Eğitim
Giriş Tarihi : 10-12-2020 10:20   Güncelleme : 11-12-2020 07:32

Pısa ve Tımss Başarısının Dünü Bugünü ve Yarını

Öğrencilerin uluslararası seviyede fen ve matematik başarısını ölçen araştırmalardan biri olan TIMSS’in 2019 sonuçlarına göre fen ve matematik alanlarında Türkiye'nin başarı sıralamaları ve puanları yükseldi.

Pısa ve Tımss Başarısının Dünü Bugünü ve Yarını

Covid 19 Salgının morallerimizi sarstığı, tüm dünyayla birlikte Türkiye’nin sıkıntılı bir sürecin içinde olduğu bu dönemde PISA’dan sonra TIMMS araştırmasının sonuçları da hepimizi sevindirdi.

Türkiye, TIMSS 2019 4. sınıf matematik testinde ortalama puanlara göre 58 ülke arasında 523 puan ile 23. olurken,  aynı sınıf düzeyinde yapılan fen testinde ise Türkiye, ortalama 526 puan ile 19. sırada yer aldı. 8. sınıf matematik testinde ise ortalama puanlara göre 39 ülke arasında Türkiye, 496 puan ile 20. oldu. 8. sınıf fen testinde ise ortalama 515 puan ile 15. sırada. TIMSS 2019’la birlikte Türkiye, 4. sınıf matematik ve fen testleri ile 8. sınıf fen testinde 500 puanının üzerine çıktı. 500 puan, TIMSS uygulamasında orta ölçek noktasını gösteriyor.

 

BAŞARI HEPİMİZ İÇİN GURUR

Türkiye TIMSS 2019 uygulamasında şu ana kadar katıldığı tüm uygulamalara göre en yüksek performansı gösterdi.

Alınan sonuç, elde edilen uluslararası arenadaki bu başarı, kazanılan ivme, küçümsenmeyecek kadar büyük, gözden kaçırılmayacak kadar önemli.

DERSHANELERİ KAPATAN BAKAN NABİ AVCI

Her fırsatta ülkemizdeki eğitimin başarısını PISA ve TIMSS sınavlarına bağlayan güruhun sessiz kaldığı ve şaşkına döndüğü ortamda bir hakkı da teslim etmek gerekir ki, o da son açıklanan TIMMS ve yakın zamanda açıklanan PISA saha araştırmalarının sonuçlarında görülen başarının görünmez kahramanı şüphesiz Eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’dır.

Çünkü Nabi Avcı, kendi döneminde Türkiye’de devrim niteliğinde işler yapmış bir Bakandır.

Bunlardan tarihe geçen en önemli icraat ise dershanelerin kapatılmasıdır.

Nabi Hoca’ya gelinceye kadar on yıllarca kimse dershane sorununu çözmeye ya cesaret edememiş ya da güç yetirememişti.

Dershanelerin eğitim sisteminde açtığı yaranın sağaltılması on yılların sorunuydu.

12 EYLÜL DARBE YÖNETİMİ BİLE BAŞA ÇIKAMAMIŞTI

Dershaneleri kapatmak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesi sayesinde Eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve ekibinin eliyle gerçekleştirildi.

2013 yılına gelindiğinde dershane sistemi artık, FETÖ için ciddi bir insan ve sermaye kaynağı olmanın yanında, okulların işlevini neredeyse yok etmek üzereydi.

Politik gerekçeler yanında pedagojik nedenlerle yıllardır, velilere ekonomik yük, sisteme gereksiz bir parazit ve paralel bir yapı olması nedeniyle dershanelerin kapatılması gerekiyordu.

Bakan Nabi Avcı döneminin Müsteşarı Yusuf Tekin’in ve Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt’tan oluşan gayretli ve kararlı ekibiyle eğitim sisteminin kangreni olmuş uzvunu kesip attılar.

Dershanelerin kapatılması sonrasında Nabi Avcı, ortaya çıkan boşluğu doldurmak üzere hedefler belirledi.

 

ESKİ BAKAN NABİ AVCI’NIN HEDEFLERİ

Ana hedefi, öğretim ortamlarını güçlendirmekti. Bunun yanında eğitim sisteminin beyni ve kalbi olan öğretmenleri desteklemek maksadıyla üç hedefe daha odaklandı.

Dershanelerin istismar ettiği alanı -destek eğitimi bağlamında- Destekleme ve Yetiştirme Kursları yoluyla doldurmak için çalıştı. Bu sistemin kurgusu ve planlaması yapıldı. (DYK’lerde görev alan öğretmenlerin iki kat fazla ek ders ücreti alması, öğretmen ve öğrencilerin kazanım testleri gibi materyallerle desteklenmesi, DYK’lere yönelik ders programları ve yıllık planların yayımlanması, gerekli mevzuat değişikliklerinin yapılması gibi işlerin tamamı gerçekleştirildi.

Yeni bir ölçme değerlendirme ve sınav uygulaması için çalışıldı. TEOG “Merkezî Yazılı Sistemi” eğitim sistemimize nefes aldırdı.

Uluslararası standartların (Nabi Hoca’nın dilinden PISA ve TIMMS düşmezdi.) yakalanması için yoğun mesai harcandı. Nabi Avcı, özel önem verdiği YEĞİTEK için esaslı çalışmalar yürütülmesini sağladı. EBA’nın zenginleştirilmesi ve altyapısının güçlendirilip içeriğin çeşitlenmesi, onun döneminde gerçekleşti. YEĞİTEK sayesinde milyonlarca öğrencinin aynı anda kullanabileceği altyapı geliştirildi. Eş zamanlı sınavlar yapıldı.

Bunlarla beraber Nabi Avcı’nın hedeflediği ama görev süresinin kâfi gelmediği en önemli proje TEOG yapılanmasına benzer şekilde “sınavların merkezî ortak yazılı olarak ülke sathına yayılmasıydı.

Bu çalışma, pilot uygulamaları başarılı olmasına rağmen, Nabi Avcı sonrasında uyumaya terk edildi. Bu yüzden de eğitimimizi dünya standartlarının üzerine çıkaracak çalışmaların en kritik bölümü eksik kaldı.

MEB’in eğitim sistemimizde okulu merkeze alma çalışmaları, süreç yönetimiyse bu sürecin en önemli sonuç değerlendirmesi ölçmeydi. Bu nedenle ölçme değerlendirmenin uluslararası standartlarda yapılması için zaruri olan açık uçlu soruların yer aldığı yepyeni soru tipleriyle öğrencilerimiz Nabi Avcı döneminde tanıştı.

Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi Projesi ABİDE onun döneminde hayata geçirildi. On binlerce öğrencinin katılımıyla dünya standardında sınav uygulamaları gerçekleştirildi.

 

ABİDE DENEYİMİ TEOG’A YANSITILACAKTI

Bu amaçla ülkemiz kamuoyuna çoktan seçmeli test soruları dışında yepyeni soru tipleri tanıtıldı ve uygulamanın şekli açıklandı. Açıklamada vurgulananlar şunlardı: “Açık uçlu sorular, ölçme değerlendirme uzmanları tarafından oluşturulan belirtke tablosu çerçevesinde, ilgili test kitapçığı içerisinde uygun olan soru numarası ile yer alacaktır. Çoktan seçmeli soruların cevapları, önceki sınavlarda olduğu gibi optik cevap kâğıdı üzerine kodlanacaktır. Açık uçlu soruların cevapları da optik cevap kâğıdına yazılacaktır. Açık uçlu soruların değerlendirilmesi, alanında deneyimli ve açık uçlu soruların değerlendirmesi konusunda eğitim almış öğretmenler tarafından yapılacaktır. Değerlendiriciler, öğrenci cevaplarını yapılandırılmış cevap anahtarına göre öğrenci kimlik bilgilerini görmeden nesnel yöntemlerle puanlayacaktır. Değerlendiriciler arası puan farkı oluşması, cevabın okunamaması gibi durumlarda öğrenci cevabı, üst değerlendiriciler tarafından tekrar değerlendirilecektir.”

MEB, 2017’de TEOG’un kaldırılması sonrasında da uluslararası saha araştırmalarındaki çıtayı yakalamak için yoğun çaba sarf etti. Bu noktada Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdür Bayram Çetin, MEB için bir şanstı ve onun yönlendirmesiyle 2018’de uygulanacak yeni sınav (LGS) kurgulanırken tümüyle PISA ve TIMMS soru tipleri ve sınav biçimi örnek alındı. Bu amaca dönük öğretmen eğitimleri yapıldı.

