Fikir
Giriş Tarihi : 24-01-2016 18:43   Güncelleme : 24-01-2016 18:43

Sigara ve Şiir!

  1927 - 1985 Turgut Uyar  "Şu kıravatımı çiviye as gel Sigaramı yak birlikte at arabalarını düşünelim Sarı pirinçten pırıltılı koşumlarını düşünelim

Sigara ve Şiir!

 

1927 - 1985

Turgut Uyar

 "Şu kıravatımı çiviye as gel

Sigaramı yak birlikte at arabalarını düşünelim

Sarı pirinçten pırıltılı koşumlarını düşünelim."

(Büyük Saat, s. 118)

1931 - 1990

Cemal Süreya

 

''Ne zaman hürlüğün, barışın, sevginin aşkına

bir cıgara atmışsak denize

sabaha kadar yandı durdu''

1914 - 1988

Oktay Rıfat

 Kitabın yanında defter vardır.

Defterin yanında bardak ...

Bardağın yanında çocuk ...

Çocuğun yanında kedi ...

Bir de beyaz karanfil.

Fakat neden kravatım, kitaplarım,

Şu küçük sigara tablası,

Yıldızların yanında değil.

1915 - 2002

Melih Cevdet Anday

 Tanıdığım bir ağaç var

Etlik bağlarına yakın

Saadetin adını bile duymamış

Tanrının işine bakın.

 Geceyi gündüzü biliyor

Dört mevsimi, rüzgarı, karı

Ay ışığına bayılıyor

Ama kötülemiyor karanlığı.

 Ona bir kitap vereceğim

Rahatını kaçırmak için

Bir öğrenegörsün aşkı

Ağacı o vakit seyredin.

1928 - 1986

Edip Cansever

 ''önce bir kenarda durdum, hiç kimse beni çağırmadı

sonra bir yer bulup oturdum.

hadi bir sigara içeyim dedim

olmaz, dedi mübaşir kılıklı kurbağanın biri.''

1931 - 2002

Ece Ayhan

 ''deniz tuzu kokan saçlarını yıka sararıyorlar

bir takım unutulmus yüzler gibi

sigara içiyorlar çok ve ölümü kullanıyorlar''

1916 - 1979

Behçet Necatigil

 ''ömrüm yaklaşmış sonuna,

çocuklar oynar ötede

ben dayanmış bastonuna

sigaramı tüttürürüm''

1923 - 1981

Özdemir Asaf

 ''Bir şiir bir geceye değer

Bir şiir bir uykuya değer

Bir şiir bir uyanmaya değer

Bir şiir bir sigaraya değer

Bir şiir bir rakıya değer

Bir şiir bir şarkıya değer

Bir şiir bir türküye değer

Bir şiir bir ağrıya değer

Diye-diye...

Meğer...''

1940 - 1987

Cahit Zarifoğlu

  “ Ne çok acı var, sigara yaktırır adama.''

1926 - 1999

Can Yücel

 ''Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,

dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.''

1904 - 1983

Necip Fâzıl

 ''Benim için yanan bi o var.''

1914 - 1950

Orhan Veli

 ''mesut sanmak için kendimi

ne kâğıt isterim, ne kalem;

parmaklarımda cıgaram,

dalar giderim mavisinden içeri

karşımda duran resmin.''

1937 -

Ülkü Tamer

 Akşamdır, iniktir elinin perdeleri,

Bileğin, bir sigaranın düşmeyen külü,

Tırnakların, devlerin çiğnediği birer bitki,

Ucuzlamış uzun bir cekete benziyor parmakların

1901 - 1962

Ahmet Hamdi Tanpınar

 Ahmet Hamdi'nin Hasan Ali Yücel'e mektubu:

 "âli’ciğim sigarasız yaşamak güç. şu anda belki iki milyonuncu defadır cigarayı terk ediyorum. vakıa tam yirmi üç gün oldu içmeyeli ama her dakika yeniden karar alarak. ayrıca da hep bir perdenin; çok ince, şeffaf, fakat aşılması güç bir şeyin içinde yaşıyorum. eşyayla, dostlarımla aramda bu acayip, yokluğu ile mevcut engel var. bakalım ne kadar sabredeceğim, can korkusu meğerse neymiş!

 hastanade hep karşımdaki denizi, adaları seyrederken bütün manzarayı büyük ve marifetli bir tiryakinin eseri gibi tahayyül ederdim: bulutla güneşin kendisi, mavi gökyüzü hepsi bana gümüş savatlı bir tabaka, yasemin çubuk ve tabaka tabaka dumanı yığılan bir cigara gibi gelirdi. fakat bu kadar çok sevdiğimiz ve muhtaç olduğumuz şeyi neden bu kadar kötü kullandık. gerçeği şu ki son zamanlarda cigaranın zevkini alamıyordum artık. fart-ı istimal (aşırı kullanım) bu mühim melekeyi bende öldürmüş, bu kapıyı bana kapatmıştı.

 halbuki günde on, on iki cigara ile mesut olma imkanı vardı. keratanın yokluğu da güzel. âli, tadı dudaklarımı ve dilimi ısırıyor. kokusu burnumu, yüzümü, gözlerimin içini ısırıyor. hiçbir hint veya japon orospusu hatırımda bu kadar canlı yaşamaz. hiçbir zaman ve hiçbir şeyde kendimi bu kadar dul, bu kadar eşinden ayrılmış hissetmedim. sanki iki koşulu bir arabayı tek başına çeken bir atım. her hareketim kendiliğinden çolpa oluyor. ne yaparsın ki korku bu...”

 kaynak: ekrem ışın, a'dan z'ye tanpınar, yky, istanbul, 2003.

1948 -

Oruç Aruoba

 - dostları arama

 bir sabah kendine koyu bir

kahve koyarsın, sigara

tablasını boşaltır, yeni bir

sigara paketi açar, bir tane

yakar, telefonu önüne çekip

defterini açarsın --a'dan

başlayarak sırayla--

dostlarını aramaya başlarsın.

özellikle dikkat edeceğin, o

anda orada (o numarada)

olma olasılıklarının yüksek

olmasıdır; büroları sabah

(öğleye kadar) ve öğleden

sonra; evleri de akşam

ilerledikçe ararsın --

yurtdışındaki dostların için

de saat farklarını hesaplarsın.

bu arada kahven bittikçe

yeniler, sigara tablası

doldukça boşaltır, sigara

paketi boşaldıkça da, yenisini

açarsın.

her seferinde, numarayı

çevirir, düşmesini bekler

(bazıları zor; ancak birkaç

çevirişte düşer), ilk zil sesi

bitince de telefonu kapatırsın.

"yok" dersin --

sonra, "o da yok" --

sonra "işte, o da" ---

hep, "yok" dersin.

dostlarınla dolu bir gün

geçirirsin.

Kaynak:https://line.do/sair-siir-ve-sigara/30i/vertical

adminadmin