Bazı mefhumlar o kadar açık ki izaha lüzum olmadığı halde, “hakiki vukuatı kaydeden tarih” ve “hâl-i hazır”a şaşı bakıldığından izaha ihtiyaç duyuyorum.
Bizim müzmin muhalefet gibi "akli muhakemeden mahrum" kimi -yüzden- dostlar da bu günlerde zil çalıp oynayacak kader İÇTEN İÇE düğün bayram ediyor, "mimsiz medeniyet"in temsilcilerinden ABD'nin eşkıyalık manasında ki ambargosu için "Biz demiştik..." diye koro halinde bağırıyorlar satır aralarında.
Çok insan gibi biz de biliyoruz ki ambargo göstermeliktir. Bizim %70 nispetindeki millileşmiş savunmamızdaki ilerlememizi durduramayacaktır. Lazım olan parçaları bile üretebilecek kapasiteye sahip olduğumuzu bay Trump da biliyor ama bizim "inkılap softaları" ile " ham yobazlar" bilhassa anlamak istemiyorlar.
Demek ki bu -onlar adına ümitsiz- bir göz dağıdır. Yani S-400 bahanesi ile suyu bulandırıp balık avlama gayelidir. Tayyip Erdoğan Başkanlığındaki Türkiye'nin Bölgesel Süper Güç olma tırmanışını durdurma girişimidir. Lakin göreceksiniz ki 17, 25 Aralık postmodern darbe girişimi ve 15 Temmuz vahşeti gibi bu da imanlı sinelerce püskürtülecektir.
“Bütün kemâlâtın üstadı ve üç yüz yetmiş milyon nefisleri bir tek nefis hükmüne getirebilen ve hakikî bir medeniyetle ve müspet ve doğru fenlerle teçhiz edilmiş olan ve hiçbir kuvvet onu kıramayacak bir mahiyette bulunan hakikat-i İslâmiyettir.” (Hutbe-i Şamiye, 35) buyurur Üstad Bediüzzaman.
İslam Alemine daha da kırpıp yepyeni sınırlar çizerek, siyon yıldızlı devlet benzeri “çıbanbaşı”lar üretmek için “menşei hariçte” komiteleri silahlandırıp kadın-çocuk-yaşlı demeden, silahsız masum insanları katletmelerini teşvik eden Batı medeniyeti; ya da Üstad’ın bir diğer tabiriyle “mimsiz medeniyet” midir?
Saddam ve Esed katilinin katliamlarına göz yumarak “zamanı gelinceye kadar” masum insanları “itlaf” etmesini “arzulayan” ya da zehirli gazlarla, modern silahlarla onları teşvik edip “hedefe vardıklarında” önce Saddam’ı safdışı eden, ileride de – stratejileri bu adamların- Esed’e yol verecek olan kapital sistem mi?
Yakın tarihimize gömülen –elhamdullillah- darbeler hazırlansın diye on binlerce gencin ölümünü seyredip sonra “kurtarıcı” gibi ortaya çıkan, bu şekilde “bizim masum” dini grupların kimilerini bile “süfyan komitesi”nin bu oyununa “mudhike” (oyuncak) yapan derin muhitler mi?
Yüzbinlerce muhafazakâr ve Emr-i İlahi farzlarını yapmaktan başka gayeleri olmayan; açık diyelim, şimdiki – savcılık ve MGK tarafından resmileştirilen ve bizce de tam yerinde bir şekilde isimlendirilen – FETÖ tarafından “açığa düşürülen” insanların âhını alan “ılımlı ve rafizi gibi” mânalandıran reformist anlayış mı?
Yoksa Üstad Hazretleri’nin çok yerde beyan ettiği gibi “ter u taze iman esasları” mı?
Binlerce misallerden bir misal:
“İnşaallah istikbaldeki İslamiyet’in KUVVETİ ile medeniyetin mahasini galebe edecek, zemin yüzünü PİSLİKLERDEN temizleyecek.” (Hutbe-i Şamiye, 36)
Değil bir tane, yüz adet de olsa AMBARGO, bu neticeyi değiştirmiyecek, tam tersine o " merhun vakti" tacil edecek, çabuklaştıracaktır inşaallah...