Yokuşta Yürüyenler ( Bir Emek Hülasası)

Mehmet Nuri BİNGÖL

09-12-2019 10:08


Biysk, Güney Sibirya’daki bir sürgün yeridir. 1926 yılı itibarıyla Rusya’daki pek çok insan, hayvan vagonlarıyla oraya sevk edilmişlerdir. Yolda yaklaşık yarısı can vermiştir ya da şehitler kervanına katılmıştır.

Yolda ana ve babası vefat etmiş dokuz yaşındaki Mahmud,  Komsomol eğitim kampına yollanmadan önce bir Rus köylü ailesi yanına verilerek tam olarak asimile edilmek istenmektedir.

O sırada sürgün kafilesini gözleyen Personel Şefi İvanov değişik bir sebepten buna engel olur. Mahmud’un, Biysk’in şehrin güneyine düşen bir tepedeki kulübede tek başına kalmasını sağlar.

Birkaç yıl sonra Mahmud’u almak için “Sürgün İdare Komutanlığı” bir teşebbüs daha yapar. Gençlik çağına ilk adımlarını atmaya başlamış Mahmud’u bir Rus köylüsüyle kalmaya zorlar. Mahmud da bir refleksle iri kıyım askerin yere kapaklanmasına yol açar. Komiser bu hareket karşısında Mahmud’u tutuklar. Karakola giden İvanov, delikanlıyı “Şu an benim işçim oldu.” diyerek kurtarır.

1932 yılının sonbaharında kulübeye Mahmud’la birlikte kalması için altmış yaşın üstünde bir sürgün daha getirilir. Adı Ali Atâ’dır. Kırımlı bir Tatar’dır. Büyük Kırım sürgününden önce, Basmacılarla birlikte Bolşeviklere karşı koyduğu için yakalanmış ve Kostroma şehrine sürülmüştür.

Kuzey Sibirya’da olan bu şehirde Osmanlı Mollası denen ve Birinci Dünya Harbi’nde esir düşmüş bir din alimiyle tanışır. Mücadele azmini ve sağlam dünya görüşünü ondan alır.

Bu fikirleri Mahmud’a da vermeye, “diriliş” ve “azada yürüme” azmini kaybetmiş Mahmud’u ve Müslüman sürgünlerin ileri gelenlerini harekete geçirmeye çalışır.  Birkaç toplantıdan netice alamaz, insanların üzerine ölü toprağı serpilmiş gibidir.

   ***

1938’de başlayan İkinci Dünya Savaşı arifesinde, savaşa hazırlık maksadıyla Sovyet idarecileri, pek çok genci askere almak ister. Bazı sürgünler bu duruma karşı çıkar. Ama “Azat Heyeti”nde alınan karar gereği Kızıl Ordu’ya katılırlar yine de…

Daha sonra Mahmud, önce Komünist Gençlik Eğitim Kampı olan Komsomol’a, sonra da Kızıl Ordu’ya alınır. Askerden dönünce Gökhan’ın kız kardeşi Fatıma’yla evlenir. Bir oğlu olur. Daha sonra Afgan cihadında bir yöredeki mücahit komutanı olacak Abdulkerim doğduktan sonra İkinci Dünya Savaşı başlamış ve bilvesile Müslüman sürgünlere büyük fırsatlar doğurmuştur.

İvanov’un, Mahmud’a ve sürgünlere neden yardımcı olduğunun sebebi ortaya çıkar. İvanov’un babası Sergenyev de bir sürgündür ve Biysk’te komisere odacı yapılmıştır. İvanov üvey baba elinde büyümüş, soyadını bile ondan almıştır.

 Öz babasının izini sürebilecek bir memuriyette olduğundan, nereye gönderildiğini bulur nihayet. O yüzden, Biysk’e küçük bir memuriyet isteyerek gönüllü olarak gelir. Bu, ona Sovyet Politbüro’su yanında itibar sağlamıştır. Öğrendiği bilgileri babası ve sürgünlerin ileri gelenlerine aktarmakta, bir nevi ajanlık yapmaktadır.

1940’larda Sovyet kuvvetleri, Alman orduları karşısında oldukça zor duruma düşer. Bütün ihtiyat kuvvetlerini, Biysk’teki Yarbay Karpatoviç’le ileri gelen çok sayıda subayı ve gönüllü Müslüman sürgünleri  cephe hattına yollamak ister sistem. İvanov, bunların içinde kendisinin de olabileceği ihtimaliyle, bir vesile ayarlayıp Mahmud’a açılır.

O ana kadar sır olarak tuttuğu vaziyetinin, Sergenyev’in öz babası olduğu hakikatını Mahmud’un da bilmesini ister. Çünkü eğer cepheye gider de dönemezse, bir kişinin oğlu Piyer’e bir dedesi olduğunu, onun hemen yanı başında bulunduğunu söylemesini arzu eder.

Birkaç gün sonra Ali Atâ’yı revire sevk ettirmek için Mahmud, İvanov’la görüşür. O sırada Yarbay Karpatoviç’in , Müslüman sürgünlere harbe gönüllü gitmeleri için yaptığı ikna konuşmasını işitirler. Ona itiraz eden kimi gençler, Ali Atâ ve Sergenyev tutuklanır. Gündüz de sokağa çıkma yasağı ilan edilir.

Hamdullah Beg isimli ileri gelenin torunu Murad, Mahmud’lara gelir ve bu havadisi verir. Mahmud kararını vermiştir. Artık direnecek ve önceden “Azat Heyeti”nde görüştükleri “çıkış”ı yapacaklardır.

Dışarıda kalan sürgün ileri gelenleriyle beraber, garnizona görüşme bahanesiyle gidip orayı basacaklar, sonra da yarbayı önlerine katarak Moğolistan yoluyla Afganistan’a geçeceklerdir. Buna muvaffak olurlar ama Mahmud ve kayınbiraderi Gökhan Biysk’te kalmıştır.

Mahmud’un oğlu Abdulkerim büyümüş ve yetişmiş, Kızıllara karşı mücadele eden bir mücahit grubuna kumandan olmuştur, artık Abdulkerim Beg diye anılmaktadır. Sovyetlerce yapılan Karmal İhtilali kuvvetlerinin “mücahitler” karşısındaki bozgununu önlemek için, Kızıl Ordu Afganistan’a müdahele etmiştir.

Merkez mücahit komutanlığının emriyle Penşir aslanı lakaplı Şah Mesud, Hamdullah Beg’in torunu Murad Beg’le birlikte  Talukan bölgesi komutanlığına atamıştır onu. Murad Beg saldırı stratejisini oluşturup Hindukuşların bir yamacındaki geniş kulübesinde, sakince yaşıyor görünüp hedef saptırırken, istihbarat toplayıp Abdulkerim Beg’le paylaşmakta, bir bakıma ona danışmanlık yapmaktadır.

Murad Beg, bir sonbahar akşamı yatsı namazını kılarken dış kapısı tekmelerle açılır. İçeriye üç Kızıl Ordu eri girmiştir. Silahları ateşe hazırdır. Selam verip duadan sonra gelenlerle tanışır. Biri Gökhan’ın torunu Cemaleddin’dir. Dedesinin arzusu istikametinde Kızıl Ordu’dan firar ederek, anayurtları olan   Çeçenistan’a geçmek isteyen Cemaleddin’i, Abdulkerim’le görüştürmek ister. Çünkü Cemaleddin’de babası Mahmud’la ilgili bilgiler vardır. Cemaleddin, Mahmud’un şehadet haberini dedesi Gökhan’dan öğrenmiştir.

Murad Beg yine de Abdulkerim’le görüşmeden onları buluşturmaz. Hem istihbaratını, hem bu gelişmeyi, hem de nefes darlığının artması sebebiyle vazifeden affını istemek için Talukan Bölgesi Mücahit Komutanlığı ile istişarede bulunması gerektiğini düşünür.

Karargâha varmadan, oradan dönen Komutan İslam lakaplı mücahit kol kumandanına rastlar. İslam, gerçekten de Afgan Ordusu’nda subayken, durumun vehametini ve Sovyetlere satıldıklarını anlar anlamaz firar edip mücahitlere katılmıştır. Karargâha gelen ve Gulbeddin  Hikmetyâr tarafından yollandıklarını söyleyen üç Peştun emirinin kafa karıştırıcı fikirlerle diğer komutanların zihinlerini çelmeye çalıştıkları haberini verip oraya çabuk varmasını ister Murad Beg’den.

Murad Beg karargâha ulaşınca adamların içeriden bilgi almaya çalışan suallerine şahit olur. Bunları önlemeye çalışsa da vaziyetin karmaşaya doğru gittiğini anlayıp susar. Abdulkerim Beg de ona temkinli olması için sâkin olmasını tavsiye etmektedir işaretle. Karargâhı terk edince, Abdulkerim Beg dışarıda, komşu mücahit grubu komutanı Mevlayâr’ın yaralandığını, onun yerine de kendisini uygun bulduğunu belirtir Murad Beg’e.

Murad Beg sağlığının müsaitsizliğinden  bu vazifeyi, çevreyi bilen bir usta mücahitle Cemaleddin’e, gönül rahatlığıyla verebileceğini der. Abdulkerim Beg de başka çare göremeyince denemeye karar verir. Etrafı ve mücahitleri tanıyan Hayreddin ile Cemaleddin vazifelendirilir.

Mevlayâr’ın yanına yollanan Cemaleddin, sadece ziyarete ve yeni komutana danışmanlık yapmaya gittiğini sanmaktadır. Cemaleddin, kendisini karşılayan Hayreddin’in ağzından vazifesini öğrenince, elinde geleni yapmak için mücahit kuvvetlerinin nasıl konumlandıklarını öğrenmeye çalışır önce.

Kızıl Ordu’nun stratejisini zaten bilmektedir. Hayreddin’in de yardımıyla çevrenin imkânları ve mücahitleri kullanarak Talukan’ın çevresini Kızıllardan temizlemek için harekete geçer. Talukan etrafındaki yerli kabilelerin  yardımıyla pek çok mevziyi ele geçirir. Bunda İslam’ın babası Vali yardımcısı Muhtar Beg’in de gizli yardımı tesirli olmuştur.

Muhtar Beg KGB tarafında deşifre edilmiştir, bunu sezince oğlu Sefer ve kızı Gülistan’ı İslam’ın denetimindeki emin topraklara yollar.

Mehmet Nuri BİNGÖL 

DİĞER YAZILARI Mahzun ve şevkli notlar... 01-01-1970 03:00 Size Mi Kaldı?.. 01-01-1970 03:00 Fedâkârlık, İsar Farkı 01-01-1970 03:00 Bid'akârlık ve Bahaneler 01-01-1970 03:00 Adını Ne Koyarsan 01-01-1970 03:00 Tevhid Meşalesi- 1 01-01-1970 03:00 Wagner- çeçen ittifakı mı? 01-01-1970 03:00 "Dini vakıf" genci neye hazırlar? 01-01-1970 03:00 28 Mayıs, 27 Mayıs'ın Rövanşıydı 01-01-1970 03:00 Medresetü’z-Zehra ve Ehl-İ Hak Mezhebinin Muhafazası 01-01-1970 03:00 D ö n g ü 01-01-1970 03:00 Müspet Müspet De Istılahi Manası Nedir! 01-01-1970 03:00 Allah kimseyi fahiş - sefil- etmesin! 01-01-1970 03:00 Zafer Sabırdadır ve Ağustos 01-01-1970 03:00 En Büyük Burhan Mucizeler-1 01-01-1970 03:00 Her esma tecellisi resul’ün mucizesi gibidir.-ı 01-01-1970 03:00 Vatan-i aslimiz cennet mi, dünya mı! 01-01-1970 03:00 HİLÂL ve YILDIZ’IN "TEÂLİ" ETMESİ... 01-01-1970 03:00 Dünya, Dünya Dedikleri 01-01-1970 03:00 Vatan giderse ekmek bedava satılsa ne yazar! 01-01-1970 03:00 Ehli Sünnet Cemaati İtikadı 01-01-1970 03:00 Şerrin Harcını Karmak 01-01-1970 03:00 Fetö'nün b planı M(z)illet ittifakı + "muhakeme-i akliyeden noksan" dini darlar! 01-01-1970 03:00 Kafkaslara Konan Kartal 01-01-1970 03:00 Satır Arasını Okumak Yahut Saffı Evvele Düşmanlık 01-01-1970 03:00 Osmanlı ve Fiyat Ayarlaması 01-01-1970 03:00 Siyasetle İlgili Kimi Notlar-1 01-01-1970 03:00 Dâvet Bahar Adır Bundan Geri 01-01-1970 03:00 Gönlü İhya Seferberliği 01-01-1970 03:00 Fetö'nün B Planı 01-01-1970 03:00 Encesi Temizlemek İçin Necisi Tahrik Etmek Akıl İşi Mi! 01-01-1970 03:00 Yaptığımız Yapacaklarımızın Teminatıdır 01-01-1970 03:00 Zilleti ve usa'cı fetöyü savunmak asyacılık mı! 01-01-1970 03:00 Minnet Almayışınız, Şimdi Kanaat Şeklinde Yaşanmalı Milletçe 01-01-1970 03:00 Bizde Melik Dahar Aslında Melik Zahir 01-01-1970 03:00 Tanpınar Ekolünden Romancımız Hüseyin Yılmaz 01-01-1970 03:00 Tiftiklenen Mazim 01-01-1970 03:00 Selmanı Pak Aynasında Kut Zaferi Parladı 01-01-1970 03:00 Ahmed-İ Hâni Birlik Meşalesi 01-01-1970 03:00 Haçlı Ve Emperyalist Zihniyetlerin Zulmettiği Milletler Neyle Kurtulur! 01-01-1970 03:00 Hain içerden olunca! 01-01-1970 03:00 Kuyruklu Yalan Ve Algıdan Medet Umanlar! 01-01-1970 03:00 Bilerek Veya Bilmeyerek Şerrin Harcına Kürek Sallayanlar 01-01-1970 03:00 Hüseyin Avni Ulaş, Said Nursi Ve Hürriyet-İ Hakiki 01-01-1970 03:00 İkiyüzlülüğün Alfabesi 01-01-1970 03:00 Bir Asimetrik Savaş Çeşidi 01-01-1970 03:00 Bir Asimetrik Savaş Çeşidi 01-01-1970 03:00 Aman Aman Aman, Teyakkuz! 01-01-1970 03:00 Zillet İttifakı Adayına Sorular! 01-01-1970 03:00 İmanları Diritme Hareketi İçin... 01-01-1970 03:00 İlimden İlhama 01-01-1970 03:00 Esintiler 01-01-1970 03:00 Gönlü İhya Seferberliği 01-01-1970 03:00 Olacağı Beklemek 01-01-1970 03:00 İman Ve Amel 01-01-1970 03:00 Yalel Sedaları veya Aksa Mescidi! 01-01-1970 03:00 Ramazanda bir tefekkür! 01-01-1970 03:00 Metnin Anahtar Kelimesi 01-01-1970 03:00 Külliyat'ı Anlamak Üzerine-2 01-01-1970 03:00 Akif İslam Şairidir Yahut İstiklal Marşı Şairi 01-01-1970 03:00 İhlas, “Îsar” Münasebeti 01-01-1970 03:00 Eski Değil, Eskimez Said 01-01-1970 03:00 28 Şubat'çı "Kafa" Bu Sefer de Erdoğan'ı Hedef Aldı 01-01-1970 03:00 Kavala Talebi Üzerine… Düşman Kime Saldırıyorsa…! 01-01-1970 03:00 Alma Mazlumun Ahını... 01-01-1970 03:00 Manevı “Seyyidlik” Resulullah Dāvasına Sahip Çıkmaktır 01-01-1970 03:00 Geç Bir Osmanlı Yazısı 01-01-1970 03:00 Tarihi Sevdiren Adam'a Rahmet Dileğiyle 01-01-1970 03:00 Külliyat'ı Anlamak Üzerine-2 01-01-1970 03:00 Külliyatı Anlamak Üzerine-1 01-01-1970 03:00 "Silik Söz”lerin Gezdiği Arena 01-01-1970 03:00 Zekânın Zekâtı Borcu Silmez; Mecazidir o... 01-01-1970 03:00 Asıl Ambargo Zihinlerde; O Kalktıysa Onlarcası Bile Hava Civadır Bize... 01-01-1970 03:00 Tek Derdi Dünya Olan Şebeke 01-01-1970 03:00 İnternet ve Sosyal Medyada Türkçenin Doğru Kullanımı 01-01-1970 03:00 Tepetaklaydı İçim... 01-01-1970 03:00 “Akibet Müttakilerin” ve “Kadere Teslim” Olanların Değil mi! 01-01-1970 03:00 Taklacı Kuş Olmak Kimi Vurur Önce! 01-01-1970 03:00 Duzah mı, Vicdan mı? 01-01-1970 03:00 Ehl-İ Hak Olan Sünnet İtikad Mezhebi 01-01-1970 03:00 Muvakkat İttifak ya da Tapu Dağıtmak! 01-01-1970 03:00 Bulut Ve Ördek Meseli 01-01-1970 03:00 Mitoman Siyasi Belki Mazur, Ya Taammüden Yapan! 01-01-1970 03:00 Van Yolundaki Han Kapısı” ya da Muzdarip İslam Alemi! 01-01-1970 03:00 Mutasavvufa ‘Felsefe Yapma Deme’ Hadsizliği! 01-01-1970 03:00 Bu Asrın Bir Mücahidi: Fırıncı Ağabey 01-01-1970 03:00 Türkmenem! 01-01-1970 03:00 İpin Ucunu Verdiysen Geçmiş Olsun! 01-01-1970 03:00 Belirsiz Bırakmak da Bir Aleniyettir! 01-01-1970 03:00 Eyüp Otman Ağabey 01-01-1970 03:00 Dünya Dedikleri Acayip Yer 01-01-1970 03:00 Layt Laikratos, Artan Sekülerizm! 01-01-1970 03:00 Navteks Bir Ara Formül Asıl Hedef MEB 01-01-1970 03:00 Çığlığı Afakta Yankılanmayan Yazar” Olur Mu! 01-01-1970 03:00 Çay Deyip Geçmeyin 01-01-1970 03:00 Yine İspanyol Siyaseti veya İstanbul Sözleşmesi 01-01-1970 03:00 Osmanlı'nın Töresi Sünnetin ta Kendisidir! 01-01-1970 03:00 Doğruyu Her Yerde Dememek Ama Hangi Makamda? 01-01-1970 03:00 Sarp Ufukların Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Nur’ların Ahirzamandaki Makamı ve Bütünlük... 01-01-1970 03:00 15 Temmuz'da Bize Kefen mi Biçmek! Meydandayız, Gel de Biç! 01-01-1970 03:00 Düşünme Özgürlüğüne Set Haline Dönüşmüş Bir Kanun: 5816 01-01-1970 03:00 Ayasofya Davası İçin Her Nakil Seslendirildi de... 01-01-1970 03:00 İbibikler Öttüğünde Ordayım! 01-01-1970 03:00 İhlas, Hal-i Alem Siyaseti Ve "Siyaset-i İslamiye" 01-01-1970 03:00 Hakiki Meşveret! 01-01-1970 03:00 CHP'nin Hali Pür-Melali Ve Tir Tir Titremek! 01-01-1970 03:00 Said Molla, Şeyh Said Ve Molla Said Bediüzzaman Bir Mi! 01-01-1970 03:00 Ayasofya Fethi Ve Zincirler... 01-01-1970 03:00 Ver Elini Türkmeneli 01-01-1970 03:00 Sünnet İtikadında Mehdi 01-01-1970 03:00 Bay - Ram Düşünceleri... 01-01-1970 03:00 Suriye Yahut Diyar-I Şam 01-01-1970 03:00 Korona Sürecinde İslam! 01-01-1970 03:00 Her Zamanın Pakraduni'si 01-01-1970 03:00 Aya Sophia Mı, Mahzun Mabed Mi? Fatih'in Bedduasından Ne Kurtuluş Ne Zaman! 01-01-1970 03:00 Nefsi Yenmek Ve Koronayı Yenmek. Hangisi Zor! 01-01-1970 03:00 Sait Molla, Molla Said Farkı 01-01-1970 03:00 Nâbî'yi Nabi Eden Hüsn-ü Nazar... 01-01-1970 03:00 Ne Çektikse Kamal'lardan... 01-01-1970 03:00 Vatanı Sevmek... 01-01-1970 03:00 “İstiklâlden İstikbâle” Deneme Eseriyle “Efendi Bey” Romanı 01-01-1970 03:00 “İstiklâlden İstikbâle” Deneme Eseriyle “Efendi Bey” Romanı 01-01-1970 03:00 Enbiya Şehri Urfa Ama Diyarbakır Şehr-i Ashab! 01-01-1970 03:00 Halilullah (As.) 01-01-1970 03:00 Baltanın Sapı... 01-01-1970 03:00 Keşke Haklı Çıkmasaydık... 01-01-1970 03:00 Fasl-I Paşa 01-01-1970 03:00 “Hikmet-İ Kudsiye” İle Felsefe Hikmeti Münazarası 01-01-1970 03:00 Doğubayezıd Hâni 01-01-1970 03:00 Elif Öğretmen Ve Romancı Hüseyin Yılmaz! 01-01-1970 03:00 Fikir Cüceliği! 01-01-1970 03:00 Tarih; Gerçek Aynası! 01-01-1970 03:00 Yol Açıcılar- Yol Kapatıcılar 01-01-1970 03:00 İdilhan, İlhanlı Ve El-Megiddo Ovası!.. 01-01-1970 03:00 “Hakikatı dışlamış kimselerle tevhidi toplum inşa edilemez.” 01-01-1970 03:00 " Erkeğe karı libası yakışmaz" veya "kendi yürüyüşünü terk etti..." meselesi... 01-01-1970 03:00 Göbeklitepe Diye Bir Yer 01-01-1970 03:00 Kimlere? 01-01-1970 03:00 "Şura-yı Hakiki" Veya "Meşveret-i Şer'iyye" 01-01-1970 03:00 Yeni FETÖLERİ “Önlemek” İçin… -2 01-01-1970 03:00 Medeniyet dediğin tek dişi savunan kimler?.. 01-01-1970 03:00 Yeni FETÖ’lerin önünü almak... 01-01-1970 03:00 Mehdi İttihad-I İslam Ordularının Başkomutanı 01-01-1970 03:00 Züğürtlük Gazeli 01-01-1970 03:00 Akasya -1 01-01-1970 03:00 Manevi “Seyyidlik”, Resululah (Asm)Nin Dāvasına sahip çıkmaktır! 01-01-1970 03:00 Üfürükten teyyare kripto vazife! 01-01-1970 03:00 Fedakârlığa Farklı Bir Bakış 01-01-1970 03:00 Kısır döngü yahut "fasit tevilat" 01-01-1970 03:00