Tarih
Giriş Tarihi : 08-07-2012 12:32   Güncelleme : 08-07-2012 12:32

SÜNNİLİK TÜRKİYE’NİN YEGÂNE KOZUDUR

İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel, Gaziantep’te “Sünnilik Türk Gücüdür” serlevhalı konuşmasını yaptı.

SÜNNİLİK TÜRKİYE’NİN YEGÂNE KOZUDUR
İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel, Gaziantep’te “Sünnilik Türk Gücüdür” serlevhalı konuşmasını yaptı.
 
Kalabalık bir dinleyici kitlesine hitap eden Genel Başkan İsmet Özel akademik, ilmi veya entelektüel manada Sünnilik dersi vermeyi veya bu türden bir Türklük izahı getirmeyi düşünmediğini beyan ederek sözlerine başladı. Böyle bir başlığın oluşmasına sebep teşkil eden tarihî vetireye ve bu başlığın meydana gelmesinden nasıl bir fayda beklendiğinin ehemmiyetine işaret eden Genel Başkan İsmet Özel, “‘Sünnilik Türk Gücüdür’ sözü bir ihtiyacı gidermek üzere söylendi. Bir güce ihtiyacımız varsa ve bu gücün Türk Gücü olmasını istiyorsak buna Sünnilik diyoruz.” diyerek, böyle bir güce ihtiyaç duyulmuyorsa veya gücün bir Türk gücü olması istenmiyorsa, Sünniliğe de ihtiyaç duyulmayacağını kaydetti.
 
 
 
Uzun yıllar boyunca, en azından Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin hükümet oluşuna kadar, Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu sözünün, resmi veya gayri resmi bütün çevrelerin, kendilerini bu ülkenin geçerli birer unsuru olarak tasdik ettirebilmeleri için kullandıkları bir ifade olduğunu; şimdi ise bu ifadenin rahatsızlık uyandırdığını, bunun yerine artık başka sözlerin geçerliliğe esas sayıldığını belirten Genel Başkan İsmet Özel, “Sünnilik” sözünden de “Türk” sözünden de -amiyane tabiriyle- “gıcık” kapılmakta olduğuna dikkat çekti. Bu sözleri söyleyenlerin düşman olarak görüldüklerini ve tasfiye edilmesi gereken unsurlar olarak addedildiklerini belirten Genel Başkan İsmet Özel; bağıra çağıra ifade edilmese de, bütün münasebetlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının rahatsız edici bir şey haline geldiğini ifade etti. Genel Başkan İsmet Özel bütün bu duruma Birinci Dünya Savaşı’nın, savaşı başlatanlar tarafından zaferle sonuçlandırılmış olmasının sebep olduğunu ifade etti.
 
Birinci Dünya Savaşı’yla birlikte dünyada, para hâkimiyetinin önündeki bütün büyük engeller tasfiye edildiğini, 1917 yılında -yani savaşın galipleri arasına katılacak olan Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşa girdiği yılda- Rusya’da Çar’ın devrildiğini ve ihtilalin vuku bulduğunu hatırlatan Genel Başkan İsmet Özel, böylece savaş bitmeden finans hâkimiyeti önündeki engellerden birinin silindiğini; Avusturya Macaristan İmparatorluğu, Alman İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun da savaşın sonunda ortadan kaldırıldığını izah etti.
 
Bu savaşın sonunda dinini terk etmediğini bütün dünyaya kabul ettiren bir millet tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin ilan edildiğini ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, sadece Türkiye’de insanların Müslüman oldukları için hayat hakkı sahibi olabildiklerini; dünya otoritelerinin tanıdığı bir belgenin yani paranın hâkimiyetinin geçmediği yegâne ülke olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık kazandığını ifade etti. İşin diğer yönüne bakıldığında ise dünya sisteminin tanıdığı bir mühlete istinat edilerek; dünya sisteminin verdiği talimatların kabul edildiği, bunlara itiraz edenlerin ise tecziye edildiği bir Türkiye Cumhuriyeti’nin bahis konusu olduğuna da dikkat çekti. Türkiye Cumhuriyeti’nin muvakkaten kurulmuş bulunduğunu dile getiren Genel Başkan İsmet Özel, Türkiye Cumhuriyeti’nin idaresini eline alanların dünya sisteminin merkezine Panislamist, Pantürkist veya Bolşevik olmama güvencesi vererek bir mevcudiyeti koruyabildiklerini ifade etti. Genel Başkan İsmet Özel bu türden ideallerin etkinlik kazandığı bir ülkede en geçerli değerin para olmayabileceği hususunun böyle bir güvenceyi Dünya Sistemi için gerekli kıldığını vurguladı.
  
