Türk Dünyası’nda birliğin temellerinin tarihsel süreçte nasıl şekillendiğine değinen Akpınar, bu süreçte fikir ve ticaret işbirliğinin öncelikli olması gerektiğini vurguladı.
"Fikir Birliği Henüz Tam Anlamıyla Sağlanamadı"
Prof. Dr. Akpınar, Türk Dünyası’yla olan ilişkilerin, tarihi bağlarla temellendiğini ve özellikle Sultan II. Abdülhamid döneminde atılan adımlarla güçlendiğini belirtti. Ancak geçmişte Birinci Dünya Savaşı ve Bolşevik İhtilali gibi olayların bu bağlara darbe vurduğunu ifade eden Akpınar, şunları söyledi:
“Türk Dünyası ile aramızdaki mesafeler son otuz yılda bir hayli kapandı. Ancak gerçek bir birlikten söz edebilmek için fikir birliğini sağlamamız gerekiyor. Geçmişle kıyasladığımızda önemli bir yol alındıysa da, birliğin tesis edilebilmesi için daha fazla çaba gerekiyor.”
"Ortak Alfabe Şekli Bir Konudur"
Prof. Akpınar, alfabe tartışmalarının öncelikli bir mesele olarak görülmesinin yanlış bir yaklaşım olduğunu ifade etti:
“Ortak alfabe, zincirin son halkasıdır. Türkiye’nin önceliği ticaret ve ekonomik işbirliği olmalıdır. Ortak bir yazı dili için birkaç kuşak geçmesi gerekebilir. Alfabe bir araçtır; esas olan, Türk Dünyası'nın kendini tek bir milletin parçası olarak algılamasıdır. Dil birliği, birliğe en uzak noktadır.”
Tarihsel ve Eğitimsel Perspektif
Akpınar, İsmail Gaspıralı’nın “Dilde, işte, fikirde birlik” ilkesi doğrultusunda başlattığı çalışmaların, günümüzde daha ileriye taşınması gerektiğini vurguladı. Eğitim yoluyla birlikteliğin güçlendirilmesi gerektiğine değinen Akpınar, Gaspıralı’nın Türk Dünyası için ortaya koyduğu vizyonun önemine dikkat çekti.
Eğitim ve Araştırma İçin Yeni Yaklaşımlar
Programın sonunda söz alan Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi Başkanı A. Levent Ertekin, Türk Dünyası Araştırma Merkezleri’nin daha etkin hale getirilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, üniversitelerde artan Türk Dünyası’ndan gelen öğrenci sayısının burslarla teşvik edilmesinin önemine vurgu yaptı.
“Türk Dünyası Araştırmaları’nın bir veya iki merkezde uzman akademisyenlerle yürütülmesi gerekiyor. Bu, daha verimli sonuçlar elde edilmesini sağlayacaktır.”
Program, Türk Dünyası’nda ortak bir kimlik ve işbirliği için eğitim, ticaret ve kültürel bağların güçlendirilmesinin gerekliliği üzerinde mutabakat sağlanarak sona erdi.