Günümüzde Ramazan günlerini, oruç başlangıç ve bitiş saatlerini imsakiyelerden takip ediyoruz. Osmanlı Devletinde ramazanın başlangıcı ise rüyeti hilal ile yani hilalin gözükmesiyle başlamaktaydı. Bu hilali gözlemleme işi İstanbul Kadılığı tarafından yapıldığı gibi farklı yerlerde yine aynı görev için kadılık makamları da bulunmaktaydı. Hilalin gözükmesiyle birlikte hemen camilere mahyalar asılır, kandiller yakılır ve tellaller eşliğinde halka Ramazan ayının geldiği müjdelenmekteydi. Hilalin görülmesini bekleyen sadece kadılık makamı değil, halktan gözlemleyenler de olurdu ve kadılıktan önce hilali gören hemen kadılığa şahitleriyle birlikte başvurur, kadılık makamı bunu tespit ederse, müjdeyi verene hediyeler takdim edilirdi. Bu bir bakıma Osmanlı Devletinin Ramazan ı Şerife verdikleri önemi gösteriyor, habercisine hediyeler veriyor bu da beraberinde Efendimiz Aleyhisselam vesselam’ın hadisini aklımıza getiriyor. “Kim Ramazan ayının geldiğine sevinirse Allah onun cesedini cehenneme haram kılar”