Sohbette Samsun Kavaklı Güreşçi Yaşar Doğu Hakkında konuşan Seven,
“Yaşar Doğuyla birlikte güreş bir spor dalı olmakla kalmamış, aynı zamanda irfan mektebi kimliği de kazanmıştır” dedi.
Seven şöyle devam etti;
GÜREŞ KULÜBÜNÜN YUNUS EMRE’Sİ
Güreş Kulübünü ocak ve Pehlivan Tekkesi bilen Doğu, bir anlamda bu kapının Yunus Emre’si olmuştur. Tıpkı o da Yunus gibi düşünerek güreşe eğri şeylerin girmesine müsaade etmemiş, hayatı boyunca bunun mücadelesini vermiştir. Milletimizin güreşe olan sevgisini yeniden uyandırmış, onu milli ve manevi şuurla besleyerek büyütmeyi başarmıştır.
Yakın Güreş tarihimizi tahlil edenlerin Yaşar Doğu’dan evvel ve Yaşar Doğu’dan sonra diyerek iki bölümde inceleme yapmaları yerinde bir tespittir. Onun vefatıyla ‘Yaşar öldü Türk Güreşi öldü’ söylentileri de üzerinde durulması gereken bir gerçeğin ifadesidir.
Her milletin gücünü temsil eden efsanevi kahramanları vardır. Rusların Aleksandr Medved’i, Pakistanın Kala’sı, İranlıların Gulam Rıza Tahti’si olduğu gibi. Bu manada Türk Milletinin gücünü temsil eden kahraman da Yaşar Doğu’dur.
1948 Londra Olimpiyatlarında Yaşar Doğu’nun finalde tuşla yendiği Avustralyalı güreşçi Richard Edward Gerrard’ın: ‘Böylesine müthiş bir güreşçiye yenilmiş olmak insana üzüntü değil, keyif vermeliydi. Ben, yaşantım boyunca Yaşar Doğu'ya yenilmiş olmanın, hem de finalde yenilmiş olmanın keyfini yaşadım. Başkalarını bilemem…’ diyerek söylediği sözler tarihte acaba kaç sporcuya nasip olmuştur?
O dönemde Yaşar Doğu’yu yenmek şöyle dursun onunla müsabaka yapmış olmak bile rakipleri için birer gururdu. Mısırlı Milli Güreşçi Adil Mustafa 1948 Londra Olimpiyatlarında Yaşar Doğu ile müsabaka yapıp karşısında birkaç dakika fazla dayanabilmesinden dolayı Mısır’da kahramanlar gibi karşılandığını söylemişti.
Hayali kahramanlar üretip genç nesillere sunmaya çalışılan günümüz dünyasında Yaşar Doğu örnek ahlakından istifade edilmesi gereken gerçek bir kahraman ve örnek alınacak bir rol modeldir.