Türk düşünce ve edebiyat tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Üstat Necip Fazıl Kısakürek, hayatının dönüm noktalarından birini Abdülhakim Arvâsi Hazretleri ile tanıştığında yaşamıştır. Bu tanışma, sadece Necip Fazıl’ın hayatını değil, Türkiye’deki fikri ve manevi hayatın seyrini de derinden etkileyecek bir sürecin başlangıcı olmuştur. Bu yazıda, Necip Fazıl’ın zekâsı, Fransa’ya eğitim için gönderilişi, dönüşünde yaşadığı büyük değişim ve Abdülhakim Arvâsi Hazretleri’nin onu manevi olarak nasıl yönlendirdiğini ele alacağız. Ayrıca, bu süreçte yaşanan ilginç bir olay olan “Kuran-ı Kerim’in Şairane Dilde Yazdırılması” meselesine de değineceğiz.
Necip Fazıl: Zekâsı ve Fransa Yılları
Necip Fazıl Kısakürek, henüz genç yaşlarda zekâsı ve edebi yeteneğiyle dikkat çeken bir isimdi. İstanbul’da başladığı eğitim hayatına devam etmek üzere Fransa’ya gönderildi. Bu dönem, onun Batı düşüncesi ve felsefesiyle tanıştığı, ancak aynı zamanda içinde bir boşluk hissettiği yıllar oldu. Fransa’da geçirdiği zaman, Necip Fazıl’ın ruhunda bir arayışı tetikledi. Bu arayış, onu İslami değerlere ve tasavvufa yöneltecek olan manevi bir yolculuğun da habercisiydi.