Analiz
Giriş Tarihi : 05-12-2019 14:00   Güncelleme : 05-12-2019 14:00

Savaş hazırlığı mı yoksa diktatörlük mü?

Savaş hazırlığı mı yoksa diktatörlük mü?

Dünyaya kapalı “Ulusal İnternet”, Rus yazılımı olmayan teknolojiye yasak ve ardından gelen internet ortamında bilgi yaydığı için yurt dışından finanse edilen kişileri “yabancı ajan” sayan yasayla dikkatler Rusya’ya çevrildi. Hem Rusya içinde hem de uluslararası kamuoyunda bu gelişmeleri diktatörlük olarak yorumlayanların karşısında Rusya’nın 3. Dünya Savaşı’na hazırlık yaptığını savunanlar da var.

Rusya’nın küresel internet ve medyayla mücadelesi aslında Sovyet Rusya’nın dağıldığı yılların öncesine kadar dayanıyor. 1990’larda Arcadia adıyla faaliyet gösteren küçük bir şirket, Rusça İncil’de arama yapılmasını sağlayan bir program üzerine çalışıyordu. Komünizmin dağılmasıyla birlikte ortaya çıkan “Patent, Telif…” gibi liberal ekonomi ihtiyaçlarına cevap vermek için İncil araması yapılan bu arama sistemi patent indekslemeye de başladı. İlya Segalovich ve Arkady Volozh, Yandex ismine karar verip ilk arama faaliyetlerini başardıklarında tarih 23 Eylül 1997’ydi. Google ise daha kurulmamış yaklaşık 1 sene sonra ortaya çıkacaktı. Bir zamanlar Google’dan daha meşhur olan ve internet denilince akla gelen Yahoo ise bir yıl önce 1996 yılında kurumuştu. O gün bugündür süren mücadele serüveninde Rusya kimi zaman bağımsızlık adına, kimi zaman propaganda yönetimi adına zorlu badireler atlatarak bugünlere geldi.

YANDEX NE ZAMAN KURULDU?

Yandex.ru adında bir arama motoru olarak ilk faaliyet 23 Eylül 1997’de Moskova’da Softool Fuarı’nda kullanıma açıldı. O zamanlar Runet’in yani Rus İnternetinin tamamını indekslemeyi başarmışlardı. 1997 yılında Runet’in toplam büyüklüğü sadece 4/5 GB olarak öngörülüyor çünkü web sistesi sayısı 500 bile değildi. Putin tam o yıllarda Devlet Başkanlığı İdaresi Başkanı ve Devlet Başkanlığı Denetim İdaresi Başkanı’ydı ve Yandex’e destek veriyordu. Yandex’in büyümeye başladığı 1999 yılında ise Putin, FSB (Rusya Federal Güvenlik Servisi) başkanıydı ve bu internet hizmetlerine özel olarak ilgi gösteriyordu. Putin, Politbüro adıyla bilinen Rusya Güvenlik Konseyi Sekreterliği görevine geldiğinde ise artık Yandex atağa geçmişti.

Günümüze gelince artık daha agresif ve keskin bir Putin görüyoruz. Küresel medya ve internete karşı hep bir mücadele içinde olan Putin önce Rus vatandaşlarına ait verileri yurt dışında depolayan şirketlere yasak getirdi. Daha sonra Rus internetini “ulusal” olarak tanımlayan yasayla interneti dünyadan koparıp bütün kontrolü kendi eline topladı. İnterneti tamamen kontrol eden bu yasadan sonra Rusya’da, Rus yazılımı dışında telefon tablet ve bilgisayar kullanmak da yasaklandı. Bundan böyle Android, IOS, Windows ya da Harmony OS sisteminde çalışan cihazlar da Rusya’da kullanılamayacak. Bütün bunların üzerine geçtiğimiz gün çıkan yeni yasayla da Rusya’da “yabancı ajan” yasasının kapsamı genişletildi. Putin’in imzaladığı bu yasaya göre Rusya’da internette veya başka bir ortamda bilgi yayan ve yurt dışından finanse edilen kişiler de “yabancı ajan” sayılacak.

Ortaya çıkan bu son duruma göre artık Rusya’da medya ve iletişim tamamen Moskova’nın kontrolü altına girmiş oluyor. Bu durumu diktatörlük olarak görenlerin yanında aslında gelişmelerin yeni nesil bir 3. Dünya Savaşı’na karşı milli savunma hattı inşası olarak yorumlayanlar da var.

PUTİN 3. DÜNYA SAVAŞINA MI HAZIRLANIYOR?

Putin’in aslımda büyük bir savaşa hazırlandığını kabul edenler aşağıdaki argümanları ileri sürüyorlar.

B2C (Business to Customer) yani şirketten müşteriye alışveriş modeli küresel ticaretin paketlere yayılmasını sağladı. İnternet üzerinden dönen bu pazarı ABD ve Çin domine ediyor. İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde küresel ciro bu iki ülke arasında pay ediliyor. İnterneti kontrol etmek boğazları, ticaret yollarını, petrol ve doğalgaz boru hatlarını kontrol etmek kadar stratejik bir zaruret ve milli bir haktır.

Yeni dünyada savaşlar Asimetrik, Siber ve Proxy modelleri üzerinden olacak. Her üç durumda da internet hatları, düşmanın argümanlarının yayıldığı, iş birlikçilerinin organize edildiği ve halk ayaklanmalarında kışkırtıcı yalanların servis edildiği düşman harekat merkezleri olarak da değerlendirilmeli ve rekabet dahil her tedbir buna göre alınmalı.

İnternet hizmetleri veren şirketler bu tür yeni nesil sömürge kolu olarak çalışıyorlar. Örneğin, Google, Twitter, Facebook, Instagram, Reddit, YouTube, Medium, Tumblr, Pinterest, Snapchat, Periscope, Tinder gibi markalar Rusya’da Ruslara Rus şirketlerinin reklamlarını yaparak milyarca dolar tahsilât yapıp parayı ABD’ye götürüyorlar. Apple Music, Apple TV, Spotify, Steam, Netflix gibi abonelik üzerinden hizmet veren şirketler de aynı şekilde Rusya’nın kaynaklarını dışarıya taşıyorlar. Bu kadar yüksek para akışını vergilendirmek hatta mümkünse aynı hizmeti içeride üretip paranın dışarıya kaçmasını engellemek, Rusya ekonomisini ayakta tutmak için mecburiyet.

Elbette kültür emperyalizmi… Bir zamanların Rusların Katarina Witt (bütün dünyada tanınan Rus buz pateni sporcusu) üzerinden yürüttüğü propagandayı artık Amerikalı YouTuber’lar yapıyor. Sosyal medya üzerinden gelen ağır bombardıman, kültürü, gelenekleri ve milli aidiyeti hatta cinsel kimlikleri bile korumayı imkânsız hale getirmiş durumda. Bu şiddette bir saldırıya karşı mücadele, ayakta kalmaktan daha ötesi hayatta kalmak savaşına dönüşmüştür ve kuralların yeniden güncellenmesi kaçınılmazdır.

Bu argümanlardan yola çıkıldığında Putin, sancılı ama mecburi olduğu bir yola girmiş, ailesini korumaya ve yaklaşan savaşa hazırlanmaya çalışan bir lider olarak değerlendiriliyor. Öte yandan ise bunlar kadar güçlü başka argümanlarla Putin’in aslında bir diktatörlük kurduğunu iddia edenler de var…

Yarın: Putin diktatörlük mü kuruyor?

Erem Şentürk / Diriliş Postası

 

adminadmin