Üstad'dan ve beyanından sadece TRT ARAPÇA kanalı bahsederek mühim bir vefa örneği gösterdi. Başkan Erdoğan da Hüsnü ve Fırıncı Ağabeyleri arayıp davet etmesi de senaya değer bir durum. Ama bu vefayı dindar kanallardan göremedik ne yazık ki hatırlatalım dedik.
Ayasofya Camii İslam dininin mühim şeairlerinden birisidir. Böyle şeairlerin muhafazası ve ihyası vazifesinde Müslüman toplumun tamamı o vazifede hissedardır. Umumun rızası olmazsa onlara ilişmek demek umumun hukukuna tecavüz etmek demektir.
Bediüzzaman Hazretleri Şualar isimli eserinde Ayasofya’yı “Kahraman bir milletin ebedî bir medar-ı şerefi ve Kur’an ve cihad hizmetinde dünyada bir pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılıçlarının pek büyük ve antika bir yadigârı olan Ayasofya Camii” olarak tarif eder.
Bu çerçevede dönemindeki hükümetleri ülkemiz ve İslam âlemindeki bela ve musibetlerin def’i için Ayasofya Cami-i Şerifi’nin vaziyet-i kudsiyesine çevrilmesi noktasında ikaz ve teşvik manasında şöyle demiştir:
“Demokratları düşürmemenin çare-i yegânesini kendimce böyle düşünüyorum, nasıl ezan-ı Muhammediyenin (asm) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi öyle de, Ayasofya’yı da beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmektir.”
Bediüzzaman’a göre Ayasofya şu haliyle “süprüntü” doludur.
“İslama, hatta bir kısım Hıristiyan devletlerini de memnun etmek için, Ayasofya’yı muzahrafattan temizleyip, ibadet mahalli yapmaktır. Bu ise; bu mesele için otuz sene siyaseti terk ettiğim halde, bu nokta hatırı için Namık Gedik’i görmek istedim ve geldim. Adnan Bey, Namık Gedik ve Tevfik İleri gibi zatların hatırı için başka yere gitmedim.” (Emirdağ Lahikası-II, s. 449.)
Kısacası, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin hayatındaki en mühim gayelerden birisi de Ayasofya’nın yeniden “vaziyet-i kudsiyesine” çevrilmesidir.
Bir Hatıra
Kastamonulu Nur talebelerinden Selahaddin Çelebi, Bediüzzaman Hazretlerini ziyaretinde Ayasofya ile alakalı şu hatırayı nakletmektedir.
“Üstadı ziyaretimin birinde Ayasofya hakkında düşüncelerini sormuştum. ‘Keçeli, keçeli’ diye güldü. Sonra birden ciddileşerek “Ayasofya, Hristiyanlığın, İslamiyete devir ve tesliminin bir âbidesidir. Bunun için kilise iken cami olmuştur. Elbette tekrar camiye çevrilecektir.” cevabını almıştır.
Peygamberimizin (asm) müjdesine mazhar olan Fatih Sultan Mehmet Hazretlerinin vasiyeti, şehitlerimizin şerefi, İslam medeniyetinin sembolü, Müslümanların namusu olan Ayasofya’nın üzerindeki kara peçenin atılması ve zincirlerinden kurtulmasının tez vakitte tahakkuku duasıyla.
Hüsnü Bayramoğlu Ağabey de şu hâtırasını anlatıyor:
Muazzez Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi’nin ziyaretine gelen merhum Ahmed Feyzi Efendi bazı ehadis-i şerifenin istikbal’e mâtuf ihbaratından bahsettiğinde Üstadımız “söylediklerin doğru, fakat ben o müjdeleri göremeyeceğim Hüsnü görecek” buyurmuşlardı.