Teknoloji
Giriş Tarihi : 01-11-2020 05:00   Güncelleme : 01-11-2020 05:00

Türkiye’nin Gökyüzündeki Yeni Gücü İHA’lar

1980’lerin sonunda Türkiye küresel teknolojik gelişmeleri takiben milli İHA’ları tedarik temin programını başlatmıştır.

Türkiye’nin Gökyüzündeki Yeni Gücü İHA’lar

Yerel tedarik seçeneklerinin olmaması nedeniyle dışarıdan tedarik Türkiye’nin İHA edinme stratejisinin temeli olarak benimsenmiştir.

Bu anlamda 1989’da Target Teknoloji Ltd. Meggitt BTT-3 Banshee üretimiyle ilk hedef İHA sistemi olarak Türk ordusuna hizmet vermiştir.

İlaveten 1994’te Almanya’nın hibe ettiği Canadair CL-89 gözetleme İHA sistemlerinin uçuşu başlamıştır. Ancak lojistik zorluklar ve kaza kırım nedeniyle sistem kısa sürede envanterden çıkarılmıştır.

 En ciddi girişim General Atomics’in tasarladığı Gnat 750 ve I Gnat

İHA’larının satın alınmasıyla gerçekleşmiştir.

Bu sistemler 1995’te stoklara girmiş, taktik gözetleme ve destek görevleri için Kara Kuvvetleri tarafından 2005’e kadar kullanılmıştır.

Acil İHA ihtiyacının karşılanması için 2007-2010 arasında İsrail Havacılık ve Uçak Sanayii’nden (Israel Aerospace Industries, IAI)

MALE sınıfı (medium altitude long endurance, orta irtifa uzun havada kalış) bir Heron ve bir Searcher, Aeronautics Savunma Sistemleri firmasından bir Dominator İHA’sı kiralanarak Kara Kuvvetlerinin hizmetine sunulmuştur.

Ayrıca 2008’de Aeronautics firmasından temin edilen üç Aerostar İHA Kara Kuvvetleri envanterine eklenmiştir.

 IAI ve Elbit sistemlerinin eş ortak olduğu IUP (Israel UAV  artnership) firmasından on Heron 150 milyon dolarlık bir

anlaşmanın imzalanmasıyla Hava Kuvvetleri envanterine alınmıştır.

Heron, Hava Kuvvetleri envanterine giren ilk İHA sistemi olmuştur. Heron İHA sisteminin bazı alt sistemleri Türk firmalar tarafından geliştirilmiştir. Bunlar arasında ASELFLIR 300T kamera ASELSAN, uydu yer terminali SAVRONİK ve uzak görüntü terminali ile taşınabilir görüntü kıymetlendirme sistemi MİLSOFT tarafından geliştirilmiştir.

Heron’ların tedarik edilmesi Türkiye için en az maliyetli yol değildi. Nitekim IAI tarafından temin edilen Heron’ların tedarik edilmesine ilişkin anlaşma 2005’te imzalanmış ama elektro optik yükün entegrasyonu sırasında ve İsrail’in yedek parça teminini reddetmesinden sonra ciddi zorluklar yaşanmıştır.

Dahası 2008-2009 döneminde Türkiye, İsrail’in Gazze Savaşı sırasındaki eylemlerine cevap olarak söz konusu anlaşmayı askıya almış ve bu durum sevkiyatı daha da geciktirmiştir.

 Keza 8 Mayıs 2010’da Mavi Marmara vakasının ardından Türkiye’nin İsrail’in Anadolu Kartalı tatbikatına ve diğer birkaç ortak tatbikata katılımını iptal etmesi on MALE sınıfı Heron’un sevkiyat, konuşlandırma ve bakım süreçlerini etkilemiştir.

Tüm bu olaylardan sonra 21 Haziran 2010’da uluslararası bir askeri konferans sırasında dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ güvenlik güçlerinin Türkiye’nin Irak sınırındaki dağlık bölgeler üzerinde gözetleme görevleri için İsrail yapımı Heron İHA’larını kullanmaya başladığını ifade etmiştir.

Buna karşılık Haziran 2018’de Savunma Bakanı Nurettin Canikli Türkiye’nin İsrail yapımı İHA’ları etkin bir şekilde kullanamadığını kabul ederek İsrail’in Türkiye’ye kasten hatalı on İHA’yı sattığını ve bu nedenle Türkiye’nin terör örgütü PKK’nın Irak’taki mevzilerine düzenlediği hava operasyonunun başarısız olduğunu, operasyon sırasında hedeflere yönelik mühimmatlı atışların ıskalandığını veya kayalara isabet ettiğini iddia etmiştir.

Diğer taraftan Türkiye 2018’de Amerikan şirketi General Atomics ile RQ-1 Predator veya MQ-9 Reaper İHA’larının satın alınması için görüşmelerde bulunmuştur. Ancak ABD’nin bu sistemlerin silahsız versiyonlarının tedarikine yönelik teklifini reddeden Türkiye daha sonra İsrail İHA’larını satın almak zorunda kalmıştır.

Aslında Türkiye Aralık 2008’de PKK ile mücadelede kullanılmak üzere ABD üretimi on MALE sınıfı İHA’nın (dört General Atomics

üretimi MQ-1 Predator ve altı MQ-9 Reaper) satın alınması için yurt dışı askeri satış (FMS) talebinde bulunmuştur.

Haziran 2010’da dönemin Amerikan Başkanı Barack Obama, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a İran’ın nükleer meselesine ilişkin Ankara’nın mevcut diplomatik yaklaşımının söz konusu İHA satın alma işleminin Amerikan Kongresinde onaylanmasını zorlaştıracağını söylemiştir.

Daha sonra ABD’nin Irak’ta askeri harekatlara başlamasıyla bir kamuoyu tartışması Türkiye’ye daha gelişmiş askeri yetenekler ve

teknolojiler sunmanın potansiyel maliyeti olarak bölgedeki Amerikan personeli ve teçhizatının hedef alınacağı muhtemel bir PKK misillemesi olabileceğini ortaya koymuştur.

Sonuç olarak Mart 2014’te Türkiye’ye Reaper satışına Amerikan Kongresinin direnmesi üzerine Türkiye ABD yapımı silahsız bir İHA satışı için ABD’den Kongre onayı istemiştir. Nihayet tüm tartışmalar ve pazarlıkların ardından Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir Mayıs 2016’da “Ankara’nın artık Amerikan İHA’larına ihtiyacı olmayacağını” vurgulayarak Washington yönetiminin bazı silah sistemlerinin satışına sınırlama getirmesinin Türkiye’yi kendi teknolojilerini geliştirmeye ittiğini ifade etmiştir.

Benzer şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ve İsrail’den İHA sistemlerinin tedarik edilmesinde karşılaşılan zorluklar nedeniyle Türkiye’nin kendi İHA’larını üretmeye başladığını söylemiştir.

Özetle Türkiye ile Batılı ülkeler arasında diplomatik bağların gerilmesi neticede Türkiye’yi İHA sistemlerinin üretimi ve kullanımında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaya yöneltmiştir.

TÜRKİYE’NİN GELİŞEN İHA SANAYİİ

Türkiye kendi milli İHA geliştirme programında son on yılda muazzam adımlar atmıştır. Savunma Sanayii Başkanlığının (SSB) liderliğinde yerli İHA geliştirme ve üretim faaliyetleri 1990’ların ilk yıllarında başlamış ve özellikle 2004 sonrasında yoğunluk kazanmıştır.

İlk yerli üretim İHA UAV-XI (1990), ilk yerli yapım hedef uçaklar Turna-Keklik (1995), İHA teknoloji ve ürün geliştirme projeleri Pelikan-Baykuş (2003) ve dijital görüntüleme projesi Martı (2004) gibi öncül projelerle hacimli bir sanayi altyapısı oluşturulmuştur.

Türkiye sadece platformları geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda altyapıda da ciddi ilerleme kaydetmiştir. Ancak Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TAI)-TUSAŞ idaresi altında ANKA Çok Rollü ISR (İstihbarat, Gözetleme ve Keşif) Sistem Projesi’nin hayata geçirilmesiyle bir dönüm noktası yaşanmıştır. 2004’te başlatılan proje kapsamında ilk uçuş Aralık 2010’da gerçekleştirilmiştir. Söz konusu proje ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) keşif, gözetleme, hedefleme, teşhis ve tespit gereksinimlerini karşılayacak milli bir İHA sisteminin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Projenin kapsamı üç prototip ve ilgili yer sistemlerinin geliştirilmesini de içermektedir. Araştırma ve geliştirme süreci ANKA +A adı verilen yüksek irtifalı uzun süre havada kalabilen ANKA İHA’sının ANKA Block A’nın geliştirilmiş sürümü olan ve daha fazla faydalı yük taşıma kapasitesine sahip ANKA Block B’nin, ANKA’nın seri üretim sürümü ANKA-S’nin elektronik harp ve istihbarat sistemleriyle donatılmış ANKA-I’nın ve ANKA-S’nin çift motorlu sürümü ANKA-2’nin (diğer adıyla Aksungur’un) tasarımı ile devam etmektedir.

TAI, kabul testlerinin 2018’de başarıyla sonuçlanmasının ardından Türk Hava Kuvvetlerine ANKA-S modelini uydu kontrolü ile daha hünerli bir platforma dönüştüren görüş hattı ötesi (beyond line of sight, BLOS) yeteneğine sahip iki ANKA-S İHA’sı teslim etmiştir.21 Bir yıl sonra ANKA silahlı İHA’ları Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilmiştir.

Dahası TAI CEO’su Temel Kotil 2020’nin ilk ayında güvenlik güçlerine daha fazla İHA teslim edileceğini ifade etmiştir.23 Açık kaynaklara göre Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde üç ANKA-S sistemi yerini alırken ilave üç sistem daha sipariş edilmiştir. Bir Block B sistemi ile bir Block A sisteminin Jandarma

Genel Komutanlığı tarafından kiralanarak 2017’de hizmete alınmasından sonra 2019’da üç ANKA-S sistemi Jandarma Genel Komutanlığına teslim edilmiştir. Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının hizmetinde bir Blok B sistemi bulunmakta ve sekiz ANKA-S ile dört ANKA-B sistemi sipariş edilmiş olup teslimat

2020’de gerçekleştirilecektir.

Bir zamanlar askeri gücünü kuvvetlendirmek için ciddi anlamda yabancı teknolojiye bel bağlayan bir millet için yerli üretim çözümleri hayati öneme sahiptir. Bu bağlamda Türkiye’nin

yerli İHA programında bir diğer dönüm noktası

Bayraktar mini İHA sistemi olmuştur. Bu sistem

2005’te Kalekalıp-Baykar Makina ortak girişimi

tarafından hizmete sunulmuş ve ilk yerli yapım

İHA olarak 2007’de TSK’nın envanterine girmiştir.25 Bayraktar dikey inişli insansız hava aracı

(DİHA) (mini taktik İHA biçimi) da keza geliştirme sürecindedir.26 Ayrıca Baykar Makina tarafından Malazgirt döner kanat mini İHA’sını geliştirmeye yönelik çalışmalar 2006’da başlatılmış

ve ürün Mayıs 2009’da TSK’ya teslim etmiştir.

Bayraktar TB2 taktik İHA sisteminin prototipinin geliştirilmesine Kalekalıp-Baykar Makine ortak girişimi tarafından 2007’de başlanmıştır. Geliştirilen prototip İHA’nın ilk uçuşu 8 Haziran 2009’da gerçekleştirilmiştir.28 110 binden fazla operasyon uçuş saati kaydeden TB2 2019’dan beri TSK, Jandarma ve Emniyet Genel Müdürlüğünün hizmetinde etkin bir şekilde kullanılmaktadır.

Ayrıca on Bayraktar TB2 İHA’sı Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edilecektir.

TSK tarafından bilfiil kullanılmasının yanı sıra Bayraktar İHA sistemi Katar ve Ukrayna gibi ülkelere ihraç edilen ilk yerli üretim

İHA sistemidir.

Bayraktar Akıncı platformu da keza geliştirme sürecindedir. Bayraktar Akıncı havadan yere ve havadan havaya taarruz uçağı şeklinde  “BAYRAKTAR TB2’nin Deniz Kuvvetlerine de Teslimatı için Gün Sayan Baykar, AKINCI ile Oyunun Kurallarını Bir Kez Daha Değiştirmeye Hazırlanıyor”

SONUÇ

Bir zamanlar askeri gücünü kuvvetlendirmek için ciddi anlamda yabancı teknolojiye bel bağlayan bir millet için yerli üretim teknolojilerinin geliştirilmesi sadece terörle mücadelede değil

aynı zamanda Türkiye’nin rakiplerine karşı stratejik güç kazanımında stratejik bağımsızlığını elde etmesi açısından son derece önemlidir. Son on yılda İHA sistemlerinin ve alt sistemlerinin geliştirilmesinde ve gerekli insan kaynağı ile teknik bilgi ve uzmanlığın artırılmasında ciddi bir ilerleme kaydedilmiştir.

Türkiye’nin yerli İHA programı bir taraftan bu teknolojinin etkin bir kullanıcısı olarak muharip yeteneklerin geliştirilmesine katkı sağlarken diğer taraftan da rekabetçi bir üretici olarak piyasanın şekillendirilmesini de sağlamaktadır.

Daha da önemlisi Türkiye’nin İHA programı konvansiyonel askeri norm ve uygulamaların dönüşümüne yol açmaktadır. Yerli İHA’lar terörle mücadelede belirleyici bir araç olarak vücut bulurken çekişmeli operasyon ortamında topçu ileri gözetleyicileri, ileri hava kontrolörleri ve avcı uçakları olarak hizmet etmektedir.

Dahası Türkiye eş güdümlü ve ağ merkezli muharebe  eteneklerini bu tür yenilikçi ürünlerin yardımıyla gösterme fırsatı yakalamıştır.

Kaynak: SETA

Recep YAZGANRecep YAZGAN