Siyaset
Giriş Tarihi : 29-11-2015 14:53   Güncelleme : 29-11-2015 14:53

Paralel Yapı İle Mücadele Devam Edecek

Lütfi Elvan, "Paralel kumpaslarla meşruiyetini millet düşmanlarından alanlar Cumhurbaşkanımızı ve ailesini hedefe koyarak, onun temsil ettiği milleti hedef almaktadır" dedi

Paralel Yapı İle Mücadele Devam Edecek
Lütfi Elvan, "Paralel kumpaslarla meşruiyetini millet düşmanlarından alanlar Cumhurbaşkanımızı ve ailesini hedefe koyarak, onun temsil ettiği milleti hedef almaktadır" dedi. Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, "Cumhurbaşkanlığı makamını eleştiri sınırlarını aşarak yıpratmaya kalkan kim olursa olsun karşısında bizi, milletimizi bulacaktır. Paralel kumpaslarla meşruiyetini milletten değil, millet düşmanlarından alanlar Cumhurbaşkanımızı ve ailesini hedefe koyarak, esasıyla onu değil, onun temsil ettiği milleti hedef almaktadır" dedi. Elvan, TBMM Genel Kurulu'nda, 64. Hükümet Programı üzerinde Hükümet adına konuştu. Diyarbakır'daki saldırıda hayatını kaybeden Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve şehit polislere Allah'tan rahmet, ailelerine ve millete başsağlığı dileyen Elvan, saldırıyı şiddetle ve nefretle kınadı. Elvan, Türk demokrasi tarihine altın harflerle yazılacak olan 1 Kasım seçimlerinin aynı zamanda milletin engin sağduyusunun tezahürü olduğunu belirterek, milletin içeriden ve dışarıdan her türlü kriz, kaos ve istikrarsızlık senaryolarına "dur" diyerek, iradesini tecelli ettirdiğini söyledi. Gelecek 4 yılda millete hizmet yolunda 2023 vizyonuna uygun önemli reformlar gerçekleştireceklerinin altını çizen Elvan, muhalefet partilerinin yol gösterici eleştirilerinden her zaman yararlanacaklarını vurguladı. Elvan, muhalefet kurumunun olmazsa olmaz olduğunu belirtti. Başbakan Yardımcısı Elvan, "Biz hep birlikte Türkiye'yiz. Gelin milletin hizmetkarı olma yolunda var gücümüzle beraber çalışalım. Farklı düşüncelere sahibiz, aramızda siyasi rekabet olabilir ama birbirimizin hukukunu çiğnemeden siyaset yapmayı milletimiz bizden istemiştir. Önümüzdeki dönem bu anlamda büyük kazanımlar elde edeceğimiz bir dönem olacaktır. Yeter ki önce Türkiye diyelim, siyasetin çıtasını düşürmeden ülkemizin itibarı, demokrasi, hukuk, adalet, kalkınma için hep beraber gayret edelim. Yeter ki Cumhurbaşkanımızın sıkça vurguladığı üzere, temel ve milli meselelerde bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım" diye konuştu. -"2023 hedeflerine darbe anayasasıyla gidemeyiz" 13 başarılı yılın ardından ilk günkü heyecan ve kararlılıkla bir kere daha yola çıkmaya hazırlandıklarını ifade eden Elvan, Hükümet Programının 2023 vizyonu çerçevesinde hazırlandığını söyledi. Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sıkıntılı günlerden geçiyoruz ama Allah'ın izniyle aşamayacağımız engel yoktur. Yeter ki istikametimizi şaşırmayalım.. Seçim sonuçlarını konuşamadan, sevincimizi yaşayamadan yoğun bir gündem ülkemizi ve bölgemizi kuşattı. Ancak Hükümetimiz tüm bu engelleri aşacak güçte ve kararlılıktadır. Tek emelimiz ve arzumuz bu ülkenin bütün vatandaşlarının rızasını, onayını, duasını almaktır. Yeni dönemde de toplumumuzun her kesiminin meselelerine şefkatle ve adaletle eğileceğiz, çözümler üreteceğiz. 64. Hükümet olarak önceliğimiz, demokrasimizi ekonomik istikrarla birlikte geliştirmek, ürettiğimizi adalet ekseninde paylaşmak, gelir adaletsizliğini gidermektir. Bunun için seçimden önce bütün partilerin ilan ettiği ve mutabık kaldıkları yeni bir Anayasa hedefimizi birlikte gerçekleştirmeliyiz. Cumhuriyetimizin 2023 hedeflerine darbe anayasası, vesayet kurumlarıyla gidemeyiz. Bu konu sadece bizim meselemiz değil, bütün partilerin meselesidir. Buyurgan, çatık kaşlı, halkını azarlayan, üzen devlet modeli 2002 öncesinde kalmıştır. Biz devlet ile millet arasında hiçbir ihtilaf alanı kalmayıncaya kadar mücadelemizi devam ettireceğiz. Siyaset dışı araçlarla siyaseti baskı altına alan, vesayet oluşturan hiçbir güç Türkiye'yi eski günlere, tuzaklara, kapanlara döndüremeyecektir. Devlet bütün milletimizindir, vatandaşımızındır. Bu ülkenin bütün imkanları ve kaynakları bütün vatandaşlarımızındır." - "Türkiye 100. yılına inşallah hastalıklarına şifa bulmuş olarak girecektir" Başbakan Yardımcısı Elvan, Türkiye'de imtiyazlı zümreler olmayacağını ve ülkenin özgür insanların ülkesi olduğunu söyledi. DGM'leri kapattıkları, işkenceye sıfır tolerans deyip tedavülden kaldırdıkları ve faili meçhulleri yok ettikleri gibi, Türkiye'de demokrasinin çıtasını en üst düzeylere çıkarmaya devam edeceklerini belirten Elvan, "Türkiye, 100. yılına inşallah büyük bir uzlaşmayla, bütün yaralarını sarmış, devasız görünen dertlerinden kurtulmuş, hastalıklarına şifa bulmuş olarak girecektir" dedi. Elvan, gelecek süreçte Türkiye'ye yakışan, halkın yıllardır beklediği anayasayı birlikte yapmayı hedeflediklerini kaydederek, "AK Parti başından beri 1982 Anayasa'sını darbe geleneğinin bir ürünü olarak görmüştür. Şu anki Anayasa, hem bireysel özgürlükler hem de siyaset üzerinde baskı kuran, güç kullanma arzusuyla oluşturulmuş bir anayasadır" diye konuştu. Yeni Türkiye'nin yeni anayasasıyla kimsenin dışlanamayacağı, hiçbir vatandaşın ötelenemeyeceği bir Türkiye olacağını vurgulayan Elvan, "AK Parti'nin hazırlamak istediği ve değerli katkılarınızı beklediği yeni anayasanın temeli insan onuruna dayanmaktadır. Öyle bir anayasa yazalım ki herkes kendini o anayasada bulsun. Öyle bir anayasa yapalım ki insana, devlete karşı olan görevlerini hatırlatmasın, devletin insana karşı olan görevlerini hatırlatsın. Onun için geliniz gerçek manada, sivil yeni bir anayasa yapma fırsatını birlikte değerlendirelim" ifadelerini kullandı. - "Türkiye'yi dünya takdir ediyor, muhalefet takdir etmiyor" Türkiye'nin ülkesini ve milletini koruduğu gibi, dünyanın neresinde olursa olsun mazlumların, mağdurların sesi ve vicdanı olmaya devam edeceğini kaydeden Elvan, şu değerlendirmeyi yaptı: "Biz Türkiye olarak, bizi ilgilendiren her meselede taraf olmak durumundayız. Bu taraf olma durumu körü körüne bir taraf olma durumu değildir. Türkiye'nin bekası ve milli menfaatleri söz konusuysa, kardeş halkların çektiği acılar söz konusuysa, dünya ne derse desin taraf olmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Suriye meselesinde de pek çok yönden tarafız. İnsan haklarından, demokrasiden yana tarafız, Suriye halkından ve Suriye'nin bütünlüğünden yana tarafız. Burada bize 'Emevi Camisi'nde namaz kılacağınızı ifade ettiniz ama 2,5 milyon insanı dilenci pozisyonuna soktunuz.' dediniz. Allah'tan korkun, Allah'tan korkun. Siz 2,5 milyon insanı sınır dışı etmek istediniz, buna sebep olan eli kanlı Esed'in elini sıktınız. Bu da size yakışmadı. Evet biz Esed'le görüşürken Esed katliam yapmıyordu. Ancak Esed katliam yapmaya başladıktan sonra, CHP'li yetkililer gitmiş kanlı Esed'in elini sıkmıştır, bunu da milletimiz görmüştür. Biz o 2,5 milyon insanı ülkemize almakla onları ölümden, işkenceden, Esed'in zulmünden kurtardık. Allah kimseyi vatanından, memleketinden ayrılmak durumunda bırakmasın. Dünyada göçmenlere, mültecilere, yersiz, yurtsuz kalanlara, evi ocağı yıkılanlara, ölümden kaçanlara Türkiye kucağını açmışsa, bununla insan olarak iftihar etmek gerekir. Bu insanlığımızın, vicdanımızın bir gereğidir. Türkiye'nin mülteciler konusundaki tavrını dünya takdir ediyor, her vicdan sahibi takdir ediyor, ancak bir tek muhalefet takdir etmiyor. Türkiye'nin Suriye konusundaki barışçıl ve insani tavrına karşı çıkmak insanlığa karşı çıkmaktır. Biz Türkiye olarak bölgede huzur tesis edilene kadar, kan durana kadar mazlumların ve mağdurların yanında, Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Muhalefet elbirliğiyle Sayın Cumhurbaşkanımıza muhalefet etmekte birleşti. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 78 milyonun Cumhurbaşkanıdır. Her türlü siyasi tavrın ötesinde Türkiye'yi ve Türk milletini temsil eden Sayın Cumhurbaşkanımız, milletimizin hür iradesi ile seçilmiştir. Cumhurbaşkanımızın ve yüce makamın her türlü kısır ve dar tartışmanın dışında, üstünde olduğunu muhalefet bir türlü kabullenmek istemiyor. Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı makamını eleştiri sınırlarını aşarak yıpratmaya kalkan kim olursa olsun karşısında bizi bulacaktır, milletimizi bulacaktır. Paralel kumpaslarla meşruiyetini milletten değil, millet düşmanlarından alanlar Cumhurbaşkanımızı ve ailesini hedefe koyarak, esasıyla onu değil, onun temsil ettiği milleti hedef almaktadır. Devlet içinde devlet olma hevesi güden her türlü paralel yapıyla, milletimizin huzuruna, birliğine, dirliğine yönelen her türlü terör örgütüyle mücadele kesintisiz devam edecektir. Bunu yaparken Anayasa, yasalar ve hukuk sistemi içerisinde özenli hareket edilecek, vatandaşımızın hak ihlaline meydan verilmeyecektir. Şiddete bulaşan ve şiddeti körükleyenlerle anladığı dilden mücadele sonuna kadar devam edecektir. Terörle mücadeleyi, her türlü vesayet anlayışı ve Paralel Yapıyla mücadeleyi, demokratikleşme çalışmalarıyla eş zamanlı yürütmeye kararlıyız." Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, "Yıllardır ileri düzeyde işbirliği içinde olduğumuz dostumuz, komşumuz Rusya ile münasebetlerimizin bu hale gelmesini elbette arzu etmezdik. Ancak bu konudaki tutumuz nettir, angajman kuralları vatan savunmasının ve güvenliğinin gereğidir" dedi. TBMM Genel Kurulu'nda, 64. Hükümet Programı üzerinde hükümet adına konuşan Elvan, 24 Kasım Salı günü sabah saatlerinde Hatay Yayladağı bölgesinde Türk hava sahasını ihlal eden ve o dakika itibarıyla milliyeti bilinmeyen bir uçağın Hava Kuvvetlerince düşürüldüğünü söyledi. Elvan, ihlali yapan uçağın 5 dakikada 10 defa uyarıldığını, sonuç alınamayınca daha evvel defalarca ilan edilen uluslararası angajman kuralları tarafından F-16'lar tarafından müdahale edildiğini anlattı. Elvan, "Türkiye, hava sahasının ihlali konusundaki hassasiyetini defalarca açıklamış ve uyarılarda bulunmuştur. Buna rağmen kara ya da hava sahamızda bir ihlal gerçekleşiyorsa ona karşı her türlü tedbiri almak bizim hem hakkımız hem görevimizdir. Yıllardır ileri düzeyde işbirliği içinde olduğumuz dostumuz, komşumuz Rusya ile münasebetlerimizin bu hale gelmesini elbette arzu etmezdik. Ancak bu konudaki tutumuz nettir, angajman kuralları vatan savunmasının ve güvenliğinin gereğidir" diye konuştu. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun angajman kurallarının her ülke için geçerli olduğunu belirterek sınır güvenliği konusunda Türkiye'nin tavrını en açık ve anlaşılır şekilde dile getirdiğine dikkati çeken Elvan, "Türkiye olaya hamasi duygularla yaklaşmamış, bu süreçte krizin tırmanmasını engelleyecek adımlar atarak olayı kontrol altına almaya çalışmıştır" dedi. CHP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili İlhan Kesici'nin Davutoğlu'na yönelik ifadelerine işaret ederek, talimatın Başbakan tarafından verilmemesi gerektiğini söylediğini hatırlatan Elvan, şöyle konuştu: "Angajman kuralları Sayın Başbakan'ın direktifiyle verilir, bunu bilmemiz gerekiyor. Angajman kurallarında Genelkurmay Başkanlığı veya Hava Kuvvetleri Komutanlığı kendi kararını alarak böyle bir uygulamayı yapamaz. Bu direktifi verecek olan ve veren seçilmiş hükümettir. Bunun sorumluluğu da elbetteki Hükümetimize ve Sayın Başbakanımıza aittir. Kurumlar seçilmiş hükümetin emrindedir. Bunu özellikle sizlere hatırlatmak isterim. Sınır ihlalinde bulunan uçak Hatay'dan geçti. Herhalde, şunu da söylemeliyim, siz iktidarda olsaydınız anlaşılan sınır ihlaline onay verecektiniz. Ben buradan bunu anlıyorum. Hatay, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emanetidir. Korumaya, kollamaya devam edeceğiz, sınır ihlali yapılması halinde gereğini yine yapacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Hatay'ı ziyaretinde Ayşe Fitnet Hanım ile bir araya gelir. Ayşe Hanım, '40 asırlık Türk yurdu Hatay düşman elinde, bizi lütfen kurtarın' der. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise '40 asırlık Türk yurdu Hatay düşman elinde esir kalamaz' der." -" Asıl sorun zulümle ayakta durmaya çalışan yönetimler" Elvan, Türkiye'nin teröre nasıl karşıysa savaşa da öyle karşı olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak terör bahanesiyle Türkmen kardeşlerimize yapılan saldırılar karşısında seyirci kalamayız. Bayırbucak Türkmenlerinin yaşadığı Lazkiye ve kuzeyinde terörist örgüt yoktur. O yüzden yıllardır halkına zulmeden Esed ordusuna vereceği desteği açıkça savunamayanlar, bunu terörle mücadele ambalajıyla satmaya kalkmasın. Keza PKK nasıl terör örgütüyse, DAİŞ de El Nusra da bir terör örgütüdür. Keza soydaşlarımıza yapılan saldırılar karşısında sessiz kalmamızı da kimse bizden beklemesin. Türkiye tarihi, kültürel ve sosyolojik bağlarının bulunduğu Bayırbucak Türkmenlerinin her zaman yanındadır ve yanında olmaya da devam edecektir. Bu bizim kardeşlik hukukumuzun ve insanlığımızın gereğidir, aynı zamanda büyük devlet olmamazın gereğidir. Türkiye özellikle de AK Parti hükümetleri döneminde içinde yer aldığı bu coğrafyaya barışı ve adaleti getirmeye katkı sağlayacak gücünü çevresine hissettirmiştir. Türkiye'nin bu gücünden rahatsız olan çıkar grupları şüphesiz vardır ama biz bu çıkar gruplarının keyfine ve oyunlarına ram olacak bir ülke asla değiliz. Bizim davamız hak, adalet, özgürlük davasıdır. Asıl sorun halkına zulüm yapan, zulümle ayakta durmaya çalışan yönetimlerdir. Sorunun kökeni tamamen menfaat ilişkilerine endekslenmiş kimi devlet politikalarında aranmalıdır. Siyasiler arasında, medyada, sosyal mecralarda maalesef milletimizi, dostlarımızı üzecek, düşmanlarımızı ise sevindirecek ifadelere rastlıyoruz. Oysa vatan savunması söz konusu olduğunda birlik, beraberlik her şeyden önde gelir. Bu aziz vatan varlığımızın teminatı, bu ülkede yaşayan herkesin ortak değeridir. " AK Parti hükümetlerinin cumhuriyetin en reformcu hükümetleri olduğunu ifade eden Elvan, AK Parti hükümetlerinin en önemli özelliğinin vesayet odaklarının talimatıyla icraat yapmaması olduğunu söyledi. "Bize talimat verecek tek merci vardır o da milletimizdir" diyen Elvan, milleti ayak bağlarından kurtarmak, millet devlet kaynaşmasını sağlamak, devlet işleyişini en kolay, en ulaşılabilir hale getirmek için reformlar yaptıklarını anlattı. Elvan, her vatandaşın eşitliği, özgürlüğü, güvenliği ve onuru için reformları yaptıklarını belirterek, Türkiye'nin sosyal, kültürel, ekonomik alanlarda dünyada saygın hale gelmesi için reformları gerçekleştirdiklerini ifade etti. Elvan, 64. Hükümet olarak 2002 yılından beri yaptıkları reformları kalıcılaştırmak, kurumsallaştırmak, güncellemek, yeni ihtiyaçlara cevap vermek için altı temel alana öncelik verdiklerini hatırlattı. Hükümet programının geneline bakıldığında insan odaklı yaklaşım içinde olduklarının görüleceğini aktaran Elvan, her bölümün insan odağı üzerine inşa edildiğini vurguladı. CHP'li Kesici'nin Hükümet Programı'nı "ürkek ve çekingen" olarak tanımladığını anımsatan Elvan, "Ürkeklik ve çekingenlik asla bize yakışmaz. Ürkek ve çekingen ruh haline, sizi millet 1 Kasım gecesi zaten sandıkta soktu" dedi. -"Erzurumlu kardeşlerim hesabını iyi bilir" Kesici'nin kendine göre bir hesap yaptığını, kendisinin de bir hesap yapmak istediğini dile getiren Elvan, şu değerlendirmede bulundu: "Sizlerin döneminde vergi gelirlerinin yüzde 86'sı faize gidiyordu, halka yüzde 13,5'i gidiyordu. Bugün faize yüzde 13,5, halka yüzde 86,5'i gidiyor. Farkımız bu. Erzurumlu esnaftan bahsetti. 2002 yılında hacca gitmek için başvuru yapan 75 bin kişi vardı, bugün ise sıra bekleyen 1 milyon 300 bin kişi var. Erzurumlu esnaf o dönemde hacca gidemiyordu, bugün gidebiliyor. Erzurumlu esnaf kardeşim o dönemde yüzde 69 faizle bankadan kredi alamıyordu ama bugün yüzde 5 faizle gidip kredisini alabiliyor. Erzurumlu kardeşlerim hesabını iyi bilir, onların üzerinden hikaye, fıkra anlatmayın. 