Güncel
Giriş Tarihi : 25-01-2022 17:05   Güncelleme : 25-01-2022 17:05

Satanizm’in büyüleriyle savaş 2 Milli Eritim sistemi!

Öğrenciler tatilde iken sizden gelenlerden yazalım dedik!

Satanizm’in büyüleriyle savaş 2  Milli Eritim sistemi!

 

Dünyaya medeniyet sunmuş bu necip millet, hiçbir ihtiyacı yokken “Fulbright” programıyla, ABD ve üst planda modern dünyanın eğitim modeline hapsedildi! Geçen 73 yılda, eğitim değil de maarif sağlanabildi mi? Hayır. İlim-irfan ehli yetişti mi? Hayır. Küresel sermayenin, mesnetsizce reddettiği kadim metodlar için “Bu bilgelikleri reddetmek ilme-fenne, binlerce yılın bilgi ve tecrübelerine aykırıdır!”diyecek basiret ve ferasette gençlerimiz yetişti mi? Hayır!

Okul çağındaki her çocuğun eline tablet, ailesi tarafından da cebine de telefon verilince çocuklarımız âlim oldu mu? Hayır. Maalesef ki, bu vurdumduymazlıkla çok daha ters teperek, inanç-kültür tahribatıyla “ateist-deist-satanist” dahi oldu!! Olmayanlar da, şeytan aklının akımlarıyla yok olup gidiyor..!

MİLLİ ERİTİM SİSTEMİ!

‘Bir kelin başına merhem’ bulamayan, uluslararası bir patenti, dünya çapında bir ürünü, hatta bir ekolü bulunmayan 200 üniversitemiz ve 200.000 öğretim görevlimiz olmak üzere, 20 milyon öğrenci yetiştiren 800.000 öğretmenin eliyle, ancak diplomalı işsizler türedi! Mezunların pek çoğu da sahasından farklı yerlerde çalışıyor. Peki, niye okutuldular??!

Dünyayı yöneten karanlık güç, gençleri tahrif ve tahrip ederken devlet-özel okul ayrımı yapmıyor. İmam-hatip-kolej ayrımı yapmıyor. Birini; din ve gelenek soslu “İslâmi romantizm”le, hayatlarına zerre tesir etmeyen ezberci terennümle yok ediyor. Diğerini de, seküler-kanıta dayalı-sadece görüp deneysellediği bilgiye mecbur bırakıyor!

SADECE, “BU ÇEVREDE” DOLANIN..!?

Bu yıkımlarda iki tarafa da “öğretilenlerden fazla bir şey olmadığı” algısı yerleştirilip, hakikâtten gerçeklerden uzak tutuluyor. Şeytan aklı, hiçbir zaman insanın peşini bırakmıyor! Eğitimin akabinde maişet derdine düşenler, bir de kapitalizmin “asgari edinim” şablonlarıyla, gereğinden fazla tüketmeye mecbur bırakılyor! Yani, eve çıkacaksan asgari bu lükste olmalı, evleneceksen ihtiyaçların asgari şunlar diye diye madden de ezerek, manevi dünyasına dönecek enerjiden de mahrum ediyor!!!

Mutassıb olanlar ilerleyen yaşlarda “yılgın-bezgin-tamamen yaşama sevincini karamsar yapan israilayat ezgileriyle!” yok ediliyor! Seküler eğitimden geçmişler de; Allah’ı, kitabı, habibini, kıymetli insanları ve öğretilerini, itikat-kültür-örf her noktada unuttuklarıyla mutlu, bu maneviyat yoksunluğunun acısını çekmeden, modern dünya emir ve yasakları doğrultusunda etliye-sütlüye bulaşmadan yaşıyor!

Tam da bu acı hâlle ilgili ihbar hattımıza gelen, eğitim sistemindeki içler acısı hâli sizlerle paylaşalım:

“20 yıllık eğitimciyim. Sistemin ne olduğu, ariflerce malum. Fakat özellikle son iki yıldaki “salgın” denilen süreçle, öğrencilerin bedenen ve ruhen bu denli hasta edildiği bir dönem görmedim! Malum, arabaya benzin konulmadan gitmez. Öğrencinin de eğitilebilmesi için beyin fonksiyonlarının çalışması, bunun için de başta evde, doğal gıdalarla eğitime hazırlanması gerek. Maalesef ki, aile hayatları da bitik ve bir kısmı da ayrı olan ana-babaların çocukları okula “hayalet” gibi geliyor! Okulda da, istisnasız hiçbirine el sürülmeyecek düzeydeki zehirlerle baş başa! Nihayetinde eğitimi, hatta genel hâli yani kendinde olup, sağlıklı düşünüp konuşabilmesi dahi mümkün olmuyor!

Okullarda anlatılanlarsa zaten bomboş. Gerçek değerlerine hazırlanmamış öğrencinin aklı sosyal medyada, aşk-meşk derdinde, tüketimde, gösterişte olan çocuklara din, tarih, sosyal bilgiler ve modernizmin garip gureba izafi ezberleri öğretiliyor! İlgili fizik kuramı ne katacak öğrenciye, diye kimse düşünemiyor. Zaten kilit noktası burası. Evvela, çocukları yönlendirebilecek eğitimcilerin tedrisi şart!

Televizyondaki algı manipülatörü haberleri izleyen eğitimci, ertesi gün çift maskeyle kendini harap ettiği gibi, öğrencileri de “çığlık çığlığa!?” son derece itici şekilde tartaklayabiliyor! Zaten harap olmuş bir öğrenci, temel yaşamsal kaynak oksijeni de kesildiğinde ne hıfzedebiliyor ne de öğrenebiliyor!

En acısı, öğrencilere ‘insan olma’nın kaide ve kuralları öğretilmiyor. Daha tuvalet adabı olmayan! çocuklara mescid yapılıyor!!?? İbadet pek tabii lâzım ama bunu yapanlar düşünmüyor ki bu işin bir farzı var, sünneti var, rüknü var, ibadetler belli kurallarla yapılır!

İç çamaşırını, bezini, hatta beslenme poşetini tuvalet deliğine atıp, ayda bir vidanjör çağrılmasına neden olan bir nesille övünmek hangi akla hizmettir??!! Bir de gençlerimizi zerre geliştirmeyen, anlamadıkları ve hissetmedikleri “tilavet yarışmaları” üzerinden eğitimciler prim yapıyor..! Kimi kandırıyorsunuz?!

Kimse, insanca yaşamın metodlarını anlatmıyor, âdâbı muaşeret anlatmıyor, gelenekler hak getire; sonunda üç beş izafi ezber kelâm bilip kendini dahi toplayamayan, eli en ufak iş tutmamış, hayata hazırlanmamış, Anadolu tabiriyle yağmurlu havada iki cücüğe su veremeyecek zavallı bir nesil yetiştiriliyor!!! Ve maalesef ki, bu berduş hâli düzeltecek hiçbir irade ve hizmet göremiyoruz.”

Kısaca “diplomalı cahiller” yetiştiriyoruz!

Kaynak: Akit - Prof. Dr. Ahmet MARANKİ

Recep YAZGANRecep YAZGAN