DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Mehmet Nuri BİNGÖL
Mehmet Nuri BİNGÖL
Giriş Tarihi : 09-09-2020 13:01

Dünya Dedikleri Acayip Yer

        Hayalimin kırılmaz zannedilen fanusu kimi vakit ürperir durur. Her zaman neşeli olması beklenen fağfur kâse bazen “çın çın” hıçkırabilir. Merak denilen şaşkın his cabası hem de.

       O günkü hâliniz tam anlattığım gibiydi. Şaşırıp afallamıştınız ve hayalin kırılamaz sandığınız fanusu öyle bir çatlamıştı ki. Kalp denilen kâsenin inleyip sızlaması tereddüde itelemişti sizi.

       Orada, oradaydınız. Baktınız, bir mekân ki dillere destan.

      Taze söğüt dalları parıldayan suya kucak açmıştı. Ördek ses ve yüzüşleri mahzun suyun yüzünde mekik dokumaktaydı. “Tıp tıp” adım sesleri ve “pıtı pıtı” konuşmalar ördekçiği korkuttu, dikkate kaydırdı.

       “Babam ne zaman gelecek?” dedi pıtı pıtı sesin sahibi. “Neden hiç aramıyor?”

       Genç annenin bakracı utanır gibi suya gömüldü. Kadının dudaklarına kadar yükseldi çıkınca. Kana kana içerken de düşündü.

       “Önce oğluma içirmeliydim ama nefis işte. O kadar susamışım ki…”

       “Sen de içer misin yavrum?” diye sorarken sesi amma da müşfikti.

       “İçmesine içerim de, önce söyle. Babam nerede benim?”

       Cevap vermedi kadın, doğruldu, nehrin karşısına baktı, doğunun da doğusunda bir yerlerde harp oluyordu.

       Şehadet parmağı ıslak gözlerinde dolaştı.

       “Sen suyunu iç.” dedi. “Karnın aç mı?”

       “Ama, evde yiyecek kalmadı dedin ya ana. Hem babam…”

       Sessizlik örtüsü bütün varlığı sardı yine. Yalnız ördekçilkler, kurbağalar hâla “taganni”ye durmuştu.

       “Hadi eve gidelim. Durmadan konuşman, sürekli sorman başımı ağrıtıyor artık.”

       “Ya babamın da bir yeri ağrıyorsa?”

       “Keşke, keşke…” diye düşündü Genç Anne. “Sadece yaşadığını, yaralı olduğunu bilsem yeterdi bana.”Çocuk, su şırıltısı sesiyle asılmadan yapamadı:

       “Hani harbe gidiyor demiştin? Tez gelecek demiştin. Gideli o kadar çok oldu ki… Yoksa hiç mi gelmeyecek ana?”

       Ses boğuldu tekrar, küçük dilini yuttu herkes. Her şey öylesine sustu, ördekler, kazlar, kurbağalar, rüzgâr,dalgacık ve kuşlar, bütün mahluk sustu yine.

       Ya sen?

       Gördüklerin, duydukların nefesini bile tıkamışa benzerdi. Sessizliğin suskun nağmeleri seni ta ne zamandan beri çepeçevre sarmamış mıydı?

        Bir çocuksan eğer, her varlık sussa da  duramaz, sorar sorarsın. Öğrenmeye öylesine açsındır. Âlem şekerci dükkânıdır sana; her şeyin konuşulması, açılması, deşilmesi gerekir. Ama sen gel de bunu büyüklere anlat bakalım.

       Çocuk da anlatamadı. Yavaştan sızlanıverdi sadece. Sesi bir kuzu melemesini andırıyordu sanki.

       “Dün ağlıyordun. Seni gizlice seyrettim, fark etmediğin için söyleniyordun. Keşke İsrail’e hücuma gitseydi.”dedin.

       "Fazla gelme üstüme…” ikazı havayı böldü, suları ortasından ikiye yardı. Söğüt dalları acaba bunun için mi titredi, bunun için mi inledi? Devam etti çocuk:

       “Ağlıyordun, gördüm bunu ben. Keşke gâvurla harbe gitseydi, keşke Yahudi üzerine gitseydi, dedin. Acaba sağ mı, dedin sonra. Sahi kimlerle vuruşmaya gitti ana?”

       “Bir daha konuşursan, bak karışmam.” hitabıyla o dillere destan mekândan kaçar gibi hayalini çekmiş, tutunduğun muhayyile gediğinden aniden kopmuştun.

       Fağfur kâse “çın çın” ötmüştü. Hayalin kırılmaz zannettiğin fanusu, az kalsın tuz buz olacaktı.

