12 Eylül 1980’de azılı darbeci Kenan Evren darbeyi yaptı, 1982 Anayasası’yla diktatörlüğünü ilan etti. 28 Şubat’ta irtica diye bir yalan uydurdular. Asker ve yargı cuntası devreye girdi, CHP’nin emniyet sibobu dediği sözde tarafsız “Cumhurbaşkanı”nın koordinesinde, Savunan Adam Necmettin Erbakan milletin verdiği koltuktan indirildi, cezalandırıldı, bürokratik vesayet iktidarı ele geçirdi.
Anadolu’nun iktidarı
27 Nisan, Gezi, 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi darbelerle ve üst akıl AB-ABD’nin içerideki hücreleri FETÖ, PKK ve DAEŞ topyekûn saldırarak milletin adamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yıkamadı. Milleti ile birlikte dimdik duran Erdoğan, dün önümüze Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni koydu. Cumhurbaşkanlığı Sistemi’yle Anadolu’nun evlatlarının seçtiği cumhurbaşkanı, yine Anadolu’nun evlatları “Yeter artık” demediği sürece devleti yönetecek. Askeri cuntaya, yargıdaki gruplaşmalara, ekonomik operasyonlara, terörün oluşumuna izin vermeyecek. Çünkü arkasında millet var, çünkü göreve gelirken kimseden icazet almayacak, çünkü para baronlarının desteğini istemeyecek, sadece milletine güvenecek. Yeni sistem ile birlikte Meclis’te hükümetler devrilemeyecek. AK Parti veya başka bir parti bölünse, gruplaşsa, istifa etse bile cumhurbaşkanı millet tarafından seçildiği için iktidar değişmeyecek. Meclis seçimleri yenilese bile, millet sandığın kurulduğu gün kendi liderini devirmek isteyenlere yine Osmanlı şamarı vuracak. Neden Evet biliyor musunuz? Yeni sistem ile birlikte Türkiye; Konyalı Alparslan’ın, Siirtli Mustafa’nın, Edirneli Ayşe’nin olacak. Alparslan, Mustafa ve Ayşe’den mührü alan Cumhurbaşkanı, Türkiye’yi Büyük Türkiye’ye dönüştürmek için gece gündüz çabalayacak ve bu kutlu davanın sahibi 80 milyon vatandaş olacak...