Tarık Cengiz’den Uğur Dündar’a Tepki!
Geçtiğimiz mahalli seçimler CHP Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Tarık Cengiz, Gazeteci Uğur Dündar’a tepki gösterdi
Geçtiğimiz mahalli seçimler CHP Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Tarık Cengiz, Gazeteci Uğur Dündar’a tepki gösterdi.
Cengiz, Dündar’ın bugünkü ‘Atatürk’ün milli mücadeleyi başlattığı Samsun, nasıl AKP’nin kalesi oldu?’ başlıklı yazısında “Samsun’da hep merkez sağın kazandığını” söylemesine tepki göstererek sosyal medya üzerinden, “Sayın Uğur Dündar'ın tespitlerine katılıyorum. Fakat böyle deneyimli bir gazetecinin, 1977 seçimleri dışında, Samsun'da hep Merkez sağın kazandığını söylemesi, gerçekten büyük talihsizlik. Sn. Dündar, 1999 seçimlerinde, Rahmetli Ecevit'in DSP'si, Samsun'da birinci parti olmuştur. Herhalde unuttunuz.” Diye yazdı..
Dündar Sözcü Gazetesi’nde yer alan ‘Atatürk’ün milli mücadeleyi başlattığı Samsun, nasıl AKP’nin kalesi oldu?’ başlıklı yazısında şunları yazdı:
“Büyük Önder Atatürk’ün ‘Milli Mücadele’yi başlatmak için Anadolu’ya çıktığı, Bandırma gemisinin hâlâ demirli durduğu Samsun’un geleneksel olarak sağ partilere niçin oy verdiği” sorusu zihnimi hep kurcalamıştır.
Yarım asrı bulan meslek hayatımda en az 8-10 kez gittiğim bu güzel ilimize, 1 Kasım seçimleri öncesinde yine birkaç günlüğüne uğradım.
“Samsun AKP’nin kalesi haline nasıl geldi?” sorusuna cevap aradım.
* * *
Bilmem haberiniz var mı?
Samsun’un ilçelerinde, özellikle kırsal kesiminde yaşayan gençler, Kızılırmak havzasının alüvyon zengini bereketli topraklarını terk edip, İstanbul’un varoşlarına göç ediyorlar.
Örneğin deniziyle, doğasıyla ve verimli ovalarıyla ünlü güzelim Bafra’dan kopan genç kuşaklar, soluğu İstanbul’da alıyorlar.
Ama ne yazık ki, daha güzel bir yaşam umudunun peşine takılarak dev kente koşanlar, o varoşlarda genellikle hayal kırıklığını yakalıyorlar!
* * *
Büyük göçün nedeni ise çok net:
Tahtayı diksen yeşertecek kadar verimli topraklarda ekip biçtikleri hiçbir şey para etmiyor da ondan…
Örneğin devlet tütün alımından çekilip üreticiyi tüccarın insafına terk etmiş, çeltik üreticisi tefecinin tutsağı yapılmış, tahıl çeşitleri ise masrafını bile karşılayamaz olmuş.
Hemen iki çarpıcı örnek vereyim:
Manzarasını görür görmez büyülenip “Bu ne güzellik böyle! Yoksa cennette miyim?” demekten kendimi alamadığım Bafra’ya bağlı Esentepe Köyü’nün konuksever sakinleriyle sohbet ediyoruz.
İçlerinden biri “55 yaşında olmama rağmen mahallemizin en genci benim. Çünkü köyün tüm gençleri gitti” diyor.
* * *
Bafra’nın bir başka köyündeyiz.
Gecenin karanlığı henüz çökmüş.
Köy kahvesinin bir köşesinde hem çay içiyor, hem de ölgün ışığın, yüzündeki derin çizgileri daha da kalınlaştırdığı yorgun bakışlı bir köylüyle konuşuyorum.
Ekonomik sıkıntıdan dert yanarken aniden ellerini pantolon ceplerine sokuyor. Ceplerde ne var ne yok boşaltıyor. Çıka çıka, toplamı 5 TL’yi geçmeyecek birkaç madeni para çıkıyor.
