Türkiye
Giriş Tarihi : 23-10-2015 14:59   Güncelleme : 23-10-2015 14:59

Tarık Cengiz’den Uğur Dündar’a Tepki!

Geçtiğimiz mahalli seçimler CHP Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Tarık Cengiz, Gazeteci Uğur Dündar’a tepki gösterdi

Tarık Cengiz’den Uğur Dündar’a Tepki!
Geçtiğimiz mahalli seçimler CHP Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Tarık Cengiz, Gazeteci Uğur Dündar’a tepki gösterdi. Cengiz, Dündar’ın bugünkü ‘Atatürk’ün milli mücadeleyi başlattığı Samsun, nasıl AKP’nin kalesi oldu?’ başlıklı yazısında “Samsun’da hep merkez sağın kazandığını” söylemesine tepki göstererek sosyal medya üzerinden, “Sayın Uğur Dündar'ın tespitlerine katılıyorum. Fakat böyle deneyimli bir gazetecinin, 1977 seçimleri dışında, Samsun'da hep Merkez sağın kazandığını söylemesi, gerçekten büyük talihsizlik. Sn. Dündar, 1999 seçimlerinde, Rahmetli Ecevit'in DSP'si, Samsun'da birinci parti olmuştur. Herhalde unuttunuz.” Diye yazdı.. Dündar Sözcü Gazetesi’nde yer alan ‘Atatürk’ün milli mücadeleyi başlattığı Samsun, nasıl AKP’nin kalesi oldu?’ başlıklı yazısında şunları yazdı: “Bü­yük Ön­der Ata­tür­k’­ün ‘Mil­li Mü­ca­de­le­’yi baş­lat­mak için Ana­do­lu­’ya çık­tı­ğı, Ban­dır­ma ge­mi­si­nin hâlâ de­mir­li dur­du­ğu Sam­su­n’u­n ge­le­nek­sel ola­rak sağ par­ti­le­re ni­çin oy ver­di­ği” so­ru­su zih­ni­mi hep kur­ca­la­mış­tır. Ya­rım as­rı bu­lan mes­lek ha­ya­tım­da en az 8-10 kez git­ti­ğim bu gü­zel ili­mi­ze, 1 Ka­sım se­çim­le­ri ön­ce­sin­de yi­ne bir­kaç gün­lü­ğü­ne uğ­ra­dım. “Sam­sun AK­P’­nin ka­le­si ha­li­ne na­sıl gel­di?” so­ru­su­na ce­vap ara­dım. * * * Bil­mem ha­be­ri­niz var mı? Sam­su­n’­un il­çe­le­rin­de, özel­lik­le kır­sal ke­si­min­de ya­şa­yan genç­ler, Kı­zı­lır­mak hav­za­sı­nın alüv­yon zen­gi­ni be­re­ket­li top­rak­la­rı­nı terk edip, İs­tan­bu­l’­un va­roş­la­rı­na göç edi­yor­lar. Ör­ne­ğin de­ni­ziy­le, do­ğa­sıy­la ve verimli ova­la­rıy­la ün­lü gü­ze­lim Baf­ra­’dan ko­pan genç ku­şak­lar, so­lu­ğu İs­tan­bu­l’­da alı­yor­lar. Ama ne ya­zık ki, da­ha gü­zel bir ya­şam umu­du­nun pe­şi­ne ta­kı­la­rak dev ken­te ko­şan­lar, o va­roş­lar­da ge­nel­lik­le ha­yal kı­rık­lı­ğı­nı ya­ka­lı­yor­lar! * * * Bü­yük gö­çün ne­de­ni ise çok net: Tah­ta­yı dik­sen ye­şer­te­cek ka­dar verimli top­rak­lar­da ekip biç­tik­le­ri hiç­bir şey pa­ra et­mi­yor da on­dan… Ör­ne­ğin dev­let