Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 15-05-2021 09:16   Güncelleme : 15-05-2021 09:16

Kendine dürüst olmayan başkasını düzeltmez!

Bizim ülkemiz başta olmak üzere bütün dünyada Müslümanlar Dünya Sağlık Örgütü'nün Covit aldatmacasının görünmeyen demir pençesinde 19 takla atarken Gazze'de Müslümanlar maske, mesafe ve hijyen kurallarını hiçe sayarak ve üstelik bu hastalığa yakalanmayarak İsrail işgaline, Yahudi vahşetine ve onları destekleyen sözde medeni, modern, ikiyüzlü batı dünyasının çağdaş kılıflı yalanlarıyla saldırılarıyla despot yönetimiyle işgale karşı şuurlu bir mücadele veriyor. İsrail çete devleti dünyayı sevdiği kadar onlar şehadeti seviyorlar.

Kendine dürüst olmayan başkasını düzeltmez!

İşgalcilerin en modern en ağır silahlarından korkmuyorlar ve tüm olumsuz şartlara rağmen hatta dünya karşılarında olmasına rağmen mukavemet etmek, savaşmak için hazırlanıyorlar. İsrail çetesinin yakında bir kara hareketi başlatacağı yazılıp konuşulmaktadır. İnanıyorum ki dünyanın en şuurlu Müslümanları olan 2 milyon Gazzeli bu vahşi askerlerden korkmayacak ve yine destan yazacaktır. Çünkü Allah'ın İsrail askerlerinin kalplerine verdiği korkuya karşılık Müslüman direnişçilerin kalplerinde sağlam bir iman ve "eğer inanıyorsanız en üstün olan sizsiniz" inancı yer almaktadır. Hiç bir bomba böyle bir imanla mücehhez olan kalpleri sindiremez, korkutamaz. Yeri göğü inletip ortalığı ateşe verse de Müslümanları püskürtemez. Aslında İsrail eninde sonunda bir gün o büyük Melheme’i Kübra savaşının çıkacağını, bütün Müslümanların kendisine karşı birleşeceğini ve gargara ağacının arkasına sığınacağı korkusuyla hareket etmektedir ancak korkunun ecele faydası olmayacaktır.

Hiç de yabancı olmadığımız saldırılarda öyle bir dramla, öyle bir vahşetle karşı karşıyayız ki hiçbir vicdan,  hiçbir insanlık, hiçbir merhamet emaresi taşımıyor. Aralıksız devam edip taze ekmek sıcaklığında kalıyor hep. İsrail çocukluğumuzdan beri işgale devam ediyor. Filistin topraklarında genişlemeye devam ediyor hem de hep öldürerek büyümeye devam ediyor.

Çocukluğumuzdan beri İsrail Filistinlilere ait olan yerlere, evlere, arsalara, bahçelere zorla girmektedir. Eteğinde gül taşıyan kadınlara tecavüz etmeyi, eziyet etmeyi bir meziyet zannediyor. Öldürmekten, boğmaktan, işkence etmekten, zorbalıktan, kan ve vahşetten zevk alan vahşi bir halk, vahşi bir devlet olarak kadınlara, kızlara zorla sahip çıkmaya devam etmektedir. Çocukluğumuzdan beri İsrail hiçbir kural tanımadan kadın, çocuk, genç, yaşlı, hasta, engelli demeden öldürmeye devam etmektedir. Aynı şekilde biz de çocukluğumuzdan beri mitinglerle, protestolarla, gösterilerle İsrail’i kınamaya devam ediyoruz. Bu kınamalar kınamaktan öteye geçmemektedir.

İsrail sorununa karşı elinde taşla tanklara karşı gelinemeyeceğini yazan, kınamalarla, protestolarla bir sonuç alınamayacağını yazan,  bu insanlık sorunun dramatize edilemeyeceğini, romantize edilemeyeceğini ifade eden kimseler bulunmaktadır. Evet, doğrudur hamasetle, sözle bir yere varılamıyor ama böyle olacak diye biz mazlumdan yana olduğumuzu, safımızı belirlemeyelim mi? Bu gösteriler en azından mücahitlere moral olmaktadır. Zulme karşı elimizle olmasa da dilimizle ve yüreğimizle karşı çıkıp telin etmek bir eylem, bir tavır olmaktan öte bir ibadettir aynı zamanda. Bunu hiçbir Müslüman küçümsemeli, az görmemledir. Aksi tutumlar sadece İsrail’e yaramaktadır. 

Gazze büyük bir dram yaşanmaktadır. Onunla ilgili takınacağımız tavırlarla, yazacağımız yazılarla, yapacağımız konuşmalarla en azından Müslümanların yalnız olmadığını hissettirmeliyiz en azından. Bunu yapmak ve oradaki zulmü sona erdirmek bizim görevimizdir. İsrail’e fiili müdahale yapılacak günlerin hayaliyle böyle yapmaya devam edeceğiz.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN