Minnet Almayışınız, Şimdi Kanaat Şeklinde Yaşanmalı Milletçe

Mehmet Nuri BİNGÖL

23-12-2021 09:53

“Kalbi zengin olmak” diye bir deyim var, istiğna manasınsa; halk zekâsının  ve dilinin, kullanma tarzının  bulduğu orijinal bir yaklaşım.

 

Bizzat yaşadığınız bu tabir, “Aslında zengin olmasa bile kendini, hiçbir insana muhtaç değilmişçesine zengin  bilen.” manasını taşıyor; maddi - manevi her nesneden feragat etmeyi içine alıyor. .

Değerli araştırmacı ŞAHİNER, bu yönünüze  şöyle işaret ediyor:

 

“O zamanlar Doğu Anadoluda, medrese teşkilâtındaki hususiyet şöyle idi:

İcazet almış bir âlim, istediği köyde bir medrese açardı. Medrese talebelerinin ihtiyacı -iktidarı olursa- medrese sahibi tarafından, eğer imkânları yoksa halk tarafından zekâtla veya başka şekilde temin edilirdi.

 

Hoca da ücretsiz ders verirdi.Yalnız genç Said hiçbir surette zekât ve sadaka almıyor, başkasının minnet eseri olan yardımı kat'iyyen kabul etmiyordu. Minnet altına girmek, ruhuna çok ağır geliyordu. .

 

Bir gün talebe arkadaşları zekât toplamaya gitmişlerdi. Said ise onlarla gitmedi. Bu durumdan çok duygulanan ve Said'in tok gönüllü oluşunu takdirle karşılayan köylüler, kendi aralarında topladıkları bir miktar parayı ona vermeye çalıştılar.

 

Fakat Said, teşekkür ederek bunu kabul etmedi. Bunun üzerine köylüler parayı, Said'e kabul ettirmek üzere biraderi Molla Abdullah'a verdiler. Molla Abdullah'la aralarında şöyle bir latife geçti:  

 

Said:

 

"Şu sizdeki paralarla bana bir tüfek alınız."

 

Molla Abdullah:

 

"Hayır olmaz."

 

"Öyleyse bir tabanca alınız."

 

"Hayır, bu da olmaz."

 

Said tebessüm ederek,

 

"Öyleyse bana bir hançer alınız."

 

Ağabeyi Abdullah  gülüp,

 

"O da olmaz! Yalnız sana üzüm alırım. Böylece işi tatlıya bağlarız" dedi.” 

 

Aşağıya aldığım tasviriniz ve hayat safhanız,  bu yönünüzü pek güzel gösteriyor:

 

“Belinde hançer ve tabanca, göğsünde fişeklik ile tam bir erkân-ı harb ( harbin vazgeçilemez rüknü; kurmay)  kıyafetinde olan Bediüzzaman'a bir gün dostlarından Malazgirtli Acem Ağa: 

 

"Seyda! Siz bu kadar yüksek ilim sahibi olduğunuz hâlde, niçin ilminizle mütenasip bir kıyafete girmiyorsunuz?" der. 

 

Bediüzzaman da,

 

"Acem Ağa, sen ne söylüyorsun? Bitlis Valisi Ömer Paşa bu kıyafeti terketmem için bana köşkünü, bin altın para ve kızını vermek istedi. Ben yine de keyfimi onlara değiştirmedim" diye cevap verir. “

 

Yaşadığınız bölgenin üretimi mallara verdiğiniz kıymeti bedahetle gösteren hatıranız, giyim-kuşamda bile  “müstağni” bir ruh hâli içinde olduğunuzu izah ediyor.

 

Bu mevzuda o kadar ileri gittiniz ki, elinizin tersiyle ittiğiniz mal, mülk, makam ve rütbe gibi pek çok teklif, bugünün insanlarının dudağını uçuklatacak cinstendi.  "Mustafa Kemal sana üçyüz lira maaş verip, Kürdistan'a ( Doğuanadolu’ya); vilayat-ı şarkıyeye, Şeyh Sünusî yerine vaiz-i umumî (genel vaiz) yapmak teklifini ne için kabul etmedin? Eğer kabul etseydin, ihtilâl yüzünden kesilen yüz bin adamın hayatlarını kurtaracaktın.“

 

Ben de onlara cevabımda dedim ki, yirmi otuz senelik hayat-ı dünyeviyeyi o adam hakkında kurtarmadığıma bedel, yüzbinler vatandaşa, herbirisine milyonlar sene hayatı kazandırmaya vesile olan Risale-i Nur, o zayiatın yerine binler derece fevkinde ( daha fazla)  iş görmüş.  .

 

“ Eğer ben kabul etseydim, hiçbir şeye âlet ve tâbi' olmayan; sırr-ı ihlası  (halislik sırrını) taşıyan Risale-i Nur meydana gelmezdi. En mahrem kardeşlerime yazmışım ki, Ankara'ya giden Risale-i Nur'un şiddetli tokatları için beni idam eden zâtlar (mesela), eğer Risale-i Nur ile imanlarını kurtarıp idam-ı ebedîden (sonsuz Cehennem azabından) necat bulsalar, ben de ruhu canımla onları helâl ediyorum.” 

 

Maalesef bu müspet tavrınızı, ne o zamanın insanları anladı ne de bu zamanın insanları...

Ama öylesi  “takipçi” ve talebeleriniz görüldü ki, ayakları altına hangi imkânlar serilirse serilsin, hepsinden istiğna gösterdiler; ömürleri boyunca hep aynı davranışı göstereceklerini dost ve düşmana ilan ediyorlar. 

 

Onları görmekten mesrur olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Hele bugün, cemiyet planında ekonomik saldırı altındayken bu hayat tarzınızı, şükrün mikyası olan ( İktisat-Şükür risalesi) KANAATKÂRLIĞA ne kadar muhtacız.

 

“Ben memleketimde mektep-medrese  açtırmak için geldim.” diyordunuz. Ama 1907’de  İstanbul’a varıp da menfaat teklifleriyle karşılaştığınızın bu isteğinizin ötelenmesi için. “ Bunu isterim, başka bir şey de istemem.” diye istiğna gösterdiniz.

 

Bu isteğinizi değerlendiren Divan-ı Harbi-i Örfi (Örfi Hukuk ve Sıkıyönetim Mahkemesi) başlıklı eserinizin takdim yazarı matbaacı Ahmet Ramiz, eserin zeylinde, yani neticesinde şunları yazıyordu: 

 

“Tâbir-i aherle (başka bir tabirle) Bediüzzaman iki şey istiyordu. Vilayat-ı şarkiyenin (doğudaki vilayetlerin)  her tarafında mektepler açtırmak ve başka şey almamak istiyordu.” 

 

“ İşin orijinal tarafı bu meslek, kendi şahsına münhasır kalmamış; talebelerine de kudsî bir mefkûre hâlinde intikal etmiştir. Nur deryasında yıkanmak şerefine mazhar olan bir Nur talebesinin istiğnasına hayran olmamak kabil değildir...” 

 

satırları istiğnanız hakkında yazılanlardan biridir sadece ve daha hayatta iken Ali Ulvi KURUCU  tarafından kaleme alınmıştır.

 

Bundan sonra Bediüzzaman tekrar “Zabtiye Nezareti”ne gönderilir. Hikâyenin gerisi, Zabtiye Nazırı Şefik Paşa’yla yaptığınız konuşmanızda bulunmaktadır. Bunu anlatan satırlar  bizzat sizindir.

 

"Zabtiye Nazırı:  'Padişah selam etmiş, bin kuruş da maaş bağlamış, sonra da memleketine döndüğün vakit, o maaşı otuz lira yapacak.'

 

"Cevaben, 'Ben maaş dilencisi değilim, bin lira da olsa kabul edemem. Kendim için gelmedim, memleketim için geldim. Hem de bu bir rüşvettir. Binaenaleyh, bana vermek istediğiniz rüşvet, hakk-ı sükûttur (sus payıdır) .'

 

"Nazır: 'İradeyi reddediyorsun, irade reddolunmaz.' 'Reddediyorum, ta ki Padişah darılsın, beni çağırsın; ben de doğrusunu söyleyeyim.'  dedim.

Nâzır dedi:

'Neticesi vâhimdir.'

Cevaben,

'Neticesi deniz olsa, geniş bir kabirdir. İdam olunsam bir milletin kalbinde yatacağım. Hem de İstanbul'a geldiğim vakit, hayatımı rüşvet getirmişim; ne ederseniz ediniz. Bunu ciddi  söylüyorum. Ben isterim ki vatandaşlarımı ikaz  olsunlar; bu da  devlete intisap ( memurlukla bağlanmak)  hizmet içindir. Maaş kapmak için değildir.

 

Hem de benim gibi bir adamın millete ve devlete hizmeti nasihatladır. O da hüsn-ü tesir iledir. O da hasbilikledir. Bu da garazsızlık, o da ivazsızlık  (çıkar için tavizkârlık değil, fedakârlıkla ve feragatladır), o da şahsî menfaatları terk iledir. Binaenaleyh, ben maaşın kabulünden mazurum.'"

Nazır: 

 

'Senin, Kürdistan'da (Doğu vilayetlerinde) neşr-i maarif olan maksadın Meclis-i Vükelada derdest-i tezekkürdür. [Bakanlar Kurulunda görüşülmektedir.]'

 

"Cevaben,

'Acaba maarifi tehir, maaşı tacil etmeniz hangi kaide iledir? (Eğitimi ileri bir zamana  atmanız, aylığı öne almanız hangi kanunladır?) 

 

Menfaat-i şahsiyemi menfaat-i umumiye-i millete tercih ediyorsunuz (şahsi çıkarımı, milletin genel çıkarına tercih ediyorsunuz.)."

 

Nazır hiddet etti.

 

"Dedim: 'Ben hür yaşamışım, hürriyet-i mutlakanın (sınrsız ve meşru’ hürriyetin) meydanı olan Anadolu'nun dağlarında büyümüşüm; hiddet bana fayda vermez. Nafile yorulmayınız. Beni nefyedin;  Fizan olsun, Yemen olsun razıyım. Ben de yüksekten düşmekle incinmekten kurtulurum.’ 

 

"Nazır:

"Ne demek istiyorsun?’

Cevaben dedim:

"Sigara kâğıdı kadar ince ve nizam namiyle bir perdeyi, feveran eden (birdenbire ortaya çıkan)  bu kadar efkâr ve hissiyata karşı, herkesin üstüne örtmüşsünüz. Herkes onun altında, sizin tazyikatınızla (baskınızla)  meyyit-i müteharrik (hareket edene ölü) gibi inliyor.

 

“Ben acemi idim, o perdenin altına girmedim, üstünde kaldım. Bir kere mabeynde (Başbakanlıkta)  yırtıldı. Şişli'de bir Ermeni’nin evine düştüm. Orada yırtıldı. Şekerci hanına düştüm, orada da yırtıldı. Tımarhâneye düştüm. Şimdi de tarassuthâneye düştüm. 

 

“Hasılı, siz de o kadar yamacılık yaparsınız ki ben de incinirim. Hem de Kürdistan'da (O anki Doğu Vilayetlerinin COĞRAFİK adı) sizi iyi bilirdim. Bu ahval sizin sırlarınızı bana iyi öğretti.

Bahusus tımarhane, bu metinleri bana iyi şerhetti.  Hem de bu hâllere teşekkür ederim. Zira su-i zan yerine hüsn-ü zan ederdim."  

 

Bunun gibi sayısız  istiğna örneklerinden biri olan hayat sahneniz, yapılan menfaat tekliflerinin temel dinamiğini de açıklıyor gibidir. Umumun, yani milletin rahat ve huzurunun önüne set çekme, yani “ızrar-ı nası”  isteme. ( Münazarat, shf 7-8)

 

Böylesi bir maaş teklifini  reddeden insanın, hamiyetsiz insanlara göre, “akıllı”  muamelesi görmesi olacak iş midir? Aynen böylesi bir zanna kapılan “Zabtiye Nazırı”, Toptaşı tımarhanesine havale etti sizi; doktorla yaptığınız  o muhteşem mülakatta dedikleriniz, bütün zamanlar için gerekli ölçüleri içine alır.”

 

Üstad’ın bu istiğna ve kanaatını, “birazcık” andıran bir “yaşantıyı” göstermeye muhtaç bir dönemden geçiyoruz; “bir kırtik” sabır!

 

Mehmet Nuri Bingöl

 

 

DİĞER YAZILARI Mahzun ve şevkli notlar... 01-01-1970 03:00 Size Mi Kaldı?.. 01-01-1970 03:00 Fedâkârlık, İsar Farkı 01-01-1970 03:00 Bid'akârlık ve Bahaneler 01-01-1970 03:00 Adını Ne Koyarsan 01-01-1970 03:00 Tevhid Meşalesi- 1 01-01-1970 03:00 Wagner- çeçen ittifakı mı? 01-01-1970 03:00 "Dini vakıf" genci neye hazırlar? 01-01-1970 03:00 28 Mayıs, 27 Mayıs'ın Rövanşıydı 01-01-1970 03:00 Medresetü’z-Zehra ve Ehl-İ Hak Mezhebinin Muhafazası 01-01-1970 03:00 D ö n g ü 01-01-1970 03:00 Müspet Müspet De Istılahi Manası Nedir! 01-01-1970 03:00 Allah kimseyi fahiş - sefil- etmesin! 01-01-1970 03:00 Zafer Sabırdadır ve Ağustos 01-01-1970 03:00 En Büyük Burhan Mucizeler-1 01-01-1970 03:00 Her esma tecellisi resul’ün mucizesi gibidir.-ı 01-01-1970 03:00 Vatan-i aslimiz cennet mi, dünya mı! 01-01-1970 03:00 HİLÂL ve YILDIZ’IN "TEÂLİ" ETMESİ... 01-01-1970 03:00 Dünya, Dünya Dedikleri 01-01-1970 03:00 Vatan giderse ekmek bedava satılsa ne yazar! 01-01-1970 03:00 Ehli Sünnet Cemaati İtikadı 01-01-1970 03:00 Şerrin Harcını Karmak 01-01-1970 03:00 Fetö'nün b planı M(z)illet ittifakı + "muhakeme-i akliyeden noksan" dini darlar! 01-01-1970 03:00 Kafkaslara Konan Kartal 01-01-1970 03:00 Satır Arasını Okumak Yahut Saffı Evvele Düşmanlık 01-01-1970 03:00 Osmanlı ve Fiyat Ayarlaması 01-01-1970 03:00 Siyasetle İlgili Kimi Notlar-1 01-01-1970 03:00 Dâvet Bahar Adır Bundan Geri 01-01-1970 03:00 Gönlü İhya Seferberliği 01-01-1970 03:00 Fetö'nün B Planı 01-01-1970 03:00 Encesi Temizlemek İçin Necisi Tahrik Etmek Akıl İşi Mi! 01-01-1970 03:00 Yaptığımız Yapacaklarımızın Teminatıdır 01-01-1970 03:00 Zilleti ve usa'cı fetöyü savunmak asyacılık mı! 01-01-1970 03:00 Bizde Melik Dahar Aslında Melik Zahir 01-01-1970 03:00 Tanpınar Ekolünden Romancımız Hüseyin Yılmaz 01-01-1970 03:00 Tiftiklenen Mazim 01-01-1970 03:00 Selmanı Pak Aynasında Kut Zaferi Parladı 01-01-1970 03:00 Ahmed-İ Hâni Birlik Meşalesi 01-01-1970 03:00 Haçlı Ve Emperyalist Zihniyetlerin Zulmettiği Milletler Neyle Kurtulur! 01-01-1970 03:00 Hain içerden olunca! 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan Ve Algıdan Medet Umanlar! 01-01-1970 03:00 Bilerek Veya Bilmeyerek Şerrin Harcına Kürek Sallayanlar 01-01-1970 03:00 Hüseyin Avni Ulaş, Said Nursi Ve Hürriyet-İ Hakiki 01-01-1970 03:00 İkiyüzlülüğün Alfabesi 01-01-1970 03:00 Bir Asimetrik Savaş Çeşidi 01-01-1970 03:00 Bir Asimetrik Savaş Çeşidi 01-01-1970 03:00 Aman Aman Aman, Teyakkuz! 01-01-1970 03:00 Zillet İttifakı Adayına Sorular! 