Fikir
Giriş Tarihi : 23-01-2023 19:02   Güncelleme : 23-01-2023 19:02

İstiklâl marşı ders olarak okutulmalı mıdır?

Son okuduğum kitaplardan biri “İlk okul ve Ortaöğretimde İstiklal marşının Öğretimi Çalıştayı” konuşmalarının yer aldığı bir kitap oldu. Mehmet Akif İnan Vakfının düzenlediği bu çalıştayda söylenilenleri İstiklal marşının öğretilmesi konusunda çok önemli gördüğümü öncelikle belirtmek isterim.

İstiklâl marşı ders olarak okutulmalı mıdır?

Bu önemli çalıştay için vakıf başkanı Hıdır Yıldırım ve çalıştay sorumlusu İsmail Güleç beylere ve diğer katılımcılara da çok teşekkür ederim. Dilerim başka vakıf ve derneklere de bu anlamda örneklik teşkil ederler. 

 

Demek ki orada bu konuda ciddiye almamız gereken bir problem var. Bu konuda düşünmeli ve yazmalıyız. Bu kitabın beni bu yazmaya yönelten bir etkisi de oldu. Zira Yunus Emre ve Mehmet Akif’in dolayısıyla İstiklal marşının bir ders olarak okutulması konusu, epey bir zamandır düşündüğüm, yer yer yazdığım ve konuştuğum bir konu idi. Bu iki büyük isim de hem şahsiyetleri hem de eserleriyle bütün bir kültürümüzün en önemli rol-model isimleridir. Ne var ki böylesi önemli bir imkândan yeterince ve gereğince faydalanabildiğimiz söylenemez.

 

Bu konuda asıl söylemek istediklerimize geçmeden okuduklarımdan da hareketle mevcut duruma değinelim: Çalıştay kitabındaki bilgilere göre İstiklal marşı bugün için ders kitaplarının sadece başında yer alan bir metindir ama orta öğretim müfredatında yer almamaktadır. Bugüne kadar ÖSS/TYT/AYT imtihanlarında hiç soru sorulmamıştır. Aynı durum, Mehmet Akif için de bu şekildedir. Lise edebiyat kitaplarında İstiklal marşına dair bir metinle karşılaşılamadığı gibi Akif’i anlatan metinler de yoktur.

 

Bu durum bizi bu konuya ilgili olarak bazı problemlerle karşı karşıya bırakmıştır. Her şeyden önce İstiklal marşı, bayrak törenlerinde ve bazı etkinliklerde söylenen bir tören marşına dönüştürülmüştür. Daha vahimi bu törenlerde marşın banttan söylenilmesidir. Yani öğrenciler bu marşı banttan yayın olmadan söyleyememektedirler. Bu durum neticesinde öğrenciler, bu marşın bırakın tamamını ilk iki kıtasını bile ezbere bilemez hale gelmişlerdir. Metin olarak bilinmeyince de onun anlam dünyasına girme de tabi olarak söz konusu olmayacaktır/olmamaktadır.

 

İşte böyle bir durum karşısında İstiklal Marşı’nın bir ders olarak okullarda okutulması konusu önem arz etmektedir. Zira bu marş, herhangi bir şiir değildir. Bizim çok güçlü bir şair tarafından yazılmış çok güçlü, dilinden muhtevasına, içindeki duygu ve düşünce dünyasına kadar her şeyiyle çok müstesna bir metindir. Direnişten dirilişe bir manifesto belgemiz, bir mutabakat metnimizdir. Edebiyat, tarih, milli mücadele, bizi biz yapan değerler konusunda eşsiz bir şiirdir. İşte özetle söylediğimiz bu hususiyetlerinden dolayı şerhli olarak okutulabilecek bir derse dönüştürülebilir. Böyle bir dersle marşın sadece kelimelerinin anlamlarını bilmek bile talebenin Türkçeye dair önemli kazanımlar elde etmesini sağlayacaktır. Diğer yandan bu metin merkezli okumayla talebelerin şiir zevkinin gelişmesi de mümkün hale gelecektir. Bir önemli husus da bizi biz yapan milli-dini değerlere dair hem bir bilgilendirme hem de şuur kazandırma imkanı verecektir. Yine usulüne uygun okuma tarzının öğretilmesiyle talebelerin estetik duygusu gelişecek, diksiyonları daha düzgün hale gelebilecektir. 

 

Bir başka konu ise marşın Mehmet Akif’in hayatı, fikirleri, yaşadığı zamanın özellikleri ile birlikte öğretilmesidir. Çünkü hiçbir edebi metin şairinden ve devrinden bağımsız olarak ele alınamaz. Alınacak olduğunda ise tam olarak anlaşılamaz. Ayrıca Safahat’ta şairini İstiklal marşına götüren bir sürecin hikayesi olan başka şiirler vardır. Bu yüzden Mehmet Akif dersi Safahat ve Mehmet Akif’le bağlantılı olarak verilmelidir. Çünkü Safahat’ta ve bu marşta bugün de ihtiyaç duyduğumuz ve okullarda değerler eğitimi adına vermeye çalıştığımız çalışkanlık, dürüstlük, vatanseverlik, bayrak sevgisi, inanç ve ahlak gibi bütün değerler yer almaktadır. Daha da önemlisi bunlar bir şairin (Mehmet Akif’in) şahsi hayatını da mücessem hale getireceği için örneklik oluşturacak değerlerdir. Bu da tekrar belirtelim ki eseri şairinden ayırmadan okumakla anlaşılabilir şeylerdir.

 

Burada şu itiraz yapılabilir. Bu marşın bir ders olması gerek Akif’e gerekse marşa karşı olumsuz neticeler doğurabilir mi? Bu desten zayıf alan bir öğrencinin bakış açısı istenilmeyen bir şekle dönüşebilir mi? Söz konusu imtihan olunca böyle riskler elbette vardır ama bunu önleyecek tedbirler bulunabilir. Konunun önemi iyi kavratılabilirse imtihan konusu olmasıyla ilgili muhtemel sıkıntılar büyük ölçüde ortadan kaldırılabilir. Ayrıca bu dersin film, animasyon, bilgi yarışması, müzakere, resmim yarışması gibi ilgiyi canlı tutacak uygulamalarla desteklenmesi de bu anlamda faydalı neticeler ortaya koyabilir.

 

Bence öncelikle bu işin önemini kavramak esas olmalıdır. Ders müfredatının tespiti, uygulama şekli gibi konular konuya vakıf bir kadro tarafından rahatlıkla hazırlanabilir. Çinlilerin dediği gibi “bin adım bir adımla başlar.” Karar vererek ilk adımı atarsak devamı gelecektir. 

Mustafa ÖZÇELİK

 

Recep YAZGANRecep YAZGAN