aşamalara havi uzun süreçtir.
HER YASAL OLAN HELAL DEĞİLDİR
4721 sayılı TMK’nın 40. maddesi hükümleri uyarınca, mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilebilmesinin başvuranın; 18 yaşından büyük olması, evli olmaması, taransseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruhsal açıdan zorunlu olduğunu eğitim araştırma hastanesi tarafından düzenlenen resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şartları mevcuttur.
Mahkeme tarafından verilen izne bağlı, tıbbî yöntemlere uygun cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir.
CİNSİYET İPTALİ AMELİYAT SÜRECİ
OMÜ Sağlık Uygulama Araştırma Hastanesi Başhekimliğinin açıklamasının aksine, geçtiğimiz 8-10 yıllık süre zarfında anatomik, fiziki, genetik problemi olmayan, yalnızca cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayanların cinsiyet değişikliği talebine bağlı, hastanenin “Psikiyatri Servisi”ne başvurulduğu, yapılan görüşmeler neticesinde başvuran cinsiyet değişikliğine hazırlandığı, bölüm sorumlusu Prof. Dr. Ömer Böke tarafından heyete sevk edildiği, heyetin Endokrin Servisine yönlendirdiği, Endokrin Servisi tarafından karşı cinse ait hormon verilmesine başlanılarak, geri dönüşü imkânsız sürece girildiği inkar edilse dahi Ömer Böke hakkında CİMER’e yapılan şikayetler durumun vahametini ortaya koymaktadır.
Yeni başlayanlara, benzeri meseleler hakkında fikri olmayanlara Cinsiyet İptali Ameliyat sürecinin üç aşaması olduğunu netleştirirsek, OMÜ Sağlık Uygulama Hastanesi’nin topu nerede taca attığı daha kolay anlaşılacaktır.
Öncelikle Cinsiyet İptali Ameliyatı kavramı sadece cerrahi müdahaleyi değil üç aşamanın tamamını kapsamaktadır.
Cinsiyet İptali Ameliyat Süreci;
1 – Başvuru, Psikiyatri
2 – Endokrin
3 – Plastik Cerrahi aşamalarından oluşmaktadır.
Başhekimlik, “Üniversite Hastanemiz tarafından düzenlenmiş herhangi sağlık kurulu raporu veya yapılması planlanan/yapılmış olan cerrahi müdahale söz konusu değildir” diyerek sürecin sadece cerrahi müdahale kısmına inkar ederek, ilk iki yüzde 80'lik kısmı görmezden gelerek yahut gözlerden kaçırarak topu taca atmaktadır.
Haberlerimizde ısrarla başvuruları kabul ederek süreci başlatan, endoktirn tedavisi kararı vererek süreci mahkeme aşamasına getiren OMÜ Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Ruh Sağlığı Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Böke’den bahsetmiş olmamıza rağmen açıklamada Ömer Böke adeta gizlenmiş saklanmıştır.
ÖMER BÖKE GÖREVDEN EL ÇEKTİRİLSİN
Başvuruları reddetmeyerek Cinsiyet İptali Ameliyatları sürecini başlatan Prof. Dr. Ömer Böke’nin ‘Cinsiyet İptali Hastası’ kabul etmediği ifade edilmiş olsaydı açıklamaya itimat edebilirdik.
Ne yazık ki, cinsiyet iptali vaka dosyaları Böke’nin üst yazısıyla heyete gitmekte, heyetin oluruyla süreç mahkeme aşamasına gelmektedir.
Mahkeme heyet raporunu inceleyerek, hastanın cinsiyet iptali ameliyatına olur vermektedir.
Mahkemenin vermiş olduğu onay, hastanın cerrahi müdahaleyle cinsiyet iptalini nihayet yeni kimlik kartı alabilmesini kapsamaktadır.
Mahkeme başvurunun psikolojik sureciyle endokrin aşamalarıyla ilgilenmemekte önüne gelen raporlara göre hareket etmektedir.
Böke’nin başlattığı süreç sonunda mahkemenin verdiği kararla hasta her hangi hastanede cinsiyet iptali ameliyatı olabilmektedir.
Kan değerleri, yumurtalık ölçümleri vs yetersiz hastalar merdiven altı polikliniklerde, yüksek ücretlerle KKTC’de ameliyat olabilmektedir.
Mahkeme Kadınlarda göğüs alınması, her iki cinse yönelik yapay cinsel organ takılması operasyonların OMÜ Sağlık Uygulama Araştırma Hastanesinde yapılmıyor, yapılamıyor olması, fiziki, genetik sıkıntısı olmayan, yalnızca cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayan gençlerimizin üreme yeteneğinin yok edilmesi süreçlerinde OMÜ Sağlık Uygulama Araştırma Hastanesi’nin başat rol üstlendiği acı gerçeğini değiştirmez.
OMÜ'de başlatılan Cinsiyet iptali operasyonları haberlerimiz hakkında kamuoyuna eksik, yanıltıcı bilgilerle dolu açıklama yapan OMÜ Rektörlüğünü, Sağlık Uygulama Araştırma Hastanesi Başhekimini kınıyoruz.
Prof. Dr. Ömer Böke görevden el çektirilene kadar,
yapılamıyorsa;
Anadolu insanının kartopu misali büyüyen post modern nev zuhur yarasına, ıstırabına, sırtını dönerek, gözlerini kapatan, eksik, gerçekleri aksettirmeyen açıklamalarıyla topu taca atan;
Fıtrata uygun, insani müdahale yerine medeni kanuna, mevzuata takılıp kalan Başhekimin, Dekan’ın, Rektör’ün istifasına kadar meseleyi gündemde tutacağız…
TC kanunları ne derse o okadar magaraniza dönün