İkinci Dünya Savaşı’nın tek galibi olan Amerika Birleşik Devletleri’nin Bretton Woods anlaşmalarıyla Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Para Fonu’nu kurarak dünya sisteminin merkezini New York’a taşıdığını hatırlatan Genel Başkan İsmet Özel, Birinci Dünya Savaşı sonunda dünya sisteminin o dönemdeki merkezi olan Londra ile anlaşan Türkiye Cumhuriyeti’nin bu defa yeni merkezin talimatlarına ayak uydurmaya çalışmakla iştigal ettiğini söyledi. Bugün Türkiye’yi idare edenlerin bu talimatlar dolayısıyla daha mektep yıllarından itibaren birer Amerikan ajanı olarak ve yaptıkları işi en olağan iş şekilde görerek yetiştiklerini ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyadaki para hâkimiyetinin etkinliğini korumak üzere dindarlığı desteklediğini, “churchgoers” veya “cami cemaati” olarak bilinen vakıanın bu sebeple arkasında durduğunu dile getirdi.
 
İstiklâl Harbi’nde Maraş, Urfa ve Antep’te vuku bulan hareketleri itibarsızlaştırmak üzere bazı çevrelerce söylenegelen; bu şehirlerdeki Müslüman ahalinin vatanperverlik veya yüksek idealler dolayısıyla değil, Ermenilerden gasp ettikleri mal ve mülkün yeniden Ermenilerin eline geçmemesi endişesiyle hareket ettikleri tezlerine de temas eden Genel Başkan İsmet Özel, böyle bile olsa yine de yüksek bir değerin bahis konusu olduğunu beyan ederek, Müslümanların Tanzimat Fermanı dolayısıyla ellerinden alınan hakları istirdat etmiş bulunmalarından daha yerinde bir iş olamayacağını dile getirdi.
 
SÜNNİLİK TÜRKİYE’NİN YEGÂNE KOZUDUR
 
27 Mayıs 1960’da Türkiye Cumhuriyeti’nin lağvedilmesi karşısında “Türkiye’nin varlığının nasıl devam ettirileceği” sorusu karşısında çözüm olarak sosyalist bir rejimin varlık kazanmasının öne sürüldüğünü; Kürtlere Anadilde eğitim, Alevilere ibadet imkânları tanınması gibi bir takım girişimlerin sosyalist bir yönetimde gerçekleştirilmesinin zaruri olacağını, bunların Kemalizm’le hesaplaşma yönünde bir potansiyel olarak canlandığını belirtti. 27 Mayıs sonrasındaki sosyalist dönüşüm düşüncesinin aynı zamanda İslami bir esasa istinat ettiğine dikkat çeken Genel Başkan İsmet Özel Türkiye İşçi Partisi’nin 1965 seçimlerine “Kula Kulluk Yetsin Artık” sloganıyla girdiğini hatırlattı.
 
Sosyalist dönüşüm düşüncesi ile beraber Kemalizm’le hesaplaşma meselesi olarak canlılık kazanan etnik taleplerin, Siyasal İslam’ın doğuşundan sonra  doğrudan doğruya Türkiye’nin yok edilmesi projesinin birer parçası olarak fonksiyon icra etmeye başladığına işaret eden Genel Başkan İsmet Özel, Siyasal İslam’ın etkinlik kazanmasıyla birlikte Türkiye’deki sol hareketlerin de enternasyonal bir manaya raptedildiğini, bir bakıma Amerikan Komünist Partisi’nin hedeflerinin içinde bir yere dâhil olduğunu dile getirdi.
 
Türkiye’nin varlığını idame ettirebilmesi için, varlığını yok etmek için üzerine gelenlere karşı birtakım kozları elinde bulundurması gerektiğini vurgulayan Genel Başkan İsmet Özel, Türkiye için bu kozun Sünnilikten başka bir şey olamayacağına, Sünnilik ve Türklük dışında yer alan her unsurun gâvurlarca finanse edildiği ve destek gördüğüne dikkat çekti. Genel Başkan, Türkiye’nin gücünü yalnızca Sünnilikten alabileceğini dile getirdi.
 
Allah’ın rahmetinin, gazabını aştığını ve Kur’an-ı Kerim’in bu sebeple nazil olduğunu dile getiren Genel Başkan İsmet Özel, Allah’ın kulu olduğumuzu bilmemiz halinde Allah’a savaş açanlara karşı yükseltileceğimizin muhakkak olduğunu beyan ve ilan etti.
 
 
İstiklal Marşı Derneği / 01 Temmuz 2012, Gaziantep
adminadmin