tü­tün alı­mın­dan çe­ki­lip üre­ti­ci­yi tüc­ca­rın in­sa­fı­na terk et­miş, çel­tik üre­ti­ci­si te­fe­ci­nin tut­sa­ğı ya­pıl­mış, ta­hıl çe­şit­le­ri ise mas­ra­fı­nı bi­le kar­şı­la­ya­maz ol­muş. He­men iki çar­pı­cı ör­nek ve­re­yim: Man­za­ra­sı­nı gö­rür gör­mez bü­yü­le­nip “Bu ne gü­zel­lik böy­le! Yok­sa cen­net­te mi­yim?” de­mek­ten ken­di­mi ala­ma­dı­ğım Baf­ra­’ya bağ­lı Esen­te­pe Kö­yü­’nün ko­nuk­se­ver sa­kin­le­riy­le soh­bet edi­yo­ruz. İç­le­rin­den bi­ri “55 ya­şın­da ol­ma­ma rağ­men ma­hal­le­mi­zin en gen­ci be­nim. Çün­kü kö­yün tüm genç­le­ri git­ti­” di­yor. * * * Baf­ra­’nın bir baş­ka kö­yün­de­yiz. Ge­ce­nin ka­ran­lı­ğı he­nüz çök­müş. Köy kah­ve­si­nin bir kö­şe­sin­de hem çay içi­yor, hem de öl­gün ışı­ğın, yü­zün­de­ki de­rin çiz­gi­le­ri da­ha da ka­lın­laş­tır­dı­ğı yor­gun ba­kış­lı bir köy­lüy­le ko­nu­şu­yo­rum. Eko­no­mik sı­kın­tı­dan dert ya­nar­ken ani­den el­le­ri­ni pan­to­lon cep­le­ri­ne so­ku­yor. Cep­ler­de ne var ne yok bo­şal­tı­yor. Çı­ka çı­ka, top­la­mı 5 TL’­yi geç­me­ye­cek bir­kaç ma­de­ni pa­ra çı­kı­yor. Son­ra da ar­ka ce­bin­de­ki cüz­da­nı­nı açıp, için­de­ki­le­ri ma­sa­ya di­zi­yor. Yı­ğın­la borç öde­me teb­li­ga­tı­nın ara­sı­na sı­kış­mış 5 TL’­lik bank­no­tu gö­rün­ce de­rin bir oh çe­ki­yor ve “Kay­bet­ti­ği­mi san­mış­tım!” de­yip, acı bir gü­lüm­se­mey­le ek­li­yor: “Gör­dü­ğü­nüz gi­bi pa­ram var­mış!..” * * * Kent mer­ke­zin­de­ki dert­ler ise çok fark­lı: Dü­rüst­çe ko­nuş­mak ge­re­kir­se, mer­kez sağ­dan gel­me bir po­li­ti­ka­cı olan AK­P’­li Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı Yu­suf Zi­ya Yıl­maz ba­şa­rı­lı iş­le­re im­za at­mış. Ken­di­si­ni iç­ten­lik­le kut­lu­yo­rum. Ama ken­tin en iş­lek ve gü­zel yer­le­rin­den bi­ri olan ya­ya­la­ra açık Çift­lik Cad­de­si­’n­de­ki es­naf si­nek av­lı­yor. Cep te­le­fo­num­da­ki adım öl­çe­re ba­ka­rak söy­lü­yo­rum; 2 gün bo­yun­ca top­lam 21 bin adım ata­rak ade­ta ka­rış ka­rış do­laş­tı­ğım kent­te “İş­le­ri­miz çok şü­kür iyi­di­r” di­yen, bir iki ko­yu AK­P’­li­nin dı­şın­da es­na­fa rast­la­yamadım. Hat­ta ya­kın geç­mi­şe ka­dar bü­yük ha­va pa­ra­la­rıy­la el de­ğiş­ti­ren iş yer­le­ri­nin ki­ra­cı bek­le­di­ği­ni gör­düm. Ya­ni Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si es­te­tik dü­zen­le­me­ler, yol­lar, bi­na­lar ve ya­şam alan­la­rı yap­mış ama