Genel
Giriş Tarihi : 26-10-2021 12:52   Güncelleme : 26-10-2021 12:52

Porsiyonları değil, ihtirasları küçültelim!

Bencilliğin, egonun, kin ve nefretin kısacası ne kadar olumsuz ve kötü duygu varsa hepsinin nirvanasının yaşandığı bir zaman diliminde bulunuyoruz. İnsanlığın selası okundu, İslam'ın papağanlığı yapılır oldu. Bir yandan ahlaki yozlaşma, diğer taraftan ekonomik bunalım insanı düşünmek yerine hazzı yaşamaya itiyor.⁣

Porsiyonları değil, ihtirasları küçültelim!

Böyle bir krizi yaşayanlar kendilerini kontrol edemedikleri için hazları genellikle çıkar üzerine kurulu oluyor. Düşünemeyen insan pragmatist olur, çıkarını düşünen insan ise kendisinden başka bir şeyi düşünmez. Bunun neticesi ise, insanlar doğrunun merkezine kendilerini koyarlar ve herkesi kendilerine göre yaşamaya zorlarlar. Kendileri gibi olmayanı ise harcarlar.⁣

Duygusal açıdan enkazı yaşayan, zihinsel açıdan bunalımda olan, fiziksel açıdan ekonomik krizde olan insanlara porsiyonları ufaltın demek toplumun feryadına üç maymunu oynamak demektir. Bu tükenmişliğin içinde halkın ihtiyaçlarına cevap vermek yerine ihtiyaçlarına kayıtsız kalmak iddiamızı kaybettiğimizi gösterir. Farkında olup olmadığımızı bilmiyorum ama iddiamız adalet idi, iddiamızı kaybettik... Müslümanın adaleti söz de değil, öz de olur. Yani yaşantıda olur, dil de kalmaz.

Müslümanlar bulundukları makamı İslam'a en uygun şekilde temsil etmek zorundadırlar. İslam'a uygun temsil edilemiyorsa orada ne işimiz var? Dinimiz adalet dinidir, adaleti gereği gibi uygulamıyorsak bizden öncekileri adil olmadıkları için neden eleştiriyoruz? ⁣

Dinimizin en önemli yanı insan yetiştirmeye önem vermesidir. İnsanlar duygusal, zihinsel ve davranışsal açıdan bunalım içindeyken onları eğitecek projeler üretmek yerine, yedikleri lokmalara takılmak bir müslümana yakışan davranış mıdır? ⁣

İnsanların çaresizliğine çare olursanız kabul görürsünüz. Aksi durumda dışlanırsınız. Bize yakışan şey insanlara önce insan olmayı, sonra da İslam'ı öğretmektir. Bunu ise sloganik laflar ile değil, insan yetiştirerek yapmalıyız. ⁣

Güçlü bir iradesi ve imanı olan, duygularını kontrol altında tutabilen, düşünsel sentez yapabilen, davranışlarını insanlığın ve İslam'ın çizgisine göre belirleyen insanlar yetiştirmek zorundayız. Böyle insanlar yetiştirmedikçe ihtiraslarına dur demesini bilmeyenler insanlığı sömürmeye devam ederler.

Son söz: Ya insan yetiştirip krizleri çözeceğiz ya da insanlığın yok olmasına katkıda bulunup krizi büyüteceğiz. Bu toplumda yaşayan her bir birey bu konuda bir karar almalı ve karara uygun çalışmalar yapmalıdır.

Mücahit Güler

Recep YAZGANRecep YAZGAN