Sonra da arka cebindeki cüzdanını açıp, içindekileri masaya diziyor. Yığınla borç ödeme tebligatının arasına sıkışmış 5 TL’lik banknotu görünce derin bir oh çekiyor ve “Kaybettiğimi sanmıştım!” deyip, acı bir gülümsemeyle ekliyor:
“Gördüğünüz gibi param varmış!..”
* * *
Kent merkezindeki dertler ise çok farklı:
Dürüstçe konuşmak gerekirse, merkez sağdan gelme bir politikacı olan AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz başarılı işlere imza atmış. Kendisini içtenlikle kutluyorum.
Ama kentin en işlek ve güzel yerlerinden biri olan yayalara açık Çiftlik Caddesi’ndeki esnaf sinek avlıyor. Cep telefonumdaki adım ölçere bakarak söylüyorum; 2 gün boyunca toplam 21 bin adım atarak adeta karış karış dolaştığım kentte “İşlerimiz çok şükür iyidir” diyen, bir iki koyu AKP’linin dışında esnafa rastlayamadım.
Hatta yakın geçmişe kadar büyük hava paralarıyla el değiştiren iş yerlerinin kiracı beklediğini gördüm.
Yani Büyükşehir Belediyesi estetik düzenlemeler, yollar, binalar ve yaşam alanları yapmış ama AKP iktidarı, buralarda yaşayacak “insanı” unutmuş!..
* * *
Şimdi diyeceksiniz ki “Peki kırsal kesimdeki gençlerin büyük şehirlere göç ettiği, kent merkezindeki esnafın kan ağladığı Samsun’da nasıl oluyor da AKP seçimlerde tulum çıkarıyor?”
Hemen cevabını vereyim:
Gençlerin boşalttığı kırsalda kalan 50 yaşın üzerindeki yurttaşlar çeşitli isimler altında sosyal yardım aldıklarından, bu parayla köy yerinde zor da olsa hayatlarını sürdürebiliyorlar. Ama hepsi de günün birinde yardımların kesilmesinden korkuyorlar. Ayrıca imkanların sadece AKP iktidarda kaldığı sürece devam edeceğine inandırılmış, yani kandırılmış durumdalar. (CHP henüz bu algıyı kıramamış)
Başta da belirttiğim gibi Samsunlu seçmen, geçmişte oyunu hep merkez sağa vermiş. Bu gelenek, bir tek merhum Bülent Ecevit’in Karaoğlan olarak efsaneleştiği 1977 seçimlerinde CHP lehine bozulmuş.
Son 13 yıldaki tüm seçimlerden ise AKP, açık ara önde çıkmış.
Çünkü Ecevit döneminden geriye, onunla birlikte efsaneleşen parti örgütünün sadece adı kalmış. Konuştuğum geçmişi bilen kişiler “Nerede o örgüt?” diyerek hayıflanıyorlar. Örgüt çalışmayınca da oy verecek “insan”a ulaşmak, onun elini tutup konuşmak ve “Korkma, biz sana daha fazlasını vereceğiz” demek gerektiği unutulmuş.
* * *
Peki bu fotoğraf değişmez mi?
Niçin değişmesin? Ama bunun için muhalefetin, özellikle CHP’nin çok çalışması, her eve ulaşılması gerekiyor.
Bu gerçeği nihayet gören CHP’liler 7 Haziran’da Meclis’e gönderdikleri 2 milletvekiline 3. sıradaki meslektaşımız Şaban Sevinç ile 4. sıradaki Neslihan Hancıoğlu’nu ilave edebilmek için büyük çaba gösteriyorlar.
İki aday da çok çalışıyor ve iddialı olduklarını söylüyor.
* * *
Sevgili okurlarım,
Atatürk’ün “Milli Mücadele”yi başlatmak için ilk adımı attığı bu ilimizde, onun anısına “İlk Adım” adlı bir ilçe de bulunuyor.
Samsun’u Atatürk’ü unutturmak isteyenlerin elinden almak için, seçmeni kucaklayacak en güçlü o ilk adımı atma sorumluluğu CHP’ye düşüyor.
admin