        “Bu mu?” sualini -sahiden- neden sordun?

        “Dünya dünya dedikleri bu mu?” sualini tekrar soracak mısın?

 

         Oraya vardığında hayalin bir yara daha aldı. Gittiğine gideceğine binlerce pişman olmuştun. Gördüğün manzara yüreğinde volkanlar patlatmıştı.

       Kulağında kalın, ince, orta sesler dokundu. Kimi zalimce, kimi mazlumcaydı.

       “Sizinle mi uğraşacağız?”

       “Ne yaptık ki?”

       “Daha ne olsun?”

       “Elimizde kitap ve ilim.”

       “Bak, itiraf da ediyorsunuz.”

       “İtiraf edecek ne var ki?”

       “Birilerinin menfaatına dokunan şeyler kitap da olsa suçtur, itiraf edilecek nesnelerdir.”

       “Yarasa koltuklarıyla bir işimiz yok bizim. İşimiz kalpteki karanlıkla…”

       “Dolayısıyla…”

       “Kitap ilimdir, ilim aydınlıktır, biz yarasa değiliz, aydınlığa muhtacız.”

       “Kapayın çenenizi. Dinleyecek vaktimiz yok sizi.”

       Duydukların seni hesaplanamaz bir şaşkınlığa itmişti. Demek onlar gibileri de vardı ha!..

       Gözleri nurdan hedeflere takılmıştı; o sert, kaskatı kalpleri, kendilerini zindanlara tıkmak isteyen kalpleri bile yumuşatmaya ant içmişti.

       Fağfur kâsenin “çın çın”ları sürura boğulmuştu. Fanusun yaraları ise kapanacak gibiydi.

       …Ve sen, bir defa daha “Acaba bu mu?” sorusunun ölçülemez derinliğine dalıverdin.

 

        Daireye benzer zaman ve destansı mekanlara dikkatli kulakların, tam oraya varınca feryat eden vapur düdükleri duydu, martı çığlıkları ile tırmalandı.

       Ahlar, vahlar… Feryat ve figanlar…

       “Ne oluyor, ne bitiyor?” diye sormaya kalmadan ardarda patlamalar neydi sahiden?

       “Acaba gökgürültüsü mü?”

       Sorduğun buydu ama başını semaya kaldırınca apaydın gördün; tek bulut parçacığı bile yoktu.

       Bilinen kâse ve fanus üzerinde kıpkızıl lekeler…

       Gökyüzü değil, gözlerin karardı birden; çamur ve kanla bulanmış masum cesetler gözlerin önündeydi sanki.

       Bastonu bir yana fırlamış, gözleri semada, avuçları yumuk, inci dişleriyle dostlara gülümseyen, düşmanlara da gülen ihtiyarcığın kanıyla lekelenmiş Beyrut toprağını hayal perdesiyle temizlemek istemiş bir ihtimal.

        Kan, her taraf kandı.

       O lekeleri temizleyecek görünüşleri bulamazsan eğer, hâlin dumandı.

       …Ve nihayet “hayali arkadaş”la gezintinde buldun onları.

       Soğuk… Soğuk.

       "Pır pır” uçan helikopterler, gümbürdeyen jetlerin davetçileri. Dağlar aralıksız olarak ateş altıda. Duman sütunları maviliklere leke sürüyor.

       Eller tetikte, deriler çatlak. Tüm gözler tankları takip ediyor. Tankların gerisine sinip yürüyen Kızılordu erlerine küçümseyerek bakmaktalar. Çok sonraları naklettiğin konuşmaları duyduğunda, fanusun rengi altın sarısına dönmeye başladı, kâse ise gülümsemeye.

       “Ne yapacağız Beg?”

       “Yapabilecek ne kaldı ki?”

       "Sadece bir şey.”

       "Şehadet, ebedi dirilik.”

       “Ama bir iş becererek.”

       “O zaman haydi…”

 

          Allah Allah nidaları arşa ulaşmıştı. Kar üzerinde zikzak çizen mücahit adımları rüzgâra karşı koştular; tanklara, kurşunlara, ağır makinalıya, Kızıl askerlere, hülasa şehadete koştular.

 

          Mermiler, roketler, el bombaları patladı, jetler gürledi. Hindukuşlar’dan semaya şehit ruhları ağdı, dimdik ve sert bakışlar uçaklara bir meydan okudu ki.

 

          İkindi güneşinin sarışın müjdeleri arasında duyduğun,

 

          “Zafer!..” sesleri, gördüğün şükür secdeleriyle kalbinin nice köşesinin yıkanıp pırıl pırıl yıkandığına şahit oldun.

 

          “Bu mu?” denizinin suları acayip tatlılaşmıştı.

 

        Dünya, dünya dedikleri insan keşmekeşi, kumkuması mekan burasıydı, böyleydi işte...

       "Zulüm içre" yer "adaletle doldurulduğunda" böylesi manzaraların olmadığı "bu ülkede" olmamayı düşünemiyorum.

       Sizin hissiyatınız nasıl?

NELER SÖYLENDİ?
@
Mehmet Nuri BİNGÖL

Mehmet Nuri BİNGÖL

DİĞER YAZILARI Mahzun ve şevkli notlar... Size Mi Kaldı?.. Fedâkârlık, İsar Farkı Bid'akârlık ve Bahaneler Adını Ne Koyarsan Tevhid Meşalesi- 1 Wagner- çeçen ittifakı mı? "Dini vakıf" genci neye hazırlar? 28 Mayıs, 27 Mayıs'ın Rövanşıydı Medresetü’z-Zehra ve Ehl-İ Hak Mezhebinin Muhafazası D ö n g ü Müspet Müspet De Istılahi Manası Nedir! Allah kimseyi fahiş - sefil- etmesin! Zafer Sabırdadır ve Ağustos En Büyük Burhan Mucizeler-1 Her esma tecellisi resul’ün mucizesi gibidir.-ı Vatan-i aslimiz cennet mi, dünya mı! HİLÂL ve YILDIZ’IN "TEÂLİ" ETMESİ... Dünya, Dünya Dedikleri Vatan giderse ekmek bedava satılsa ne yazar! Ehli Sünnet Cemaati İtikadı Şerrin Harcını Karmak Fetö'nün b planı M(z)illet ittifakı + "muhakeme-i akliyeden noksan" dini darlar! Kafkaslara Konan Kartal Satır Arasını Okumak Yahut Saffı Evvele Düşmanlık Osmanlı ve Fiyat Ayarlaması Siyasetle İlgili Kimi Notlar-1 Dâvet Bahar Adır Bundan Geri Gönlü İhya Seferberliği Fetö'nün B Planı Encesi Temizlemek İçin Necisi Tahrik Etmek Akıl İşi Mi! Yaptığımız Yapacaklarımızın Teminatıdır Zilleti ve usa'cı fetöyü savunmak asyacılık mı! Minnet Almayışınız, Şimdi Kanaat Şeklinde Yaşanmalı Milletçe Bizde Melik Dahar Aslında Melik Zahir Tanpınar Ekolünden Romancımız Hüseyin Yılmaz Tiftiklenen Mazim Selmanı Pak Aynasında Kut Zaferi Parladı Ahmed-İ Hâni Birlik Meşalesi Haçlı Ve Emperyalist Zihniyetlerin Zulmettiği Milletler Neyle Kurtulur! Hain içerden olunca! Kuyruklu Yalan Ve Algıdan Medet Umanlar! Bilerek Veya Bilmeyerek Şerrin Harcına Kürek Sallayanlar Hüseyin Avni Ulaş, Said Nursi Ve Hürriyet-İ Hakiki İkiyüzlülüğün Alfabesi Bir Asimetrik Savaş Çeşidi Bir Asimetrik Savaş Çeşidi Aman Aman Aman, Teyakkuz! Zillet İttifakı Adayına Sorular! İmanları Diritme Hareketi İçin... İlimden İlhama Esintiler Gönlü İhya Seferberliği Olacağı Beklemek İman Ve Amel Yalel Sedaları veya Aksa Mescidi! Ramazanda bir tefekkür! Metnin Anahtar Kelimesi Külliyat'ı Anlamak Üzerine-2 Akif İslam Şairidir Yahut İstiklal Marşı Şairi İhlas, “Îsar” Münasebeti Eski Değil, Eskimez Said 28 Şubat'çı "Kafa" Bu Sefer de Erdoğan'ı Hedef Aldı Kavala Talebi Üzerine… Düşman Kime Saldırıyorsa…! Alma Mazlumun Ahını... Manevı “Seyyidlik” Resulullah Dāvasına Sahip Çıkmaktır Geç Bir Osmanlı Yazısı Tarihi Sevdiren Adam'a Rahmet Dileğiyle Külliyat'ı Anlamak Üzerine-2 Külliyatı Anlamak Üzerine-1 "Silik Söz”lerin Gezdiği Arena Zekânın Zekâtı Borcu Silmez; Mecazidir o... Asıl Ambargo Zihinlerde; O Kalktıysa Onlarcası Bile Hava Civadır Bize... Tek Derdi Dünya Olan Şebeke İnternet ve Sosyal Medyada Türkçenin Doğru Kullanımı Tepetaklaydı İçim... “Akibet Müttakilerin” ve “Kadere Teslim” Olanların Değil mi! Taklacı Kuş Olmak Kimi Vurur Önce! Duzah mı, Vicdan mı? Ehl-İ Hak Olan Sünnet İtikad Mezhebi Muvakkat İttifak ya da Tapu Dağıtmak! Bulut Ve Ördek Meseli Mitoman Siyasi Belki Mazur, Ya Taammüden Yapan! Van Yolundaki Han Kapısı” ya da Muzdarip İslam Alemi! Mutasavvufa ‘Felsefe Yapma Deme’ Hadsizliği! Bu Asrın Bir Mücahidi: Fırıncı Ağabey Türkmenem! İpin Ucunu Verdiysen Geçmiş Olsun! Belirsiz Bırakmak da Bir Aleniyettir! Eyüp Otman Ağabey Layt Laikratos, Artan Sekülerizm! Navteks Bir Ara Formül Asıl Hedef MEB Çığlığı Afakta Yankılanmayan Yazar” Olur Mu! Çay Deyip Geçmeyin Yine İspanyol Siyaseti veya İstanbul Sözleşmesi Osmanlı'nın Töresi Sünnetin ta Kendisidir! Doğruyu Her Yerde Dememek Ama Hangi Makamda? Sarp Ufukların Hikâyesi Nur’ların Ahirzamandaki Makamı ve Bütünlük... 15 Temmuz'da Bize Kefen mi Biçmek! Meydandayız, Gel de Biç! Düşünme Özgürlüğüne Set Haline Dönüşmüş Bir Kanun: 5816 Ayasofya Davası İçin Her Nakil Seslendirildi de... İbibikler Öttüğünde Ordayım! İhlas, Hal-i Alem Siyaseti Ve "Siyaset-i İslamiye" Hakiki Meşveret! CHP'nin Hali Pür-Melali Ve Tir Tir Titremek! Said Molla, Şeyh Said Ve Molla Said Bediüzzaman Bir Mi! Ayasofya Fethi Ve Zincirler... Ver Elini Türkmeneli Sünnet İtikadında Mehdi Bay - Ram Düşünceleri... Suriye Yahut Diyar-I Şam Korona Sürecinde İslam! Her Zamanın Pakraduni'si Aya Sophia Mı, Mahzun Mabed Mi? Fatih'in Bedduasından Ne Kurtuluş Ne Zaman! Nefsi Yenmek Ve Koronayı Yenmek. Hangisi Zor! Sait Molla, Molla Said Farkı Nâbî'yi Nabi Eden Hüsn-ü Nazar... Ne Çektikse Kamal'lardan... Vatanı Sevmek... “İstiklâlden İstikbâle” Deneme Eseriyle “Efendi Bey” Romanı “İstiklâlden İstikbâle” Deneme Eseriyle “Efendi Bey” Romanı Enbiya Şehri Urfa Ama Diyarbakır Şehr-i Ashab! Halilullah (As.) Baltanın Sapı... Keşke Haklı Çıkmasaydık... Fasl-I Paşa “Hikmet-İ Kudsiye” İle Felsefe Hikmeti Münazarası Doğubayezıd Hâni Elif Öğretmen Ve Romancı Hüseyin Yılmaz! Fikir Cüceliği! Tarih; Gerçek Aynası! Yol Açıcılar- Yol Kapatıcılar İdilhan, İlhanlı Ve El-Megiddo Ovası!.. “Hakikatı dışlamış kimselerle tevhidi toplum inşa edilemez.” " Erkeğe karı libası yakışmaz" veya "kendi yürüyüşünü terk etti..." meselesi... Göbeklitepe Diye Bir Yer Kimlere? Yokuşta Yürüyenler ( Bir Emek Hülasası) "Şura-yı Hakiki" Veya "Meşveret-i Şer'iyye" Yeni FETÖLERİ “Önlemek” İçin… -2 Medeniyet dediğin tek dişi savunan kimler?.. Yeni FETÖ’lerin önünü almak... Mehdi İttihad-I İslam Ordularının Başkomutanı Züğürtlük Gazeli Akasya -1 Manevi “Seyyidlik”, Resululah (Asm)Nin Dāvasına sahip çıkmaktır! Üfürükten teyyare kripto vazife! Fedakârlığa Farklı Bir Bakış Kısır döngü yahut "fasit tevilat"
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA