Analiz
Giriş Tarihi : 11-01-2015 14:37   Güncelleme : 11-01-2015 14:37

Toki"ye Alkış, Ama...

TOKİ''nin başta İstanbul olmak üzere Türkiye''deki konut açığını kapatmak, orta ve dar gelirli aileleri konut sahibi yapmak için gösterdiği gayret ve başarıyı görmemek için kör olmak lazım

Toki
TOKİ''nin başta İstanbul olmak üzere Türkiye''deki konut açığını kapatmak, orta ve dar gelirli aileleri konut sahibi yapmak için gösterdiği gayret ve başarıyı görmemek için kör olmak lazım. Bazıları kör değil ama kötü niyetli. TOKİ''yi başarısız buluyorlar. İnsaf yani.  Bu işin bir yanı, gelelim öte yanına. TOKİ''nin inşa ettiği binalardan oluşan semtlere bir bakalım; buralarda oturanlarla bir konuşalım. Evet dış görünüş gayet çağdaş, bakımlı, düzenli, yeşil alanlar, çocuk parkları, çimen-çiçek steril bir mekân. Ama aynı zamanda insan ölçeğini çok aşan, devasa yüksek ve kocaman binalardan oluşan bir orman. Şehir desen şehir değil, köy desen köy değil, mahalle hiç değil.  Zaten apartmanlarla dolu bir semt mahalle hüviyeti göstermez (En azından bizim anladığımız, alıştığımız, büyüdüğümüz Türk mahallesi). TOKİ''nin inşa ettiği semtlerden birinde kızım, akrabalarım, arkadaşlarım oturuyor. Onlarla konuşuyorum, bana şunu diyorlar: “Abi eve sanki bir otele gider gibi gidiyor, sonra dönüyoruz”. Bu şunu gösteriyor: Bu semtlerde oturan insanlar arasında bir ünsiyet oluşmuyor. Mekânla insan arasında arkadaşlık, sevgi, bağlantı kurulamıyor. Apartıman ormanları insanı eziyor; ufku kesiyor, ağacın, çiçeğin, sokağın, toprağın, kuşun, havanın mânasını yokediyor.  Bu semtlerden birine bir leylek yuva kurabilir mi? İnsan hayatını sadece iktisata bağlamak doğru değil. Bir binanın “ev” olması kolay değil. Sedat Hakkı Eldem''den bu yana ne olduğu tesbit edilmiş bir “Türk evi” var. Bu orta ve dar gelirli aileler için de dizayn edilebilir. Bu konuda çok kafa yormuş, çok bilgili, tecrübeli, ömrünü Belediyelerde geçirmiş rahmetli mimar Turgut Cansever vefatına kadar feryat etti. İstanbul, Ankara, Sivas ve belki başka kentler belediyelerine defalarca müracaat etti. Bilaücret çalışacağını söyledi. Projesi şu idi: Bana bir yer gösterin, oraya bir Türk mahallesi kurayım (Türk''ten kasıt geleneği modern mânada temsil etmesi ve yaşatmasıdır). Tek katlı, bahçeli, sokakları, camisi, okulu, çarşısı, ağaçları, parkları ile bir mahalle. Görenlerin “Yahu şu Türkler yaman adamlar, bakın nasıl güzel bir yerleşim alanı kurmuşlar” desin, bu gelecek nesillere örnek olsun. Bu örneği eski Topkapı Otogarı''nda inşa ettiği, küçük ama Sinan''ın Şemsi Paşa Camii gibi bakmaya doyamayacağınız bir ufak mescit ile göstermiştir. Kimse dinlemedi bilge-mimarı. Çünkü insanlar bu projeye ütopya diye bakıyor, ekonomik bulmuyorlardı. Oysa Turgut Bey yapacağı binaların TOKİ evleri ile iktisat açısından farkı olmayacağını, belki daha ucuza çıkacağını söylüyordu. Bunun hesabını yapamayacak kadar toy değildi.  Fırsat kaçtı. Bir Turgut Cansever bir daha yetişir mi, meçhul.  Bu karanlık manzaradan daha aydınlık bir tabloya geçelim. Tarihi Mardin evlerinin kaçak ve sağlıksız yapılardan kurtarılarak turizme kazandırılması (Niçin turizm? Neden kendi vatandaşımıza hizmet etmiyoruz? Her şey para mı?) amacıyla Mardin Valiliği''nin görüşleri doğrultusunda başlatılan “Mardin Evleri Projesi” hayata geçirilecekmiş. TOKİ kentsel yenileme projesi kapsamında, Mardin''de 1440 konut inşa edecekmiş. Bu evler yöresel mimarinin özelliklerini yansıtacak ve binaların dış cepheleri Mardin taşıyla kaplanacakmış. “Mardin Evleri Projesi” Nur Mahallesi''nde sit alanı olarak üzerinde tescilli yapıların bulunduğu yaklaşık 1210 dönüm tutarı olan bölgeye kurulacak. Bölgede tarihi özelliği olmayan binalar yıkılarak yerine yukarıda tarif ettiğimiz yeni yapılan inşa edilecek. Bu yolda TOKİ, Mardin Valiliği ve Mardin belediyesi tarafından ortak bir komisyon kurulmuş. Komisyon öncelikle kentsel yenileme alanındaki hak sahiplerini tesbit ederek, tarihi doku ile uyumsuz yapıların kıymet takdirini yapmış. Toplam 4760 yapı üzerinde yapılan inceleme sonucu 570 binanın tamamen, 860 binanın ise bir bölümünün yıkılmasına karar verilmiş. TOKİ''nin böyle bir projeyi hayata geçirmesi alkışlanacak bir şeydir. Bu bakış açısı bence devam etmelidir. Hemen her şehrimizde “apartman ormanları” kurulacağına, mesela Kütahya''da bir “Kütahya Mahallesi”, Erzurum''da bir “Erzurum Mahallesi” gibi o şehrin ruhuna, hüviyetine, iklimine, malzemesine, tarihine, mimarisine uygun yeni mahallelerin kurulması gelecek nesiller için hem şehircilik hem estetik açıdan elzemdir.  Şehirlerimiz çapaçul modernleşme süreci içinde hüviyetlerini yitirmiş; hepsi birbirine benzeyen, bir ayrıcalık taşımayan “tek tip” yerleşimlere dönmüştür. Oysa Türkiye Karadeniz evlerinden Muğla''ya; Mardin''den Kula''ya kadar mimari açıdan fevkalade zengin bir mirasa sahiptir. Görenlerin hayran kaldığı bu mirası niçin çar-çur edelim. Aksine onu yenileyelim, ona yeniden can verelim. Haydi TOKİ kolay gelsin. Mustafa Kutlu - Yenişafak
adminadmin