Türkiye
Giriş Tarihi : 10-02-2021 11:50   Güncelleme : 10-02-2021 11:50

İstanbul Sözleşmesi İnsan Fıtratına Aykırı Maddeler İçeriyor!

Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge başkanlığının 10 Şubat günü İstanbul sözleşmesinin bakanlar kuruluna imzalatılması ile ilgili basın açıklaması yaptı.

İstanbul Sözleşmesi İnsan Fıtratına Aykırı Maddeler İçeriyor!

Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanlığından Yapılan Açıklama şöyle:

Basın aracılığıyla kamuoyu nezdinde ilgililere çağrıda bulunuyoruz. Bu gün 10 Şubat İstanbul Sözleşmesinin Bakanlar Kurulunun imzasına sunulduğu gündür. O gün güneş tutulsaydı da İstanbul’un üzerine bu leke konmasaydı!

Bir kimsenin ne kadar sevapları çok olursa olsun İstanbul Sözleşmesini kabul etmek, savunmak onun ebedi hayatta azaba duçar kalması için yeter de artar. Bir an evvel bu sözleşmenin ortadan kalkması için çalışmalıyız.

 

NASIL GELMİŞSE ÖYLE DE GİTMELİDİR

AK Parti Genel Başkan vekili Prof.Dr.Numan Kurtulmuş’un dediği gibi “İstanbul Sözleşmesi nasıl gelmişse öyle de gitmelidir.” Ülkemizin esaret kokan bu tür kıytırık sözleşmelerden kurtulmasını istiyoruz.

İstanbul Sözleşmesinin 3.Maddesinin (f) fıkrası babanın kız çocuğuna nasihatini dahi suç sayılabilmektedir.

*Bu sözleşme şiddet kavramını Ekonomik, Psikolojik, Cinsel ve Fiziki şiddet olarak çeşitlendirip neyin şiddet neyin olmadığı anlaşılır olmaktan çıkarmıştır.

“Ey iman edenler, nefsinizi ve ehlinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun” ayeti gereği baba çocuğuna nasihat etmekle yükümlü olmasına rağmen bu madde buna bile engel olabilmektedir.Bundan dolayı evden atılan babalar var.

 

CİNCEL YÖNELİM DİYE BİR HAK OLABİLİR Mİ?

4.Maddedeki “Cinsel yönelim” hakkı ile eşcinselliğe, LGBT olarak kendini ifade eden sapkın kimselere kapı aralamaktadır. İnsanlık tarihi boyunca Lut kavminin aşırılığı dışında bu anormal ilişkiyi benimseyen kimse olmadığı halde, ezan okuyan bu diyarlarda bu taleplere kapı açmak vicdanla, imanla bağdaşmaz!

Heyhat diye bağırıyoruz!

 

İSLAMİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİ KABUL ETMİYOR

Bu sözleşmenin 12. Maddesinin 5. Bendi kadına yönelik şiddetle ilgili örf, adet, gelenek sözde namus ve din adına ileri sürülen hiçbir normu kabul etmiyor, bu değer yargılarının kökünün kazılması lazım diyor, bundan daha büyük bir felaket var mı? Bu madde apaçık İlahi Kitabımız olan Kur’an-ı Kerime medyam okuyor.

Bu sözleşme namus adına var olan sinir damarları alınan kimseler tarafından ancak kabul edilir.

 

DAVALIK OLAN KARI-KOCANIN UZLAŞMASINI YASAKLIYOR

48.Maddesine göre aralarında davalık olan karı koca arasına uzlaşmacının girmesi yasaktır deniyor. Uzlaşma komisyonlarının hukukta her geçen gün adalet mekanizmasını rahatlattığı halde neden bu konuda uzlaşmanın önü kapanıyor? Asıl amaç boşanmayı hızlandırmak mıdır?

Kur’an hakem olayını tavsiye/emir ederken bu sözleşme bunu yasaklamaktadır.

CEDAW’ın genişletilmiş hali olan İstanbul Sözleşmesine göre kadın erkek eşit olup evin reisi yoktur. Bu, bir ailenin yönetim kalitesi açısından bir felakettir, kadın erkek arasında daima bir tartışmaya sebep olmaktadır. Ailede huzursuzluğa sebep olmaktadır.

 

EVİ REİSSİZ BIRAKIYOR, KADININ ROLÜ İLE OYNUYOR

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projesiyle kadını erkeğe, erkeği kadının hizasına getirmeyi rollerinin değişmesini hedef edinen bu sözleşme insanlığın yaratılış tarzına karşı isyan edilmektedir.

Kur’an Ekeğin kadın üzerinde egemen olduğunu söylerken bu sözleşme bunu da reddetmektedir.

Peygamberimiz Hz.Muhammed(sav), erkeğe benzeyen kadını, kadına benzeyen erkeği lanetlemektedir.

 

DÜNYA TEPKİ VERİP RED EDERKEN BİR NİYE SESSİZ KALIYORUZ?

Rus lideri Putin bu sözleşmeyi reddetti,

Macaristan Meclisi alternatif bir paketle reddetti,

Ermenistan halkı uygulanmasın, diye imza kampanyası açmışken, bizim ülkemize ne oluyor ki biz bu sözleşmeye karşı bu kadar pasif kalıyoruz?

Liderimiz dünya çapında bir lider,

TBMM 600 vekille işliyor,

Halk 83 Milyonluk nüfusuyla dipdiri, ama sözleşme bir kenarda duruyor.

Bu İstanbul Sözleşmesinin tüm yetkililer tarafından reddedilmesi için ne gerekiyorsa yapılmasını istiyoruz.

Bu sözleşme camimize de, kitabınıza da, evimize de müdahale edip hayatın tadını kaçırıyor.

Buna karşı sessiz kalma lüksümüz yok/olmamalı

 

CUMHURBAŞKANIMIZIN EMRİ NEDEN YERİNE GETİRLMİYOR

*Cumhurbaşkanımızın açıklamalarına rağmen neden ilgili kurumlar/aktörler harekete geçmiyorlar acaba?

İlk Türk Kadın Gazeteci İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Tek Kadın Üyesi: Selma Rıza Feraceli Jön Türklerle birlikte Sultan 2.Abdulhamid’in sonunu getirdi ve Osmalıyı dağıttılar, acaba Cumhurbaşkanımızın yakınında da Selmalar var mı? Bu gün de Cumhurbaşkanımızın yanında kimi feminist görünümlü kadınlar var, onu yanlış yönlendiren Jön Türkler var, bu sözleşmeye karşı sesleri de çıkmıyor. İstanbul Sözleşmesine karşı sessiz olanlar Erdoğan’ın dünya ve ahret saadetini yıkmak isteyenlerdir. Bu böyle biline.

Saygıyla arz ederiz.

Eyüphan Kaya

Türkiye Aile Meclisi Güneydoğu Bölge Başkanlığı ve paydaşları adına

Diyarbakır/Batman/Mardin/Şanlıurfa Türkiye Aile Meclisi İl başkanlıkları ve paydaşlarının onayıyla

Recep YAZGANRecep YAZGAN