Bu yazımı, 5 Şubat 2021’de tv. haberlerinde yer alan “Ümit Özdağ, Partisi İyi Partiden kendi tabiriyle ‘Milliyetçilikten Koptular, Partide FETÖ’nün Etkinliği Var’ Gerekçesiyle Ayrılarak Parti Kuruyor”, “Muharrem İnce, Partisi CHP’den ‘CHP’de Çete Var. Parti, Atatürk’ün yolundan Çıktı. Biz Bunlarla Mücadele Ederek Kazanacağız’ Gerekçesiyle İstifa Ederek Yeni Bir Parti Kuruyor”, “HDP’li Ayhan Bilgen’in “HDP, Terör Örgütü ile Arasına Mesafe Koyamıyor, Biz Mesafe Koyan Bir Parti Kuracağız’ Gerekçesiyle Partisinden Ayrılarak Yeni Bir Parti Kuracağı Söylentileri Aldı Yürüdü” vb. haberlerinin iyice etkisinde kalarak yazmak zorunda kaldım. Yine bu haberlerde yer aldığı üzere son bir yılda ülkemizde “21 Yeni Parti Kurularak” yılların rekoru kırılmış. Aklına düşen ve gelen herkes parti kuruyor. Ne diyeyim!... “Sürüsüne bereket”. “Koşun koşun bir siz eksiktiniz, ‘yangına körük’ le giderek söndürün, geç kaldınız, siz de bir parti kurun, hasbel kader tek başınıza iktidar olabilirseniz, hem kendinizi hem de milleti - vatanı kurtarın” demekten başka bir şey gelmiyor insanın aklına !... Hepsi de genelde koptukları partilerin tıpa tıp aynıları veya az benziyorlar ya da birbirlerine benzerliği olmayan az sayıda parti var. “Bize gel” diye herkes kolumdan çekiyor. Kolum çekile çekile “kopacak” sandım. En sonunda patladım, “Beni yalnız bırakınız, şeytanım bir kenarda dursun, meleğim nereye gitmemi isterse oraya giderim” derken, ne yalan söyleyeyim, hiçbir partiye iktisap etmeden benim de bir parti kurmak aklıma geldi. “Affınıza sığınarak”, şimdi bunu ve bütün olup biten “siyasi partiler trajedimiz” i, sizleri sıkmamak, monotonluğa sevk etmeden eğlenceli ve mizahi bir üslupla anlatacağım. Önce kısaca, günümüzün “Parlamento içi ve Parlamento dışı” partilerinden başlayalım: