“ Hançer olup maziden bağımızı kestiniz,
Bir kasırga oldunuz; hoyrat hoyrat estiniz.
Lakin aldanma sakın, biz ölmedik, ölmeyiz!
Bu vatan kurtulmazsa, ahdetmişiz gülmeyiz.”
Dr. Verdi KANKILIÇ
***
Gülmeyi unutmayız biz.
Hep bezgin durmamızı nasıl da istersiniz. Yeis (umutsuzluk) semtimize hiçbir gün uğramadı.
Sizinse elleriniz her zaman oğuşmaya hazırdı. “Hançer olup maziden...” bağlarını keselim, diye düşünmüştünüz.
Hani “kasırga olup” da üzerimize “hoyrat hoyrat” esecektiniz? Güleriz aklınıza, gülmeyi unutmayız biz!
***
Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, sonunda düşer! Ama çekirge biz değiliz, karşımızdakiler...
Alev bir parıldar, bir yalımlanır, bir gürülder, biraz sonra -püf- söner. Çünkü yanan SAMANdır. “Zaman”a aldanmamalı, o da “saman” gibidir. “Biz” hiçbir vakit öyle olmadık, her daim çınar olmaya niyetlendik.
Kâle alarak dinleyin, duyar mısınız bizi?...
Gülmeyi, hakikaten gülmeyi unutmadık, “İstikbal semavatına” umutla bakan Üstad’ın ciddiyetini aklımızdan hiç çıkarmadık hele.
***
Her şeyin sizden taraf olduğunu sandınız; aldandınız.
İnsan karşısındakini tanımak istemez mi hiç?
Sandınız ki biz şu veya buyuz. Ne o, ne de bu; biz sadece kendimize benzeriz. Ne boş hayallere düştünüz.
Yazdıklarınızı içimizde uyandıracak, kimimizi kimimizden koparacaktınız. “Ey hayali arkadaşım!”
Siz kim? Payitahtı (Dersaadeti) barındıran bu topraklara konmak kim?
***
At bizim, kılıç bizim, meydan da bizim. Onlara da el koyup SÜVARİyi bertarafı kurdunuz. Çevremizdeki bütün kem gözler bunu bekliyordu.
Gene yanıldınız, gene “hud’a” içre yuvarlandınız. Su üstüne yazı yazılmaz, kalburla su taşınmaz-dı.
Kaynağından bu yana coşa taşa gelen nehrin önüne, nasıl bent yaparsınız?
***
Son çare; işin başı: “Dua mü’minin silahı...” ve “Alma mazlumun ahını...”
Ne vakit başımıza kastettiniz, ummadığınız işler açıldı önünüze. Biraz tarihe eğilin; ne misaller bulursunuz.
Tekrarlıyoruz; gülmeyi terk etmeyiz milletçe, İslam Alemi’nce... Elleriniz oğuşmaya -hep- hazır idi.
“Hançer olup maziden” bağlarını keselim, diye düşünmüştünüz. Hani “kasırga” olup da üzerimize “hoyrat hoyrat” esecektiniz?
Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar... Hiçbir vakit öyle olmayacağız.
Duyar mısınız bizi? Ne o, ne de buyuz, sadece kendimize benzeriz.
Son çare, işin başı: “Dua mü’minin silahı...”
Koskocaman ÇINAR gövdesini bir daha kesmek isteyecek misiniz?
Güleriz aklınıza, en son 15 Temmuz’da denediniz de ne oldu?!
Mehmet Nuri BİNGÖL