1 Kasım seçimlerinde Erzurum'daki hemşehrilerimiz yüzde 68 oyu AK Parti'ye, sadece yüzde 3 oyu CHP'ye vermiştir." Kendilerinden önceki dönemlerde bütçelere bakıldığında 10 yılın 7 yılında inanılmaz sapmalar olduğunu, tahmin ve hedeflerin tutturulmasının söz konusu olmadığını ifade eden Elvan, kendilerinin sadece iki kriz yılı dışında tüm bütçeleri tutturduklarını söyledi. Elvan, 2023 vizyon ve hedeflerinin sonuna kadar arkasında olduklarını belirterek, "Ama görüyorum ki sizin 2023 ufkunuz, vizyonunuz yok. Aradaki fark da bu. 2015-2019 dönemini kapsayacak şekilde hazırlanan bu hükümet programımızı elbette 2023 vizyonu çerçevesinde hazırladık ama bu programa 2023 hedeflerini koymamızı elbette sizler de beklemezdiniz" diye konuştu. Kişi başı satın alma gücü paritesini 8 bin 600 dolardan 19 bin 500 dolara çıkardıklarına işaret eden Elvan, ülkelerin ekonomik açıdan birbirlerini kıyaslarken satın alma gücü paritesine baktıklarını, "elma ile armutun değil, elma ile almanın kıyaslandığını" vurguladı. Elvan, geçmiş dönemde 21 bankanın battığını, kamu bankalarının batma noktasına geldiğini ve her yıl bütçelere görev zararı olarak kamu bankalarına para aktarıldığını, KİT'lerin işletme masraflarını karşılamak bir yana devlet memurlarının maaşlarını ödeyemediğini, ancak bugün milletten aldıkları vergiyi millete verdiklerini söyledi. Lütfi Elvan, "Eğer THY'nin, Vakıfbank'ın, Ziraat Bankası'nın parasını rantçılara verseydik biz de aynı konumda olurduk. Biz hortumları kestik, rantçıların elinden aldık ve bunu milletimizin hizmetine sunduk. AK Parti iktidarda olmasaydı 1999-2002 dönemini yaşamış olsaydık, o dönemde ekonomik konjonktürde devam etmiş olsaydık bizim tam 500 milyar lira faize ilave para aktarmamız gerekecekti. İşte bizim farkımız bu" sözlerine yer verdi. -"Faiz lobisi rant ekonomisi dediğinizin sultanıdır" Sataşma gerekçesiyle söz alan CHP'li Kesici, "Dünyanın hiçbir tarafında buna benzeyen hallerde o ülkenin reisicumhuru, cumhurbaşkanı saniyesi saniyesine sanki 'çok iyi bir iş yaptık' der gibi açıklama yapmaz. Başbakanlar da yapmaz. Sayın Başbakanın demecini ben gazetede okudum. 'Emri ben verdim.' Devlet, kurumları, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakanı var, işte bu harple ilgili bir şeyse Genelkurmayı var, başka bir şeyle ilgili bir şeyse bakanı var. Dünya diyor ki 'Bunlar sadece angajman kurallarını ihlal ettiği için bu uçağı düşürmüş değiller, bunların niyeti başka.' Bu bizim elimizi zayıflatıyor" diye konuştu. Kesici, 2003 - 2015 arasında faize 484 milyar dolar ödendiğini, bunun kötü bir rakam olduğunu ifade ederek, "Faiz lobisi, rant ekonomisi dediğiniz şeyin sultanıdır, 484 milyar dolar" dedi. CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da sataşma gerekçesiyle söz alarak, 4-6 Eylül 2011 tarihleri arasında Suriye'de sadece Esad ile değil herkesle görüştüklerini ve buna ilişkin raporu Davutoğlu'na ilettiklerini belirterek, "O raporu okuyup gereğini yapsaydı bugünkü durum oluşmazdı. Biz Esad ile görüştük ama onunla tatil yapmadık. Ortak kabine toplayan kimdi, ona 'kardeşim' diyen kimdi, yine mi aldatıldınız? Keşke bizi dinleseydiniz, bu kadar kan akmazdı" görüşünü savundu. Elvan, sataşma gerekçesiyle söz alarak, "Biz artık eski dönemlerde değiliz. Türkiye'de artık bürokrasi devleti yok, demokrasi devleti var" dedi.
adminadmin