DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Mustafa ÖZEL
Mustafa ÖZEL
Giriş Tarihi : 18-03-2025 13:28

O ve Ben

Abdülhakim Arvâsi Hazretleri ve Necip Fazıl Kısakürek: Bir Mürşit ile Müridin Yolculuğu

Türk düşünce ve edebiyat tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Üstat Necip Fazıl Kısakürek, hayatının dönüm noktalarından birini Abdülhakim Arvâsi Hazretleri ile tanıştığında yaşamıştır. Bu tanışma, sadece Necip Fazıl’ın hayatını değil, Türkiye’deki fikri ve manevi hayatın seyrini de derinden etkileyecek bir sürecin başlangıcı olmuştur. Bu yazıda, Necip Fazıl’ın zekâsı, Fransa’ya eğitim için gönderilişi, dönüşünde yaşadığı büyük değişim ve Abdülhakim Arvâsi Hazretleri’nin onu manevi olarak nasıl yönlendirdiğini ele alacağız. Ayrıca, bu süreçte yaşanan ilginç bir olay olan “Kuran-ı Kerim’in Şairane Dilde Yazdırılması” meselesine de değineceğiz.

 

Necip Fazıl: Zekâsı ve Fransa Yılları

Necip Fazıl Kısakürek, henüz genç yaşlarda zekâsı ve edebi yeteneğiyle dikkat çeken bir isimdi. İstanbul’da başladığı eğitim hayatına devam etmek üzere Fransa’ya gönderildi. Bu dönem, onun Batı düşüncesi ve felsefesiyle tanıştığı, ancak aynı zamanda içinde bir boşluk hissettiği yıllar oldu. Fransa’da geçirdiği zaman, Necip Fazıl’ın ruhunda bir arayışı tetikledi. Bu arayış, onu İslami değerlere ve tasavvufa yöneltecek olan manevi bir yolculuğun da habercisiydi.

 

Türkiye’ye Dönüş ve Büyük Bir Proje: Kuran-ı Kerim’in Şairane Dilde Yazdırılması

Necip Fazıl, Fransa’dan döndükten sonra Türkiye’de edebiyat ve fikir dünyasında hızla yükselen bir isim haline geldi. Ancak bu dönemde, ilginç bir teklifle karşı karşıya kaldı. O dönemde, Kuran-ı Kerim’in “şairane bir dille” Türkçeye çevrilerek halka sunulması gibi bir proje gündeme geldi. Bu proje, aslında Kuran’ın orijinal dilinden uzaklaştırılarak, edebi bir metin haline getirilmesini amaçlıyordu.

 

Bu teklif, öncelikle dönemin önemli âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır ve Mehmet Akif Ersoy’a iletildi. Ancak her iki isim de bu teklifi reddetti. Hamdi Yazır, Kuran’ın orijinal dilinin korunması gerektiğini savunurken, Mehmet Akif ise böyle bir çalışmanın Kuran’ın ruhuna aykırı olacağını düşünüyordu. Bu reddin ardından, gözler Necip Fazıl’a çevrildi. Onun edebi yeteneği ve geniş hayal gücü, bu proje için uygun görülmüştü.

 

Abdülhakim Arvâsi Hazretleri’nin Nazarı ve Necip Fazıl’ın Dönüşümü

Necip Fazıl, bu teklifi ciddi bir şekilde düşünürken, hayatının en önemli dönüm noktalarından birini yaşadı. Abdülhakim Arvâsi Hazretleri ile tanıştı. Arvâsi Hazretleri, Necip Fazıl’ın içinde bulunduğu buhranı ve manevi arayışını fark etmişti. Ona adeta bir nazar etti ve Necip Fazıl’ın ruhunda köklü bir değişim başladı.

 

Abdülhakim Arvâsi Hazretleri, Necip Fazıl’ı sol cenahın etkisinden çekip sağ cenaha, yani İslami değerlerin ve maneviyatın merkezine taşıdı. Bu süreç, Necip Fazıl’ın hayatında bir dönüm noktası oldu. Artık o, sadece bir şair ve yazar değil, aynı zamanda İslami değerleri savunan bir mütefekkir ve mücadele adamıydı.

 

Üstad Necip Fazıl’ın Gözüyle Abdülhakim Arvâsi Hazretleri: O ve Ben’den Yansıyan Muhabbet

Üstad Necip Fazıl Kısakürek, hayatının en önemli dönüm noktalarından birini Abdülhakim Arvâsi Hazretleri ile tanıştığında yaşamıştır. Bu tanışma, onun hayatında adeta bir rönesans etkisi yaratmış ve ruhunda köklü bir değişim başlatmıştır. Necip Fazıl, bu büyük mürşide olan sevgisini ve muhabbetini, otobiyografik eseri “O ve Ben” de samimi bir dille anlatır. Kitabında, Abdülhakim Arvâsi Hazretleri’ni şu sözlerle tarif eder:

“O, benim için sadece bir mürşit değil, aynı zamanda hayatımın her alanına nüfuz eden bir rehberdi. Onun nazarı, beni sol cenahın karanlıklarından sağ cenahın aydınlığına çekip çıkardı. Onunla tanıştıktan sonra, hayatımın anlamı değişti. Artık ben, sadece bir şair değil, İslam’ın ve maneviyatın bir neferiydim.”

 

Necip Fazıl, Abdülhakim Arvâsi Hazretleri’ne olan bağlılığını ve sevgisini her fırsatta dile getirmiştir. Onun için Arvâsi Hazretleri, sadece bir alim değil, aynı zamanda keramet sahibi, manevi bir kutup ve kendisini hakikate ulaştıran bir rehberdi. “O ve Ben” de, bu büyük mürşidin etkisini şu sözlerle ifade eder:

 

“O, benim için bir mürşit değil, bir baba, bir dost, bir can yoldaşıydı. Onun sohbetlerinde bulunduğum her an, ruhumun derinliklerine işleyen bir huzur buldum. Onun nazarı, beni adeta yeniden doğurdu. Onun sayesinde, İslam’ın hakikatini anladım ve bu hakikate hizmet etmeyi hayatımın gayesi haline getirdim.”

 

Abdülhakim Arvâsi Hazretleri: Son Asrın Büyük Alimi

Abdülhakim Arvâsi Hazretleri, son asrın en büyük alimlerinden biri olarak kabul edilir. Seyyid olan Arvâsi Hazretleri, hem ilmi hem de manevi derinliğiyle öne çıkmıştır. Dört hak mezhebe vakıf, büyük bir fıkıh ve tasavvuf alimiydi. Kerametleriyle de tanınan Arvâsi Hazretleri, özellikle talebeleri üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Onun manevi rehberliği, sadece Necip Fazıl gibi isimleri değil, Türkiye’deki birçok mümini de hakikate ulaştırmıştır.

 

Abdülhakim Arvâsi Hazretleri’nin Vefatı ve Kabri

Abdülhakim Arvâsi Hazretleri, 27 Kasım 1943 tarihinde Ankara’da vefat etmiştir. Kabri, Ankara’nın Bağlum semtinde bulunmaktadır. Bağlum, manevi atmosferiyle ziyaretçilerine huzur veren bir mekandır. Abdülhakim Arvâsi Hazretleri’nin kabrini ziyaret etmek, onun manevi mirasına yakın olmak isteyenler için büyük bir fırsattır. Ziyaretçiler, burada büyük bir maneviyat ve huzur bulacaklardır.

 

Sonuç: Bir Mürşidin Mirası

Abdülhakim Arvâsi Hazretleri, sadece Necip Fazıl Kısakürek gibi bir dâhiyi değil, Türkiye’deki birçok mümini de hakikate ulaştıran bir rehber olmuştur. Onun manevi mirası, bugün hâlâ canlılığını koruyor. Bağlum’daki kabri, onun manevi atmosferini yaşamak isteyenler için bir ziyaretgâhtır. Son asrın büyük alimi, seyyid ve keramet sahibi Abdülhakim Arvâsi Hazretleri, Türkiye’nin manevi hayatında silinmez bir iz bırakmıştır. Onun rehberliği, bugün de birçok insan için bir ışık kaynağı olmaya devam ediyor.

 

Ziyaretçilere Not:

Abdülhakim Arvâsi Hazretleri’nin kabri, Ankara’nın Bağlum semtinde bulunmaktadır. Burayı ziyaret edenler, büyük bir manevi atmosferin içinde huzur bulacaklardır. Son asrın büyük alimi, seyyid ve keramet sahibi Abdülhakim Arvâsi Hazretleri’nin kabrini ziyaret etmek, manevi bir yolculuğa çıkmak gibidir. Bu yolculuk, sizi hem ruhen hem de fikren besleyecek, içinizi bir huzur ve sükûnetle dolduracaktır.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA