Röportaj
Giriş Tarihi : 01-09-2020 16:22   Güncelleme : 01-09-2020 16:27

Bir Aşkın, Bir Tutkunun Ardından Giden Bir Ömür/ 5

Araştırmacı yazar Ömer Özcan’la yaptığımız ve okurlarımızdan hayli ilgi gören söyleşimizin son bölümünü yayımlıyoruz.

Bir Aşkın, Bir Tutkunun Ardından Giden Bir Ömür/ 5

Risâle-i Nur Külliyatından el yazması kitaplar, bazıları Üstad tarafından tashih edilmiş, bu kitaplar Denizli hapsi gazisi olarak isimlendirilmektedir

Telifleriniz ilgili sahada yapılan ilmi çalışmalara kaynaklık teşkil ediyor mu? Sizin çalışmalarınız ilmi bir metodolojiyi takip ediyor mu?

KAYNAK GÖSTERMEYENLERE GÖNÜL KOYUYORUM, GÜCENİYORUM

Daha önce kısmen bahsetmiştim. Hadis usulü hakkında biraz araştırmam olmuştu benim. Olabildiğince çalışmalarımı belgeli, kaynaklı şekilde kaydetmeye çalıştım. Ravi, yer, zaman, tarih, başka şahitler, fotoğraf, belge, alıntı yeri gibi hususlara dikkat etmeye çalıştım.

Tabii bizim çalışmamız sahada oldu. Her şeyi tam araştırıp belgeleyip ispatlama imkânımız olmuyordu, olmazdı. Biz alandan malzeme topluyoruz, bilgi, belge, doküman topluyoruz. Tarihe not düşüyoruz ki, ileride gelecek olan araştırmacılara kaynak olsun bu arşiv kayıtları.

Risâle-i Nur ve Bediüzzaman ile ilgili yazılar yazan hemen bütün araştırmacılar, kitaplarımızdan alıntı yapıyorlar. Kaynak gösterenler var göstermeyenler var. Kaynak göstermeyenlere gönül koyuyorum, onlara güceniyorum doğrusu. Kul hakkıdır, yapmasınlar bunu. Hem bir itiraz geldiğinde bunun cevabını ben verebilirim yanlışlık varsa ben tashih ederim. Hata yapmanın manevi mesuliyeti de var bu hizmetin…

 

Biraz duygusal belki de kişisel bir soru olacak lakin sormadan geçmek istemiyorum pek çok kişinin duyma ihtimali artık kalmamış, tarih olmuş nice enteresan bilgilerin birinci ağızlardan yaşayan tanığısınız bu durum etrafınızdaki insanlarda bir heyecan oluşturuyor mu yoksa bir ülfet perdesi bu durumu gölgeliyor mu?

BEDİÜZZAMAN HEM YAZILI HEM DE CANLI EMANETLER BIRAKMIŞ BİZLERE

Esas olan Risâle-i Nurların okunması, anlaşılması, yaşanması ve insanlara ulaştırılmasıdır. Bence Üstadımızın iki eseri var. Birincisi: Yazılı, kitabet şeklinde bıraktığı Kur'an ve Sünnet-i Seniyyenin en güzel tefsiri olan Risâle-i Nur’dur. Hz. Bediüzzaman’ın bıraktığı ikinci emanet ise; çeşitli meşrepteki talebeleridir. Onlar da Üstad’ın eğittiği canlı birer eserdirler. Bence İhlâsı, uhuvveti, tesanütü, fedakârlığı, meşvereti kitaplardan ne kadar okusak da, uygulamasını görmeden tam anlayamayız. Düsturların tatbikatını Hz. Üstad’ın bıraktığı canlı örneklerde görmek lazımdır diye düşünüyorum. Bilhassa Üstadımızın, “Varis ve Vekil Talebelerim” dediği; O’nun yanında kalmış tedrisinden, terbiyesinden geçmiş ağabeylerin rehberliği çok daha önemli geliyor bana...

Kur’an kitabet şeklide geldi. Peki, onun tatbikatını kimden öğrendik? Başta Resulullah ve onun eğittiği sahabelerden…

Bu çalışmalarım yakın çevrende bir heyecan uyandırıyor mu diye soruyorsun.

Pek farkında değilim. Çok yakınımda olanlar bu konuları merak edip de sorsalar da, fazla değil. Veyahut ta sizin tahmin edeceğiniz kadar alaka gördüğünü söyleyemem. Diğer illerden, hatta ta uzaklardan, Türkî Cumhuriyetlerden, Amerika’dan, Avrupa’dan, Afrika’dan uzaktan muhatap olanlar daha fazla gibi… Ama dediğim gibi önemli olan nurların okunması, anlaşılması, yaşanması ve tebliğ edilmesidir.

El yazmalarından…

Bedîüzzaman’ın hayatını ve hatıralarını araştıran biri olarak günümüz insanlarına ve gençlere neler tavsiye edersiniz?

İKİ TAVSİYEM VAR

Evvela insanlara, bilhassa gençlere önemle ve özenle tavsiye ederim ki; Risâle-i Nur eserleri bu zamanın insanlarına, bilhassa gençliğimize hazineler değerinde bir kıymettir. Onlara Risâle-i Nur’un imanî derslerini, lâhika dersleri ile beraber dikkat, tefekkür ve devamlı olarak okumalarını tavsiye ediyorum.

İkincisi: Risâle-i Nuru okumak yetmiyor, cemaatle beraber, meşveretle, şahs ı manevi içinde hareket etmek de çok önemli bir husus... Çok zeki, çok kabiliyetli olabiliriz ama şahs-ı manevi ile beraber gidemiyorsak, beraber hareket edemiyorsak, yerine göre bu üstün yetenekler hizmete zarar verir hale de gelebiliyor. İhlâs, uhuvvet, tesanüt, sadakat ve kanaat bizim en temel düsturlarımızdır. Okumak ve meşveret; bu iki temel esası çok önemli görüyorum. Vesselam...

Recep YAZGANRecep YAZGAN