01-01-1970 03:00 İmanları Diritme Hareketi İçin... 01-01-1970 03:00 İlimden İlhama 01-01-1970 03:00 Esintiler 01-01-1970 03:00 Gönlü İhya Seferberliği 01-01-1970 03:00 Olacağı Beklemek 01-01-1970 03:00 İman Ve Amel 01-01-1970 03:00 Yalel Sedaları veya Aksa Mescidi! 01-01-1970 03:00 Ramazanda bir tefekkür! 01-01-1970 03:00 Metnin Anahtar Kelimesi 01-01-1970 03:00 Külliyat'ı Anlamak Üzerine-2 01-01-1970 03:00 Akif İslam Şairidir Yahut İstiklal Marşı Şairi 01-01-1970 03:00 İhlas, “Îsar” Münasebeti 01-01-1970 03:00 Eski Değil, Eskimez Said 01-01-1970 03:00 28 Şubat'çı "Kafa" Bu Sefer de Erdoğan'ı Hedef Aldı 01-01-1970 03:00 Kavala Talebi Üzerine… Düşman Kime Saldırıyorsa…! 01-01-1970 03:00 Alma Mazlumun Ahını... 01-01-1970 03:00 Manevı “Seyyidlik” Resulullah Dāvasına Sahip Çıkmaktır 01-01-1970 03:00 Geç Bir Osmanlı Yazısı 01-01-1970 03:00 Tarihi Sevdiren Adam'a Rahmet Dileğiyle 01-01-1970 03:00 Külliyat'ı Anlamak Üzerine-2 01-01-1970 03:00 Külliyatı Anlamak Üzerine-1 01-01-1970 03:00 "Silik Söz”lerin Gezdiği Arena 01-01-1970 03:00 Zekânın Zekâtı Borcu Silmez; Mecazidir o... 01-01-1970 03:00 Asıl Ambargo Zihinlerde; O Kalktıysa Onlarcası Bile Hava Civadır Bize... 01-01-1970 03:00 Tek Derdi Dünya Olan Şebeke 01-01-1970 03:00 İnternet ve Sosyal Medyada Türkçenin Doğru Kullanımı 01-01-1970 03:00 Tepetaklaydı İçim... 01-01-1970 03:00 “Akibet Müttakilerin” ve “Kadere Teslim” Olanların Değil mi! 01-01-1970 03:00 Taklacı Kuş Olmak Kimi Vurur Önce! 01-01-1970 03:00 Duzah mı, Vicdan mı? 01-01-1970 03:00 Ehl-İ Hak Olan Sünnet İtikad Mezhebi 01-01-1970 03:00 Muvakkat İttifak ya da Tapu Dağıtmak! 01-01-1970 03:00 Bulut Ve Ördek Meseli 01-01-1970 03:00 Mitoman Siyasi Belki Mazur, Ya Taammüden Yapan! 01-01-1970 03:00 Van Yolundaki Han Kapısı” ya da Muzdarip İslam Alemi! 01-01-1970 03:00 Mutasavvufa ‘Felsefe Yapma Deme’ Hadsizliği! 01-01-1970 03:00 Bu Asrın Bir Mücahidi: Fırıncı Ağabey 01-01-1970 03:00 Türkmenem! 01-01-1970 03:00 İpin Ucunu Verdiysen Geçmiş Olsun! 01-01-1970 03:00 Belirsiz Bırakmak da Bir Aleniyettir! 01-01-1970 03:00 Eyüp Otman Ağabey 01-01-1970 03:00 Dünya Dedikleri Acayip Yer 01-01-1970 03:00 Layt Laikratos, Artan Sekülerizm! 01-01-1970 03:00 Navteks Bir Ara Formül Asıl Hedef MEB 01-01-1970 03:00 Çığlığı Afakta Yankılanmayan Yazar” Olur Mu! 01-01-1970 03:00 Çay Deyip Geçmeyin 01-01-1970 03:00 Yine İspanyol Siyaseti veya İstanbul Sözleşmesi 01-01-1970 03:00 Osmanlı'nın Töresi Sünnetin ta Kendisidir! 01-01-1970 03:00 Doğruyu Her Yerde Dememek Ama Hangi Makamda? 01-01-1970 03:00 Sarp Ufukların Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Nur’ların Ahirzamandaki Makamı ve Bütünlük... 