Öğrenciler çalışkan ve edeplidirler. Aldıkları dini terbiye icabı, öğretmenlerine ve büyüklerine saygılı davranırlar. Disiplin problemi en az olan okullar imam hatip liseleri.” Diyerek bütün okulların imam hatip okulu olmalarının gerektiğini belirtti.
Türkiye Aile Meclisi Genel Başkan Yardımcısı Ali Erkan Kavaklı, bu sene özellikle proje imam hatipler üniversite sınavlarında (TYT, AYT) büyük başarılar elde ettiler. Geliştirdikleri projelerle Teknofest’e damga vurdular” diyerek şöyle devam etti;
İmam hatipler öğrenciyi çift kanatlı yetiştirir hem dini bilgiler öğretilir hem fen bilgileri.
BİLGİNİN İKİ ÖNEMLİ KAYNAĞI VARDIR: KUR’AN VE KÂİNAT KİTABI
Fen bilimleri, fizik, kimya, biyoloji, matematik, geometri, astronomi, yapay zekâ gibi bilim dalları kâinat kitabı incelenerek yazılır.
Tefsir, fıkıh, siyer, din dersi gibi bilim dalları Kur’an’ı daha anlamak için geliştirilmiştir.
İmam hatiplerde iki temel kaynak da öğretilir; öğrencilerin hem akılları hem kalpleri aydınlatılır. Öğrendikleri bilgi, onları hem başarılı hem de ahlaklı ve erdemli hâle getirir.
LGS’de 50 ile 250 puan alan öğrencilerin üniversite okuma şansları hemen hemen yok. Üniversitelerin kapasitesi buna müsait değil. Üniversite giremeyecek öğrenciler de imam hatibe gönderiliyor. Veli, çocuğum hem lise okusun hem de dindar ve ahlaklı olsun diye bu okulları seçer. İmam hatip öğrencilerinin önemli bir bölümü kızlardan oluşur.
Son derece doğru ve pedagojik bir yol takip edilerek imam hatipler kız ve erkek öğrencileri ayırmaya başladı. Avrupa ve Amerika’daki ayrı okul trendi yakalandı. MEB, dünyadaki karma eğitim araştırmalarından habersiz görünüyor. Karma okulların başarısız olduğunu, erkek ve kızların farklı yeteneklere sahip olduğunu, farklı öğrenme biçimleri olduğunu, ayrı okulların yetenekleri daha iyi geliştirdiğini; karma sınıflarda stres olduğunu, karma eğitimin cinsel tacizlere yol açtığını görmezden geliyor. (Karma eğitim araştırmaları merak edenler Yüz Yılın Pedagojik Yanlışı Karma Eğitim kitabıma bakmalı.)
ÜNİVERSİTE OKUMAYACAK ÖĞRENCİLERE LİSEDE MUTLAKA BİR MESLEK ÖĞRETİLMELİ
İmam hatip programlı meslek liseleri açılmalı. Seçmeli ders uygulamaları artırılarak bu sağlanabilir. Üniversiteye giremeyecek öğrenci hem lise bitirir hem de bir meslek öğrenir.
Kur’an ve dini dersler, öğrenciyi dindar, uysal, ahlaklı ve erdemli olmaya yöneltir. Allah ve ahiret inancı, insanı nefsin istediği birçok kötülükten alıkoyar. Dinimiz yardımlaşma, fakir ve yoksullara kollama, komşuya ve muhtaçlara iyilik yapma, iyiliği emreder. Adam öldürme, çalma, aldatma, kumar, faiz, zina, kötü ahlak gibi şeyleri din yasaklar.
İmam hatiplerde okutulan dini dersler öteki okullara da konmalı. Tüm Okullar imam hatip olmalı.
Kur’an, Siyer, Temel Dini Bilgileri isteyen öğrenci velisi dilekçe veriyor. Almanya’da durum, bunun tersi. Orada din dersini istemeyen öğrenci velisi, dilekçe verir. Din dersine girmeyen ahlak dersine gider.
Nefis terbiyesi öğreten, nefsin kötü isteklerini dizginleme erdemi kazandıran bu dersler, Türkçe ve matematik derslerinden önemsiz mi? Bilgili bir insan, ahlaksızsa haram helal bilmiyorsa önemli makamlara gelir, daha çok para çalar, rüşvet alır, haksızlık yapar.
TYT,AYT’de Türkçe ve matematikten 40 soru sorulur. Din dersi ve seçmeli derslerden de 40 soru sorulmalı, bu dersleri öğrencinin önemsemesi sağlanmalı. Lise öğrencisinin en önemli hedeflerinden biri üniversiteye girmek, üniversite sınavlarında soru gelmeyen dersleri öğrenci önemsemez.
Milli Eğitim Şurası yaklaşıyor. Din dersi, Kur’an, Siyer, Temel Dini Bilgiler derslerinde Allah, ahiret, erdemler öğretmeye çalışılır.
Fen bilimleri, hayat bilgisi, biyoloji, kimya, fizik, matematik, geometri, astronomi gibi derslerde tam tersi, ateist bir dünya görüşü öğretiliyor. Eğitim demokratik değil. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, eğitimin demokratik olduğunu yazar. Bu ülkede ateist insan oranı % 1 bile değil. İnsanımızın büyük çoğunluğu inançlı.
Fen dersleri neden ateistlerin bakış açısı ile yazdırılır? Dindar insanların bakış açısı neden göz ardı edilir?
Milli Eğitim Şurasında bilimin dinsizliğe alet edilmesi, bilim adamlarının hepsi dinsizmiş gibi bir algı uyandırılması çarpıklığına son verilmeli.
Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi düzenleyen üniversitelerimiz ve inançlı bilim adamlarımız var. MEB, onların sesine kulak vermeli ve bilimi ateistlerin tasallutundan kurtarmalı. Hem öğrencilerimiz hem bilgili, becerikli, hünerli olmalı hem de ahlaklı ve erdemli.