AKP ik­ti­da­rı, bu­ra­lar­da ya­şa­ya­cak “in­sa­nı­” unut­muş!.. * * * Şim­di di­ye­cek­si­niz ki “Pe­ki kır­sal ke­sim­de­ki genç­le­rin bü­yük şe­hir­le­re göç et­ti­ği, kent mer­ke­zin­de­ki es­na­fın kan ağ­la­dı­ğı Sam­su­n’­da na­sıl olu­yor da AKP se­çim­ler­de tu­lum çı­ka­rı­yor?” He­men ce­va­bı­nı ve­re­yim: Genç­le­rin bo­şalt­tı­ğı kır­sal­da ka­lan 50 ya­şın üze­rin­de­ki yurt­taş­lar çe­şit­li isim­ler al­tın­da sos­yal yar­dım al­dık­la­rın­dan, bu pa­ray­la köy ye­rin­de zor da ol­sa ha­yat­la­rı­nı sür­dü­re­bi­li­yor­lar. Ama hep­si de gü­nün bi­rin­de yar­dım­la­rın ke­sil­me­sin­den kor­ku­yor­lar. Ay­rı­ca im­kan­la­rın sa­de­ce AKP ik­ti­dar­da kal­dı­ğı sü­re­ce de­vam ede­ce­ği­ne inan­dı­rıl­mış, ya­ni kan­dı­rıl­mış du­rum­da­lar. (CHP he­nüz bu al­gı­yı kı­ra­ma­mış) Baş­ta da be­lirt­ti­ğim gi­bi Sam­sun­lu seç­men, geç­miş­te oyu­nu hep mer­kez sa­ğa ver­miş. Bu ge­le­nek, bir tek mer­hum Bü­lent Ece­vi­t’­in Ka­ra­oğ­lan ola­rak ef­sa­ne­leş­ti­ği 1977 se­çim­le­rin­de CHP le­hi­ne bo­zul­muş. Son 13 yıl­da­ki tüm se­çim­ler­den ise AKP, açık ara ön­de çık­mış. Çün­kü Ece­vit dö­ne­min­den ge­ri­ye, onun­la bir­lik­te ef­sa­ne­le­şen par­ti ör­gü­tü­nün sa­de­ce adı kal­mış. Ko­nuş­tu­ğum geç­mi­şi bi­len ki­şi­ler “Ne­re­de o ör­güt?” di­ye­rek ha­yıf­la­nı­yor­lar. Ör­güt ça­lış­ma­yın­ca da oy ve­re­cek “in­sa­n”­a ulaş­mak, onun eli­ni tu­tup ko­nuş­mak ve “Kork­ma, biz sa­na da­ha faz­la­sı­nı ve­re­ce­ği­z” de­mek ge­rek­ti­ği unu­tul­muş. * * * Pe­ki bu fo­toğ­raf de­ğiş­mez mi? Ni­çin de­ğiş­me­sin? Ama bu­nun için mu­ha­le­fe­tin, özel­lik­le CHP’­nin çok ça­lış­ma­sı, her eve ula­şıl­ma­sı ge­re­ki­yor. Bu ger­çe­ği ni­ha­yet gö­ren CHP’­li­ler 7 Ha­zi­ra­n’­da Mec­li­s’­e gön­der­dik­le­ri 2 mil­let­ve­ki­li­ne 3. sı­ra­da­ki mes­lek­ta­şı­mız Şa­ban Se­vinç ile 4. sı­ra­da­ki Nes­li­han Han­cı­oğ­lu­’nu ila­ve ede­bil­mek için bü­yük ça­ba gös­te­ri­yor­lar. İki aday da çok çalışıyor ve iddialı olduklarını söylüyor. * * * Sev­gi­li okur­la­rım, Ata­tür­k’­ün “Mil­li Mü­ca­de­le­”yi baş­lat­mak için ilk adı­mı at­tı­ğı bu ili­miz­de, onun anı­sı­na “İlk Adı­m” ad­lı bir ilçe de bu­lu­nu­yor. Sam­su­n’­u Ata­tür­k’­ü unut­tur­mak is­te­yen­le­rin elin­den al­mak için, seç­me­ni ku­cak­la­ya­cak en güç­lü o ilk adı­mı at­ma so­rum­lu­lu­ğu CHP’­ye dü­şü­yor.  
adminadmin