01-01-1970 03:00 15 Temmuz'da Bize Kefen mi Biçmek! Meydandayız, Gel de Biç! 01-01-1970 03:00 Düşünme Özgürlüğüne Set Haline Dönüşmüş Bir Kanun: 5816 01-01-1970 03:00 Ayasofya Davası İçin Her Nakil Seslendirildi de... 01-01-1970 03:00 İbibikler Öttüğünde Ordayım! 01-01-1970 03:00 İhlas, Hal-i Alem Siyaseti Ve "Siyaset-i İslamiye" 01-01-1970 03:00 Hakiki Meşveret! 01-01-1970 03:00 CHP'nin Hali Pür-Melali Ve Tir Tir Titremek! 01-01-1970 03:00 Said Molla, Şeyh Said Ve Molla Said Bediüzzaman Bir Mi! 01-01-1970 03:00 Ayasofya Fethi Ve Zincirler... 01-01-1970 03:00 Ver Elini Türkmeneli 01-01-1970 03:00 Sünnet İtikadında Mehdi 01-01-1970 03:00 Bay - Ram Düşünceleri... 01-01-1970 03:00 Suriye Yahut Diyar-I Şam 01-01-1970 03:00 Korona Sürecinde İslam! 01-01-1970 03:00 Her Zamanın Pakraduni'si 01-01-1970 03:00 Aya Sophia Mı, Mahzun Mabed Mi? Fatih'in Bedduasından Ne Kurtuluş Ne Zaman! 01-01-1970 03:00 Nefsi Yenmek Ve Koronayı Yenmek. Hangisi Zor! 01-01-1970 03:00 Sait Molla, Molla Said Farkı 01-01-1970 03:00 Nâbî'yi Nabi Eden Hüsn-ü Nazar... 01-01-1970 03:00 Ne Çektikse Kamal'lardan... 01-01-1970 03:00 Vatanı Sevmek... 01-01-1970 03:00 “İstiklâlden İstikbâle” Deneme Eseriyle “Efendi Bey” Romanı 01-01-1970 03:00 “İstiklâlden İstikbâle” Deneme Eseriyle “Efendi Bey” Romanı 01-01-1970 03:00 Enbiya Şehri Urfa Ama Diyarbakır Şehr-i Ashab! 01-01-1970 03:00 Halilullah (As.) 01-01-1970 03:00 Baltanın Sapı... 01-01-1970 03:00 Keşke Haklı Çıkmasaydık... 01-01-1970 03:00 Fasl-I Paşa 01-01-1970 03:00 “Hikmet-İ Kudsiye” İle Felsefe Hikmeti Münazarası 01-01-1970 03:00 Doğubayezıd Hâni 01-01-1970 03:00 Elif Öğretmen Ve Romancı Hüseyin Yılmaz! 01-01-1970 03:00 Fikir Cüceliği! 01-01-1970 03:00 Tarih; Gerçek Aynası! 01-01-1970 03:00 Yol Açıcılar- Yol Kapatıcılar 01-01-1970 03:00 İdilhan, İlhanlı Ve El-Megiddo Ovası!.. 01-01-1970 03:00 “Hakikatı dışlamış kimselerle tevhidi toplum inşa edilemez.” 01-01-1970 03:00 " Erkeğe karı libası yakışmaz" veya "kendi yürüyüşünü terk etti..." meselesi... 01-01-1970 03:00 Göbeklitepe Diye Bir Yer 01-01-1970 03:00 Kimlere? 01-01-1970 03:00 Yokuşta Yürüyenler ( Bir Emek Hülasası) 01-01-1970 03:00 "Şura-yı Hakiki" Veya "Meşveret-i Şer'iyye" 01-01-1970 03:00 Yeni FETÖLERİ “Önlemek” İçin… -2 01-01-1970 03:00 Medeniyet dediğin tek dişi savunan kimler?.. 01-01-1970 03:00 Yeni FETÖ’lerin önünü almak... 01-01-1970 03:00 Mehdi İttihad-I İslam Ordularının Başkomutanı 01-01-1970 03:00 Züğürtlük Gazeli 01-01-1970 03:00 Akasya -1 01-01-1970 03:00 Manevi “Seyyidlik”, Resululah (Asm)Nin Dāvasına sahip çıkmaktır! 01-01-1970 03:00 Üfürükten teyyare kripto vazife! 01-01-1970 03:00 Fedakârlığa Farklı Bir Bakış 01-01-1970 03:00 Kısır döngü yahut "fasit tevilat" 01-01-1970 03:00