Yeni sınav (LGS) kurgulanırken, sadece soru çözerek hazırlanılan bir sınav olmamasına dikkat edildi. Sınava hazırlanmanın yolunun da çok okumak, okuduklarını analiz etmek, bilimsel yönteme dayalı elde edilmiş bilimsel metinleri okumak, fen derslerinde laboratuvar kullanmak, deney düzeneği hazırlamak, deney yapmak, deney raporu hazırlamak gibi etkinlikleri gerçekleştirmek olduğu özellikle vurgulandı. LGS’de (Liseye Geçiş Sınavı) tıpkı PISA ve TIMMS saha araştırmalarında olduğu gibi; okuyan, okudukları hakkında analiz yapan, irdeleyen öğrencilerin daha başarılı olacağı kamuoyuna açıklandı.

Yeni yerleştirme sistemi kurgulanırken de Türk eğitim sisteminde ortaöğretime öğrenci yerleştirme sisteminde sınav odaklı bir sistemden kurtulma yönünde yeni adımlar atıldı. Şu an LGS sınav ve yerleştirme sistemi, o zaman nasıl kurgulandıysa öyle devam etmektedir. Yerleştirme sisteminde hiçbir değişiklik yapılmamış sınav uygulamasında sadece süre uzatılması yapılmıştır.

 

BU YIL TIMMS VE GEÇEN YIL PISA’DA BAŞARIYA GİDEN YOL

Bu çalışmalarla ilgili olarak dönemin Bakanı Nabi Avcı başta olmak üzere Müsteşar Yusuf Tekin, Müsteşar Yardımcıları Muhterem Kurt ve Ercan Demirci, Genel Müdürler Bayram ÇETİN’in ve Dinçer ATEŞ’in çabaları ile sahada tüm çalışmaları organize eden daire başkanı Hüseyin Güç ve Kemal Bülbül’ü hayırla hatırlamak gerekiyor.

 

TIMSS NEDİR

TIMSS, Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (International Association for the Evaluation of Educational Achievement, IEA) tarafından 4 yılda bir düzenleniyor.

Bu uygulamaya Türkiye, 1999’da katılmaya başladı. 2011, 2015 ve 2019 uygulamalarına hem 4 hem de 8. sınıflar katıldı. 2019’da TIMSS’te; 4. sınıf düzeyinde 58 ülke, 8. sınıf düzeyinde ise 39 ülke yer aldı. TIMSS 2019 sonuçlarına göre Türkiye dördüncü ve sekizinci sınıf seviyesinde TIMSS uygulamalarında sabit başarı ölçüsü olarak kabul edilen ölçek orta noktasının (500 puan) ilk kez üzerine çıkmıştır.

TIMMS araştırmasındakine benzer başarıyı ve sevinci PISA araştırmasında da yaşamıştık. Çünkü Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından 3 yılda bir düzenlenen ve 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren PISA testinin 2018 yılı sonuçlarına bakınca 15 yaşındaki öğrencilerimizin dolayısıyla Türkiye’nin matematik, okuma ve fen bilimleri alanlarında büyük bir başarı ivmesi yakaladığını görmüştük. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA)'da Türkiye, 2018 verilerine göre 70 ülke içinde okumada 40, matematikte 42 ve fen bilimlerinde ise 39'uncu sırada yer alarak OECD ülkelerinin ortalamalarına yaklaşmıştı.

PISA patronu olarak bilinen OECD Eğitim ve Beceriler Başkanlığı Direktörü Andreas Schleicher’in de belirttiği üzere  PISA 2018’deki başarısının devamı için Türkiye’nin sınav sisteminde reform yapması gerekmektedir. Yine kendisi, okullardaki eşitliğin sağlanması, sınav baskısının azaltılması, açık uçlu sorulara yer verilmesi, becerileri tarayan sınavlara yönelinmesi, ihtiyaca cevap veren yeni bir ölçme sistemi tasarımına gidilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Recep YAZGANRecep YAZGAN